AK Parti Seçim Stratejilerini Belirliyor
AK Parti Seçim Stratejilerini Belirliyor
AK Parti Akdeniz Bölgesi Tanıtım ve Medya Başkanları toplantısı, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı, Tanıtım ve Medya Başkanı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal’ın başkanlığında Antalya’da gerçekleştirildi.
Toplantıya Ak Parti Isparta İl Başkan Yardımcısı, Tanıtım ve Medya Başkanı Okay Karaman ile birlikte gençlik ve kadın kolları Tanıtım ve Medya Başkanları katıldı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, “Bu ülkede güya siyaset yaptığını söyleyen bu ülkede ana muhalefet partisinin genel başkanı hüviyetini taşıyan bir şahıs utanmadan bu millete iftara etti. Bu milletin hukukunu koruması gereken bir siyaset adamı bir genel başkan çıktı darbecilerin hukukunu korudu. Dolayısıyla biz değerli arkadaşlar kara propagandanın etkisinde asla ve asla kalmadan yolumuza devam edeceğiz” dedi.
“SEÇİM KAMPANYA STRATEJİMİZİ
TAMAMEN DEĞİŞTİRECEĞİZ”
Seçim kampanya stratejilerini tamamen değiştireceklerini dile getiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, “Günlük bilgilendirmeden tutun da küçük kampanyalarla sürekli gündemi yukarıda tutarak bir ortak dil oluşturuyoruz. Ama bundan sonra ne yapacağız, kampanya modeli olarak. Şu anda aslında başlatmış olduğumuz planlamayı sadece seçim yaklaştığında yoğunluğunu arttıracağız. Yani düşük yoğunluklu şu anda devam ediyoruz, ama bu düşük yoğunluk içerisinde zaman zaman bir bakıyorsunuz açık havayı kullanıyoruz, bir bakıyorsunuz sosyal medyayı kullanıyoruz, bir bakıyoruz sözcülerimizin bir konuda mesela geçtiğimiz günlerde bu Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile ilgili yoğun bir gündem oluşturduk. Ya da şeker fabrikalarıyla ilgili bir dezenformasyon başlayacağını anladığımızda doğru bilgilendirme, bunu her alanda yapıyoruz” dedi.
“LOKAL ÇÖZÜMLERLE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
Kampanya başladığında başka bir moda geçeceklerini ifade eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, “Nedir o mod, bir bu kampanyanın temel taşıyıcıları tanıtım medya başkanları, mahalle başkanları, sandık yönetim kurulları olacak. Bizim adeta parmak uçlarımız gibi hem sandık yönetim kurullarımız hem mahalle başkanlarımız sizlerle beraber çalışacaklar bu çok önemli. Cumhurbaşkanımız neden muhtarlarımızla son derece iyi bir ilişki içinde. Çünkü muhtarlarımız devlet aygınının sinir ucudur. Parmak ucu niteliğindedir adeta muhtarlarımız. Bizim mahalle başkanlarımız da siyasetimizin parmak ucudur. Oralara nasıl dokunacağız, oraları nasıl hissedeceğiz mahalle başkanlarımızla oraları hissedeceğiz. Oraları nasıl hissedeceğiz. Sandık yönetim kurulları ile oraları hissedeceğiz. Peki orada hissettiklerimizi nereye taşacağız, merkeze taşıyacağız. Merkezden tekrardan ürettiğimiz strateji, iletişim, planlamayla da sahada anlık ve adeta yerinde sorunların fark edilip lokal çözümlerle yolumuza devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“ESKİ TÜRKİYE’DE ÇÖP, ÇUKUR VE ÇAMUR VARDI”
16 yılda eski Türkiye’nin bütün sorunlarını çözdüklerini söyleyen Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eski Türkiye’de ne vardı. Çöp, çukur ve çamur vardı. Yerel yönetimler dediğin zaman, belediyelerden insanlar ne bekliyorlardı. Kardeşim şu çöpü topla, çukurları düzelt, çamurdan da bizi kurtar. İnsanların önceliği buydu, ama yerel yönetimlerde biz çöpü, çukuru, çamuru temizlediğimiz gibi rekreasyon alanlarından tutun kültür merkezlerine bilgi evlerine kadar insanlara inanılmaz hizmetler götürdük. Dolayısıyla artık bu hizmetler insanların rutini haline geldi. Peki insanlar artık sorun tanıtımını nereden yapıyorlar. Kendi sokağındaki lambanın yanıp yanmamasıyla ilgileniyor. Kendi sokağında eğer doğal gaz çalışması olmuş ve doğal gaz çalışması bittikten 2 saat sonra o çukur kapatılıp üstü asfaltlanmamışsa bu onun için çok büyük bir sorun. Haklı da. Yani Türkiye’de büyük sorunları hallettiğimiz için artık her birimiz daha lokal sorunlarla ilgileniyoruz.”
