Bana El Ver Susuz Kalma!
Bu Ses Eğirdir Gölü'nün Sesi...
EKO-Bir Başkanı, Gelendost Belediye Başkanı Mehmet Sezgin, özellikle Hoyran Bölgesi’nde göl seviyesinin çok düştüğünü, büyük büyük arazilerin oluştuğunu, karşıdan karşıya kayıkla geçişin artık mümkün olmadığına dikkat çekti.
Eğirdir Gölü için "Sahibinin ayağına gidilerek ve desteğiyle ses getirecek etkili yasal etkinlikler" kapsamında Mustafa Kemal Findos, Dr. Önder Yiğitbaşı ve Bekir Sıtkı Esendir'in, öncelikle Eğirdir Belediye Başkanı Veli Gök'ü ziyaretleriyle başlayan etkinlikler, EKO-BİR (Eğirdir ve Kovada Göllerini Korumu Birliği) salonunda bilgilendirme toplantısı ile devam etti.
EKO-BİR Başkanı Mehmet Sezgin, "2 ay önce Çevre Bakanımız Murat Kurum Isparta’ya geldiğinde Valilikte Belediye Başkanlarıyla yaptığı toplantıda bizlere sordu: "ilçene ne istersin?" diye sordu. Çoğu arkadaşımız ilçesine çöp arabası, itfaiye aracı istedi. Bana sıra geldiğinde ben bir şey istemiyorum. Niye istemiyorsunuz dediğinde “Ben Gölümü İstiyorum” dedim.
Bu göl üzerinde 6 kurum var. En büyük handikaplarımızdan bir tanesi bu. 6 kurum birbirine sarıyor. Örneğin Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, Çevre Bakanlığı, EKO-BİR, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Su Ürünleri, DSİ. 6 kurumun 6’sının da göl üzerinde hükmü var. Hep de birbirimizle çelişiyoruz. Biz 2 yıl önce Gölde batık ağların temizlenmesi konusunda bir program yaptığımızda, yasak dönemde hem avcılara bir bedel ödeyelim, günlük geçimlerini temin etsinler hem de gölden kaçak avlanmayı durduralım diye bir proje hazırladık. Buna Hoyran bölgesinden başladık. Oradaki balıkçıları gruplandırdık, yakıtlarını biz temin ettik, yevmiyelerini verdik. Tabanlara çapa atmak suretiyle batık ağların temizliğini yaptık. İnanın o video görüntülerini görseniz çok hayret edersiniz. Bu tatlı su içilir konumda mı değil mi? O zaman daha çok karar veririz. O zamanlar Çevre Bakanlığına, Valiliğe şikayet ettiler. EKO-BİR Göle çıkmasın dediler. Biz ona iddia olarak yine gölümüze çıktık, yine temizliğimizi yaptık belli bölgeye kadar.
EKO-BİR ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR
6 tane kurumun olması gerçekten çalışmaları bir nebzede olsa frenliyor. Devlet kurumlarında izin almak ne kadar zorsa biz EKO-BİR olarak izin almadan verdiğimiz kararla direkt yürüme özelliğine sahibiz. Ama bir kamu kurumu geldiği zaman Valilikten, Çevre ve Şehircilikten, DSİ’den hepsinden izin almak suretiyle çıkmak zorunda. Onun için EKO-BİR bu durumda biraz daha faal durumda. Biz bu çalışmaya hala daha devam ediyoruz. Biz ceza yazmıyoruz. Yazacağımız cezayı Çevre İl Müdürlüğüne veya yakaladığımız ürünleri Mal Müdürlüğüne havale ediyoruz. Koruma kontrol yönetmeliğine göre göl üzerindeki etkimiz fazla.
1.5 KM’YE VARAN ARAZİLER ORTAYA ÇIKTI
5-6 yıl önce Eğirdir Gölü SOS veriyor dediğimizde dediler ki Eğirdir Gölü kapanmaz. Eğirdir Gölündeki su seviyesinin düşmesi mümkün değil. 914 kodu şöyle, 916 kodu böyle. Eğirdir Gölü şu anda 917 kodunda. 916.9’a düştü. E bu koruma seviyesinde değil. TÜBİTAK’ın verilerine girdiğimiz zaman maalesef kuruma bölgesine girdi. Koskoca deniz diye tabir edilen Hazar Gölü kuruduysa, Eğirdir Gölü bunun içerisinde bir nebze. Şu anda imkanımız olsa ben sizleri Gelendost Kemer damları ve Kumdallı,Kabaca bölgesine götürsem bariz özelliğini göreceksiniz. Bunu da niye derseniz sizdeki gördüğünüz özellik sadece tas seviyesinde suyun düşmesi. 1 metre düştü diyorsunuz. O bölgede 1,5 km’ye varan araziler oluştu. Hatta dün DSİ yetkilileriyle gittiğimizde Kemer bölgesinde 40’a yakın kaynak vardı, sadece 4 kaynağı bulabildik. Onlar da artık kaynamıyor. Sadece durağan halde.
ARTIK GÖLÜMÜZE DOKUNALIM
Biz artık gölümüze dokunalım artık diyoruz. Slogan olarak da onu belirledik. Yani korumak, dokunmamak değil. Hem koruyalım hem de gölümüze dokunalım. Tarihte bu göl nasıl korunduysa, vatandaş (afedersiniz) kum çalarak bu gölü korumanın yolunu seçtiyse, sazı biçerek, kamışı biçerek koruduysa bugün de artık bunu bırakın ve gölümüze dokunalım artık diyorum. Çünkü otlanmayı önlememiz mümkün değil. Tabandaki otlanma şu anda hat safhada. Şuanda kamışlar isteği gibi çıkıyor.
Ben 1960 Doğumluyum. Ben gölün üzerindeyim. Gelendost’lu olmam dolayısıyla sürekli takip içerisindeyim. O dönemlerde SEKA Fabrikasının kamış ihtiyacını Eğirdir Gölü karşılıyordu. Ama şu anda dokunulmazlıktan dolayı dokunulamıyor. Bir kamışın verdiği buharlaşma miktarını söylemeye gerek yok. Sulama bedeline karşılık gelecek şekilde bir kayıp oluşturuyor. Ama maalesef dokunamıyoruz. Bir balda dediğimiz olaya dokunamıyoruz, sazlıklara dokunamıyoruz. Gölün altındaki pisliği alamıyoruz. Göl şuanda kendisi bir salıncağın sallanma periyotları içerisinde göl sadece bir çanağın içerisinde dalgalanmasını yapıyor. İçerisindeki pisliği dışarı atar konumda değil. Eskiden pisliğini atardı, vatandaş oradan kum çalma bahanesiyle o pisliği oradan temizlerdi. Şu anda o da yok. Hatta 15 gün önce Sarıidris’ten aradılar EKO-BİR gelse de o pisliği alsa diye. Ama dokunmak yasak. Dokunamazsınız" dedi.