Çocuğunuzu Bilgisayarın Eline Bırakmayın
Çocuğunuzu Bilgisayarın Eline Bırakmayın
Isparta’da okullarda ve kurumlarda bağımlılık konusunda konferanslar veren aynı zamanda Yeşilay Derneği üyesi olan Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörlüğü Özel Kalem Müdürü Ahmet Aydın, Teknoloji Bağımlığı'nın en önemli nedeninin anne babanın kendi çocuğuyla nitelikli bir şekilde ilgilenmeyip çocuğunu tabletlerin, bilgisayarların eline bırakmış olması olduğunu kaydetti
0-6 YAŞ EĞİTİMİ ES GEÇİLİYOR
Özellikle bizim ülkemizde maalesef annelerimiz, babalarımız, ebeveynlerimiz, tabletleri, akıllı telefonları, interneti, bilgisayarı, televizyonu bir nevi çocuklarına bakıcılık yaptırıyorlar. Özellikle çocuk eğitiminin 0-6 yaş dönemi çok önemli bizlerde 0-6 yaş dönemi es geçiliyor iptal ediliyor insanlar buna çok fazla önem vermiyorlar.
AİLE YAPIMIZI ÇATIRDATIYOR
Bizler Türk toplum yapısı olarak aile yapısı olarak aslında en güçlü aile yapılarından birisiyiz ama son yıllarda Teknoloji Bağımlılığının etkisiyle bizim aile yapımızda çok ciddi oranda çatırdama başladı. Isparta boşanma oranında Türkiye’de ön sıralarda yer almakta, bunun en önemli sebeplerinden birisi de sosyal medyadır.
TEKNOLOJİYİ ELBETTE KULLANACAĞIZ
Teknolojiyi mutlaka kullanacağız. Bizler kullanacağız, çocuklarımız kullanacak, aile üyeleri kullanacak, diğer bireyler kullanacak, ama yerli ve yeterince. Yapılan araştırmalara göre bugün okul öncesi çağda bir çocuğun günlük İnternette, teknolojiyle geçirebileceği 25 dakika, ilk ve orta okul çağındaki çocuklar bunu 35 dakika, lise düzeyindeki çocuklar 1 buçuk saat düzeyinde yapabilmeli.
Isparta’da pek çok kurumda bağımlılık konusunda konferanslar veren Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörlüğü Özel Kalem Müdürü Ahmet Aydın’la teknoloji bağımlılığı üzerine konuştuk. İşte Aydın’la o röportajımız.
Teknoloji bağımlılığı nedir?
Teknoloji bağımlılığı maalesef günümüzün en önemli bağımlılık türlerinden birisi, aileler çocuklarını özellikle Teknoloji Bağımlılığı noktasında durduramıyorlar. Nedir Teknoloji Bağımlılığı bireyin neslin her türlü teknolojik bunun başında da internet bağımlılığı geliyor. Eskinden çocukların ellerinde tetris gibi oyuncaklar vardı ama günümüzde özellikle televizyonlar, cep telefonları özellikle bu akıllı telefonlar diye ifade ettiğimiz telefonlar günümüzün en önemli teknolojik aletleri arasına girdi. Teknoloji Bağımlılığı'nı genel manada tanımlamadan önce Bağımlılığı tanımlarsak bağımlılık bir döngüdür. Bütün bağımlılık türleri aynı eksende devam ediyor. Bağımlılık aslında bir davranış bozukluğudur. Peki her davranış bozukluğu bir bağımlılık mıdır? Hayır ama her bağımlılık bir davranış bozukluğundan meydana geliyor. Onun için bağımlılığı şöyle tanımlayabiliriz bireyin herhangi bir kullandığı nesnenin veya herhangi bir yediği içtiği yiyeceğin veya içeceğin yada yaptığı herhangi bir davranışın kendisine zararlı olduğunu bilmesine rağmen bile bile o maddeyi kullanmaya devam etmesine ve o nesneyi yiyip içmeye devam etmesine bizler bağımlılık diyoruz. Başına teknoloji koyduğumuz zaman bu Teknoloji Bağımlılığı oluyor. O zaman nedir Teknoloji Bağımlılığı; bireyin kullanmış olduğu herhangi bir teknolojik aletin kendisine zararı olmasını bilmesine rağmen onu kullanmaya devam etmesi ve ona ulaşamadığı zaman yoksunluk hissi duymasıdır. Özellikle çocuklarda bunu görüyoruz zaman zaman ulusal basında da yer alıyor çocuk cep telefonu elinden alındığı zaman, tablet elinden alındığı zaman bir nevi ortalığı yıkıyor kısacağı bağımlılığın özü insanın ona ulaşamadığı zaman yoksunluk hissetmesi kendisinde bir takım eksiklikler hissetmesi ve onu normal hayattan uzaklaştırıp farklı bir boyuta getirmesi yani günlük işlerini yapmasını engellemesine genel manada bağımlılık özelinde de Teknoloji Bağımlılığı diyoruz.