BAŞARIYA ODAKLI İKİ KAMPANYA
Seçimlerde iki kampanyalarının olacağını belirten AK Parti Sözcüsü Ünal, bir genel kampanyalarının, bir de yerel kampanyalarının olacağını dile getirdi. Ünal, “Yerel sorunların yerinde tespit edilmesi, yerinde çözülmesi ve insanlara kendi evlerinde, kendi mahallelerinde, kendi ilçelerinde ve onun sorun ettiği şeyle ilişki kurarak bu işi yürüteceğiz. Çünkü demokrasi bir rıza inşasıdır. Yani seçmenin sizi tercih etmesi onun rızasını kabulünün onayını inşa ettiğiniz kadardır. Bir yerde demokrasinin gücünü, etkisini, demokrasi kültürünün yerleşik olup olmadığını anlamak istiyorsanız o toplumdaki rıza inşasına bakacaksınız. O insanların ne kadar rızası alınmış, o insanların kabulü onayı, beğenisi ne durumda. İşte bunun için rıza inşası dediğimiz zaman bizim dilimizdeki karşılığı ne, bu teknik terimin bizim dilimizdeki karşılığı ne, gönüllere girmeden sandıktan çıkamazsınız. Yani insanların gönlüne girmek gerekiyor. İnsanların gönlüne dokunmamız gerekiyor. 16 yıldan beri biz neden iktidardayız. 16 yıldan beri biz insanların gönlüne girdiğimiz için sandıktan çıkıyoruz. Her 2 yılda bir seçim kazanmış bir siyasi partiyi konuşuyoruz. Girdiği bütün seçimleri kazanmış bir siyasi partiyi konuşuyoruz. Yani AK Parti’yi konuşurken herhangi bir partiyi konuşmuyoruz. AK Parti’nin artık üniversitelerde doktora tezi aşamasında tartışılan konuşulan, AK Parti’nin siyasal kampanyalarını, siyasal iletişim dilini, AK Parti’nin seçim beyannamelerini, AK Parti’nin sahada uyguladığı seçim stratejilerini artık sadece Türkiye’de değil dünyada merak ediliyor ve araştırılıyor” dedi.
“Türkiye’de sistematik olarak, efendim yok Türkiye’de baskı rejimi varmış, Türkiye’de yok efendim diktatörlük varmış, Türkiye’de gazeteciler şöyleymiş” gibi söylemlerin kara propagandanın bir parçası olduğunu söyleyen Ünal, konuşmasını şöyle tamamladı: “16 yıldan beri Türkiye’de son derece sağlıklı bir şekilde seçimler yapılıyor mu yapılıyor. Bu seçimlerin sonucunda, bu milletin teveccühüyle seçilenler demokrasi zemininde, hukuk zemininde, anayasal zeminde bu ülkeyi gerektiği gibi yönetiyor mu yönetiyor. Bakın 15 Temmuz işgal girişimi, yani kelime bulamıyorum çünkü insanlık tarihinde yok böyle bir şey. Sivillerin üzerine helikopterlerle ateş açıldığı, sivillerin F-16’larla bombalandığı, tankların insanların üzerine sürüldüğü ve bunu da üstelik asker üniforması giymiş teröristlerin yani bunu Fransız yapmadı, bunu Rus yapmadı, bunu İngiliz yapmadı. Bunu bu ülkenin içerisinde zombileştirilmiş ve kendi insanımız zannettiğimiz toplumda gazeteci olarak, toplumda akademisyen olarak, toplumda polis olarak toplumda asker olarak aramızda dolaşan insanların bir gecede nasıl canavarlaştığını gördük. Dünya böyle bir travma yaşamamıştır. Buna rağmen Türkiye ne yaptı? İnsan hakları sözleşmesini askıya almadı. Buna rağmen Türkiye ne yaptı? Türkiye bunları şeffaf bir şekilde, uluslararası hukuka uyun bir şekilde kameraların önünde yargıladı. Bu millet o gece isteseydi kendisine silah sıkan o hainleri ne yapardı. O silahları ellerinden alır hepsini kurşuna tek tek dizer miydi dizerdi. Bu millet bunu da yapmadı. Bunları aldı devletine teslim etti. Silahları da tek bir eksiksiz devletine teslim etti. Buna rağmen bu ülkede güya siyaset yaptığını söyleyen bu ülkede ana muhalefet partisinin genel başkanı hüviyetini taşıyan bir şahıs utanmadan bu millete iftara etti. Bu milletin hukukunu koruması gereken bir siyaset adamı bir genel başkan çıktı darbecilerin hukukunu korudu. Dolayısıyla biz değerli arkadaşlar kara propagandanın etkisinde asla ve asla kalmadan yolumuza devam edeceğiz.”
