CHP ve Değişim Üzerine

CHP’de bir değişim türküsüdür aldı başını gidiyor. Seçimlerin ardından klasik ‘lider’ tartışması başladı.

Seçim öncesi büyük umutlar taşıyan CHP’nin tabanı artık değişim istiyor. Evet, değişim şart. İktidar hedefi ile yola çıkan bir siyasi parti açısından başarının tek kıstası seçimdir. Eğer seçimlerde başarı elde edememişsen ‘başarısızsındır’. Bu başarısızlığın nesnel dayanaklarını anlatıp çözüm sunabilirsen devam etme şansın olabilir. Ama başarısızlık bir değil, iki değil, üç değil… O halde değişim kaçınılmazdır.

Şekil itibariyle tartışma doğru. Peki içerik… Siyasette belirleyici olan programdır. CHP’nin son seçimde karşılaştığı başarısızlıkta elbette yöneticilerin etkisi büyük. Ama, sırtını PKK’nın legalleşmiş yansıması olan HDP’ye dayayan, bu suretle Atatürk’ün altı ok programından uzaklaşan bir CHP profili, seçmeni CHP’den uzaklaştırdı. Arkasındaki Atatürk mirasına sırtını dönen yöneticilerden arınmayan, programının ana hatlarını Atatürk’ün altı okuna dayamayan CHP’nin başarısız olması kaçınılmaz.

Özellikle terörle mücadele, ekonomi ve aydınlanma konularında hassas bir seçmen kitlesine sahip olan CHP, sadece ve sadece ‘Erdoğan gitsin de gerisi önemli değil’ mantığı ile HDP’ye baraj atlatma derdine düşerse seçmenin vicdanından ve gönlünden de kendisi düşer.

Bu pencereden bakıldığı zaman esasen CHP’nin değişmeye değil, köklerine dönmeye, köklerine sıkı sıkı sarılmaya ihtiyacı olduğunu söyleyebiliriz. Partisinin merkezine Atatürk’ün altı okunu koyan bir CHP’nin çok daha güçlü olacağı kesindir.

Bize düşen partinin başına Ali mi geçsin? Veli mi? Sorusu üzerinde durmak değil elbette. Buna karar verecek olan CHP’nin iç dinamikleridir ve burada bize söz düşmez. Ancak, politik tavır konusunda fikirlerimizi söylemekten de geri duramayız elbette. Ne diyelim, CHP çözümü uzakta aramamalı deyip bu konuyu noktalayalım…