Teknoloji bağımlılığını ortaya çıkaran nedenler nedir ?
Özellikle bizim ülkemizde maalesef annelerimiz, babalarımız, ebeveynlerimiz, tabletleri, akıllı telefonları, interneti, bilgisayarı, televizyonu bir nevi çocuklarına bakıcılık yaptırıyorlar. Özellikle çocuk eğitiminin 0-6 yaş dönemi çok önemli bizlerde o 0-6 yaş dönemi es geçiliyor iptal ediliyor insanlar buna çok fazla önem vermiyorlar. Çocuk ne yapıyor teknoloji bağımlılığında anne baba çocuğunun eline daha küçük yaştan itibaren cep telefonu, tableti, bilgisayarı bırakıyor ve çocuk onunla oyalanıyor. Anne baba bunun farkında değil anne baba diyor ki bu şimdi daha çocuk nasıl olsa bir şey anlamaz ama yarın çocuk büyüyor okul çağına geliyor bu defa siz çocuğun elinden cep telefonunu, tableti, bilgisayarı alamıyorsunuz çünkü çocuk onunla alışmış onunla yetişmiş. O yüzden çocuk eğitiminde 0-6 yaş dilimi çok önemli. 0-6 yaşı atladığınız zaman bunun telafisi çok zor. 0-6 yaş eğitimi ileriki yaşlarda düzeltmek bizim epey bir zamanımızı alabiliyor. Anne babalar çocuklarını ne kadar cep telefonundan, tabletten, bilgisayardan uzak tutarlarsa çocuğun bunlara alışkanlığı yani davranış bozukluğu ve alışkanlığı düzeltmekte zor çünkü alışkanlıklar bulaşıcıdır, dolayısıyla çocuk yanlışı öğrenir artık onu telafi etmemiz zorlaşıyor. En önemli neden anne babanın kendi çocuğuyla nitelikli bir şekilde ilgilenmeyip çocuğunu tabletlerin, bilgisayarların eline bırakmış olması. Maalesef bütün evlerde anne-babaların hemen hemen hepimizin yapmış olduğu bir hata ben hep söylerim çocuk eğitmek dünyanın en zor işi. Bakın bu olay çocuk bakmak değil çocuk eğitmek dünyanın en zor işi hele bireyin kendi çocuğunu eğitmesi çok daha zor. Araya annelik içgüdüsü giriyor, babalık duygusu giriyor, çocuğunuzun ağlamasına dayanamıyorsunuz genelde bütün anne babaların mantığı nedir yeter ki çocuğum ağlamasın ne istiyorsa yapalım. Benim yoktu onun olsun gibi mantığı var birde sosyal medya aracılığıyla birbirimizin özelliklerini çok yakından takip eder hale geldik. Ahmet’in çocuğunda varsa benim çocuğumda da olsun veya benim çocuğumun ne eksiği var mantığıyla ilerliyoruz. Okullarda bugün velilerin en büyük şikayeti ise Teknoloji Bağımlılığı ve çocuğumuz sınıfta arkadaşlarının yanında mahcup mu olsun diyorlar ben almasam, sende almasan, şikayetçi olan aileler bu durumdan ortak karar alıp çocuklarına cep telefonu almasalar böylece çocuklar birbirlerinden etkilenmeyecekler. Ama bizler tam tersini yapıyoruz inadına alıyoruz ve çocuklarda birbirlerinden görüp etkileniyorlar. İşin özeti çocuk eğitmek çok zor özellikle kendi çocuğunu eğitmek sabır gerektiren bir iş bunu yapamadığımız zamanda beraberinde çocuğumuzu yanlış şeylere yönlendiriyoruz. Çocuğa olumsuz şeyleri alıştıranlar