Cinnet Toplumuna Doğru Mu Gidiyoruz!

Her gün bir cinayet haberi, her gün hunharca katledilen canlar ve cinnetin eşiğinde bir toplum… Huzur kenti Isparta’da son 3 günde 3 farklı cinayet olayında 4 kişi yaşamını yitirdi. Kayınbirader cinayeti… Eski Sevgili Cinayeti… Maganda Kurşunu… İsimler ve sıfatlar farklı olsa da sonuç aynı… Ve soru şu; “Toplum olarak nereye gidiyoruz?”

Türkiye’nin yaşanabilir kentlerinden biri olan Isparta’da son günlerde gazete manşetlerinde ardı ardına cinayet haberleri yer almaya başladı. Siyah tramlı gazete sütunlarında sizlere son 3 gündür kararan, daha doğrusu karartılan hayatların hikayelerini aktarıyoruz.

17 KASIM KAYINBİRADER CİNAYETİ
Takvim yaprakları 17 Kasım Pazar’ı, saatler ise 10:30’u gösteriyordu ilk cinayet haberi polis telsizinden yankılanırken… Isparta Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkez Komutanlığında görevli Uzman Çavuş Erkan Öztürk, nöbetten çıkınca Davran Mahallesi 142. Cadde'de bulunan Selçuklu Sitesi'ndeki evine gitti. Öztürk'ün hemen ardından eve eşinin erkek kardeşi geldi. Polis olduğu öğrenilen şahıs, Erkan Öztürk ve eşi Ebru Öztürk'ü 2 ve 5 yaşlarındaki çocuklarının gözü önünde tabancayla vurarak olay yerinden kaçtı. Polis şimdi her yerde o katili arıyor.

18 KASIM MAGANDA KURŞUNU
Isparta henüz kayınbirader cinayetinin şokunu atlatamadan takvim yapraklarının 17 Kasımdan 18 Kasım’a döndüğü ilk saatlerde bir acı haber daha düştü haber merkezlerimize. Bu defa katilin adı maganda idi.
sabaha karşı eğlence mekanı çıkışında 2 otomobille kent merkezine dönen gruptan birinin silahla rastgele ateş ettiği sırada genç muavin kurşunların hedefi oldu. Yanında seyir halinde olan arkadaşlarının bulunduğu diğer araçtan açılan ateşle vurulan genç muavin, olay yerinde hayatını kaybetti. Olayla ilgili 5 kişi gözaltına alındı.

Olay, sabaha karşı 05.00 sıralarında Isparta - Afyonkarahisar Karayolu üzerindeki Gönen ilçesi yakınlarında meydana geldi. İddiaya göre, bir eğlence mekanında eğlendikten sonra Isparta merkezine döndükleri belirtilen grup 2 araçla yola çıktı. Yan yana gittiği öne sürülen 2 otomobil seyir halindeyken, henüz kimliği açıklanmayan şahıslardan biri rastgele havaya ateş açmaya başladı.

Bir otomobilden ateş açıldığı sırada diğer otomobilde bulunan Furkan Özkan, isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Talihsiz muavinin, olay yerinde can verdiği öğrenildi.

18 KASIM ESKİ SEVGİLİ CİNAYETİ
Isparta üçüncü bir şoku yaşayacağından habersiz bu iki cinayetin şokunu yaşıyorken, kan donduran bir cinayet haberi de Fatih Mahallesi’nden geldi. Bu kez katilin adı Eski Sevili idi. Henüz 19 yaşında olan ve ISUBÜ Fotoğrafçılık bölümü öğrencisi Güleda Cankel, eski sevgilisi tarafından bıçaklanarak hunharca katledildi.

Edinilen bilgiye göre, olay önceki akşam kent merkezindeki Fatih Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, ISUBÜ’de öğrenim gören Güleda Cankel (19) kaldığı apartta, eski erkek arkadaşı tarafından önce boğulmak istendi, ardından bıçaklı saldırıya uğradı. Ağır yaralanan genç kız tüm müdahalelere rağmen olay yerinde feci şekilde can verdi.

Talihsiz genç kızın cansız bedeni daha sonra otopsi yapılmak üzere SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne sevk edildi. Öte yandan, olay sonrasında henüz ismi belirtilmeyen zanlının daha sonra polis ekiplerince yakalanarak gözaltına alındığı öğrenildi.

Huzur kenti Isparta’da ardı ardına yaşanan bu olaylar “toplum olarak nereye gidiyoruz?” sorusunu gündeme getirdi.




