Cehalet… Dram… ÇARESİZLİK…
Cehalet… Dram… ÇARESİZLİK…
Adı Gülsüm… 37 Yaşında… 2 yıl önce tanıştığı bir adamla ‘imam nikahı’ kıyarak evlendi… İmam sahte çıktı, adam Gülsüm’ü terk edip gitti… Gülsüm, Nisan ayında bir erkek çocuğu dünyaya getirdi… Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Gülsüm’ün çocuğa uygun şartlar sağlayamayacağını tespit ederek çocuğu devlet koruması altına aldı… Gülsüm ise şimdi çaresiz çocuğunu görme arayışları içerisinde… İşte Gülsüm’ün ibretlik hikayesi…
Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, Türk aydınlanmasının en başına kadın ve çocuk hakları konulmuştu. 17 Şubat 1926 yılında Türk Medeni Kanunu’nu kabul edilmiş, böylece erkek egemen düzene son verme hamlesine girişilmişti. Devlet yapısı laikleştirilerek hukuk kuralları da akla ve bilime uygun hale getirilmişti.
Türk Medeni Kanunu ile birlikte kişilerin hak ve borçları, aile kurumunun işleyişi ve sona ermesi, mülkiyet ilişkileri, miras sorunları gibi konularda kadın, erkek ve çocuk haklarını gözeten Türk Medeni Kanunu, 17 Şubat 1926 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi.
Resmi nikah zorunlu hale getirilerek, eski düzendeki ‘erkeğin birden çok kadınla evlilik yapabilmesinin’ önüne geçildi. Evlilik akdi, devlet güvencesine alındı ve kadının da evlilikte eşit olduğu yasal zeminde kabul edildi. Çocukların iyi yetiştirilmesi için anne ve babaya yükümlülükler getirildi.
Bu kısa tarihi bilgiyi Gülsüm’ün hikayesini daha iyi anlatabilmek için verdik. Gülsüm 37 yaşında. Bundan 2 yıl önce tanıştığı bir adamla gönül ilişki yaşar. Daha sonra adam Gülsüm’e imam nikahı yapacağını söyler ve yapar. Kısa bir süre sonra ise adam Gülsüm’ü terk eder gider… Gülsüm, daha sonra imamın da nikahında sahte olduğunu öğrenir, ama iş işten geçmiştir.
BEBEK DEVLET KORUMASINDA
Geçen Nisan ayında Gülsüm, imam nikahlı adamdan bir erkek çocuğu dünyaya getirir. Isparta Şehir Hastanesi’nde dünyaya gelen bebeğe Koray adını verir Gülsüm. Gülsüm’ün yaşadığı evin, ekonomik durumunun, aile yapısının Koray’ın geleceği açısından uygun olmadığını Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü görevlileri tespit eder. Gülsüm’ün yaşam koşullarını iyileştirmesi gerektiğini de kendisine iletirler. Ancak, söz konusu iyileştirme gerçekleşmez, gerçekleşemez. Sonrasında ise Gülsüm’ün bebeği, devlet korumasına alınır.
BENİ KANDIRARAK ÇOCUĞUMU ALDILAR İDDİASI
İbretlik hikayenin devamını Gülsüm’den dinleyelim; “Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nden eve geldiler. Duvarlarda is vardı. Sobalı ev. Durumun uygun olmadığını söylediler. Sonra ben bir apart tuttum. Orayı da beğenmediler. Daha sonra Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde çocuk sağlık kontrolünden geçirilecek diyerek beni kandırıp çocuğumu aldılar. Çocuğumu benden aldıklarında daha 10 günlüktü. O gündür bu gündür çocuğumu görmüyorum. En azından çocuğumu bana göstersinler. Bir anne olarak bunu hak ediyorum.”