Ben Ne Çok Hata Yapmışım Meğer...

Sevgili günlük...
Ne kadar havalı görünüyor değil mi?
Neyse sevgili günlüğün havasını bozmak istemem...

Bu sabah yine güzel şeyler düşünerek uyandım... O ceberut kabusu hafızımdan sildim yüzümü yıkarken...
Bakımsız sakallarıma çarpan soğuk su beynime işleyerek sildi o ceberut kabusu...

Aynaya baktım, günaydın dedim kendi kendime...
Özensizce giyinip evden çıktım.

Otobüs durağında bekleyen ve sürekli telefonla ilgilenen, uzun etekli kıza hafif tebessüm ettim günaydın dercesine...
Gülümsemenin bulaşıcı olduğunun kocaman bir yalan olduğunu düşündüm.

Tısıltılar çıkararak durağa yanaşan otobüs içimde anlamsız bir sevinç yarattı.
Mavi kravatlı şoföre günaydın dedim...

Şoför "arkada bir sürü yer var ilerleyelim" diye cevap verdi.
Uzun etekli kızın hissettirdiği ‘gülümsemenin bulaşıcı olduğu yalanı’ aklıma geldi yine...

....

Her zamanki çabukluğumun aksine bir süre anahtarımı aradım cebimde... Kapıyı açtım... Candan Erçetin karşıladı beni "ben ne çok hata yapmışım meğer" dedi.

Gülümsedim, sonra cevap vermek istedim; "Sende benim hatalarımdan birisin. Sen en güzel duyguların katilisin" dedim içimden...

Sonra gülümsedim yine kendi kendime... Bulaşıcı olmayan bir tebessüm işte...

Pardon, anlamadım; neden mi cevap vermedim?
Bir hata olarak görmemişimdir belki...

Neyse... İşimize bakalım hadi...

Daha çekecek acılarımız var…

Bu arada ben kimiyim; Psikolojik Deli Erdi işte… Kayda değer bir kimliğim yok. Ajans32 yöneticilerine “kaale alınmayacak bir deliyi” -kaale aldıkları için- teşekkürler…