Manşet Haberimizde sorduğumuz soruyu, Eğitimci-Psikolog Hasan Hüseyin Akagündüz’e yönelttik. Soruya çok net ve keskin bir cevap aldık Akagündüz hocadan “Evet”… Cevabın ardından o bize bir soru yöneltti; “Farkında mısınız? Biz bir şeyleri kaybettik” İşte kaybettiklerimiz…

Manşet haberimizde Isparta’da son günlerde ardı ardına işlenen cinayetleri gündeme getirdik ve sorduk; “Cinnet toplumuna doğru mu gidiyoruz?” Eğitimci-Psikolog Hasan Hüseyin Akagündüz, manşetten sorduğumuz soruya çok net cevap verdi “Evet”

O cevabın ardından ise kendisi haber merkezimize bir soru yoneltti; “Farkında mısınız?” dedi; “Biz bir şeyleri kaybettik”… Demokrat Gazetesi Yazı İşleri Müdürü ve Ajans32 Genel Yayın Yönetmeni Bora Tüfekli, Eğitimci Psikolog Hasan Hüseyin Akagündüz ile o kaybettiğimiz şeyleri ve elbette cinnet toplumunun şifrelerini konuştu.

TOPLUM HEM YORGUN HEM GERGİN
Eğitimci Psikolog Hasan Hüseyin Akagündüz, “Öncelikle toplumun analizini yapmak lazım. Toplum hem yorgun, hem gergin. İşte cinnet dediğiniz şeyin şifreleri burada gizli. Yorgun ve gergin bir toplumdan sağlıklı hareketler bekleyemeyiz ne yazık ki. Bakın, şimdi çıkın dışarıya ve yanlışlıkla birine omzunuz değsin. Sonuca hep birlikte bakalım. İşte bu yorgunluğun ve gerginliğin bir sonucu. Üretimden uzak, sevmekten uzak, kendisine ve ailesine zaman ayıramayan, insanların tahammül sınırları aşağı doğru düşer. Sevgiye, aşka, mala mülke, paraya pula yüklenen anlamlar bizim davranışlarımızı da belirliyor. Örneğin, sevgiye yüklenebilecek en güzel anlam, bence yaşatmaktır. Öldürmek asla olamaz” ifadelerini kullandı.

HERKES KENDİ ADALETİNİ SAĞLAMAYA ÇALIŞIYOR
Toplumda adalet duygusunun geliştirilmesi gerektiğini savunan Akagündüz, “Herkesin kendi adaletini sağladığı bir ortamda yaşamaya çalışıyoruz. Öğrenci velisi öğretmeni öldürüyor, hasta doktoru öldürüyor, asker komutanı öldürüyor, koca karısını öldürüyor ve liste uzayıp gidiyor. Herkesin kendi adaletini sağlamaya çalıştığı bir ortamda huzurdan ne kadar söz edebilirsiniz?” diye sordu.

TOPLUMU AYAKTA TUTAN 4 UNSUR
“Toplumları ve devletleri ayakta tutan 4 ana unsur vardır” tespitini yapan Eğitimci Psikolog Hasan Hüseyin Akagündüz, “Eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet… Bu dört unsur toplumları ve devletleri ayakta tutar. Bizde bu unsurlar ne yazık ki zaafa uğradı. Manevi duygularımızı kaybediyoruz yavaş yavaş. Burada sadece dinsel bir şeyden söz etmiyorum. Değerlerimiz yıprandı. Paylaşma, yardımlaşma, dayanışma, üzülme, sevinme gibi değerlerimizi yıprattık. İşte sizin sorduğunuz cinnet toplumuna doğru mu gidiyoruz? Sorusunun cevabı da bu aslında. Evet, cinnet toplumuna doğru gidiyoruz. Ama farkında mısınız? bu sürece gelirken bir şeylerimizi kaybettik. İşte anlatmaya çalıştığım şey bu” dedi.

TÜRKİYE’Yİ ÇOK UZUN SÜRE PSİKOLOGLAR YÖNETMELİ
Eğitimci Psikolog Akagünüz, aslında toplumsal yaşam sorunlarının sebeplerini değerlendirirken, çözüm önerilerini de sebeplerle bütün olarak anlatmış oldu. Ama gazetecilik huyu işte; yine de sorduk; “Peki hocam çözüm ne?” Akagündüz hoca bu soruya gülümseyerek esprili bir cevap verdi; “Bence Türkiye’yi uzun süre psikologlar yönetmeli” bu cevap Akagündüz hocaya göre esprili bir cevaptı belki ama “Keşke” demekten kendimi alamadım.

Gerçektende öyle değil mi; “Ya psikologlar yönetsin ülkeyi, yada çocuklar” Akagündüz hocanın söylediği o kaybettiğimiz şeylerin başında gelmiyor mu, çocuk sevinçlerimiz, çocuk masumiyetlerimiz…