Fiziksel ve Psikolojik Şiddet Hep En Yakınlardan Gelir
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Bağımlılıklarla Mücadele Koordinatörü ve Sosyolog Ahmet Aydın, ilişki bağımlılığında travma dolu sonuçlarla karşılaşıldığında bu tür şiddetlerin hep en yakınlardan geldiğini belirterek şu açıklamalara yer verdi.
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Bağımlılıklarla Mücadele Koordinatörü ve Sosyolog Ahmet Aydın, ilişki bağımlılığında travma dolu sonuçlarla karşılaşıldığında bu tür şiddetlerin hep en yakınlardan geldiğini belirterek şu açıklamalara yer verdi:
“Özellikle psikolojik olarak kendine güvenmeyen, kendi ayakları üzerinde durmayan bireyler diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi ilişki bağımlılığına yakalanma oranları daha fazla oluyor. Psikolojik olarak kendisini güçlü hissetmiyor ve psikolojik rahatsızlığı olan bireylerin bir başka şeye bağlanmaları daha kolay biçimde ortaya çıkıyor”
“Birey iki türlü ilişki bağımlısı olabiliyor, ilki kendisine bağımlılığı ikincisi ise karşı tarafa olan bağımlılığı. Narsizm diye adlandırılan bir kavram var. Narsizm ciddi manada ilişki bağımlılığını bireysel anlamda açıklayan bir kavram. Çünkü narsist bireyler kendilerini herkesten üstün görüyorlar. Kendilerine zarar verdikleri gibi karşı tarafı da küçümsüyorlar. Bazen bu davranışı gösterdikleri ailesi oluyor, iş arkadaşları oluyor bazen de sevgilisi oluyor. Onlara da psikolojik baskı yaparak zarar verebiliyorlar” dedi.
İlişki bağımlılığından kurtulabilmek için destek alınması gerektiğine vurgu yapan Ahmet Aydın, “önce bireyin kendisinde böyle bir rahatsızlık olduğunu kabul etmesi gerekiyor. Kabul etmediği zaman tedavi süreci uzuyor. Kabul ettiği zamanda bu alanda uzman kişilerden destek alması gerekiyor. Tedavi sürecinde terapi çok önemli. Bazı durumlarda yalnızca destek almakta yeterli olmayabiliyor, eğer gerekli görülürse ilaçla tedavi de mümkün. Yapılan terapilerde duygusal farkındalığımızı geliştirmemiz gerekiyor, hem kendimize hem de çevremize sağlıklı sınırlar koymayı bilmek gerekiyor”
“Farkındalık geliştirmek, profesyonel yardım almak, kendi kimliğimizi keşfetmek, ben neyim sorusunun cevabını bulmak ve ona göre yol çizmek gerekiyor. Biz kendi elimizle tehlikeleri üstümüze çekiyoruz, ‘bu benim kaderimde var’ ya da ‘eşimdir döver de sever de’ mantığıyla düşünüyoruz. En yakınımız bize kör noktalar oluşturuyor, tehlikenin kucağına itiyor. Bu benim annem diyoruz, eşim diyoruz zarar vermez diye düşünüyoruz ama zarar verebiliyor” diyerek sözlerini tamamladı.