aslında biz anne-babalarız. Çocuklar bizlere Yaratıcı'nın bir emaneti, bizler çocuklarımızı kucağımıza aldığımız zaman ne diyoruz onlara hepimiz meleğim diye sesleniyoruz. Çünkü günahsız varlıklar olarak geliyorlar. Bizler de onları meleğim diye seviyoruz. Çocuk bizden gördüğünü yapıyor çocuk cep telefonunu ilk defa bizim elimizden alıyor. Bizler anne babalar olarak çocuklarımızın kahramanlarıyız onun için kahramanlar yanlış yapmaz. İbn-i Haldun’a soruyorlar diyorlar ki çocuk eğitimde ne yapalım oda diyor ki çocuklarınızı eğitmenize gerek yok siz önce kendinizi eğitin zaten çocuklarınız sizlerin yaptığı davranışı taklit edecekler. Öğrenme modeli içerisinde en önemli öğrenme türü modeli gözlemleyerek öğrenme ve çocuklarda anne babasını gözlemleyerek öğreniyorlar. Hatta bununla ilgili bir atasözü bile var “Kız anadan öğrenir sofra kurmayı, oğlan babadan öğrenir ata binmeyi” diye bizlerde bunları bilerek görerek yanlış yapmaya devam ediyoruz.
Teknoloji bağımlılığının Türk toplumu açısından tehlikeleri neler?
Teknoloji bağımlılığı kendi içerisinde iki gruba ayrılmış bunlardan birisi oyun bağımlılığı diğeri de sosyal medya bağımlılığı oyun bağımlılığı daha çok erkeklerde görülüyor. Yapılan araştırmalar onu göstermiş ama sosyal medya bağımlılığı daha çok kızlar, bayanlar üzerinde gözlemlenmiş. Bağımlılığın temel ölçüsünde şu var beyin uzuvlarının, beynin fonksiyonlarının bağımlı olan bireyler tam manasıyla yerine getiremiyorlar ve yapmamanız gereken davranışları yapmaya başlıyorsunuz. Sosyal Medya Bağımlılığı kadınlar üzerinde görülmüş ama erkeklerimizde bunu paylaşıyor bizler Türk toplum yapısı olarak aile yapısı olarak aslında en güçlü aile yapılarından birisiyim. Ama son yıllarda teknoloji bağımlılığının etkisiyle bizim aile yapımızda da çok ciddi oranda çatırdama başladı. Isparta boşanma oranında Türkiye’de ön sıralarda yer alıyor, bunun en önemli sebeplerinden birisi sosyal medyadır. Gittiğim seminerlerde konferanslarda erkeklerin yoğun oldu yerlerde söylüyorum diyorum ki "annenizin, kızınızın, eşinizin fotoğrafını başka bir erkeğin cebinde gördüğünüz zaman ne yaparsınız?. Diyorlar ki genelde Türk erkeği benim için cinayet sebebidir ama biz aslında ne yapıyoruz kendi elimizle cep telefonları aracılığıyla, sosyal medya aracılığıyla kızımızın, annemizin, eşimizin, kız kardeşimizin fotoğraflarını servis etmiş oluyoruz. Diyorlar ki onu sadece arkadaşlarımız görsün diye yapıyoruz yok öyle bir şey arkadaşının arkadaşı görüyor ve bunların üzerinden insanlar ciddi oynamalar yapıyorlar boşanmaların en büyük sebeplerinden biriside bu aslında sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar görüşmeler. İNSANLAR sosyal medyada en güzel fotoğraflarını en alımlı fotoğraflarını paylaşıyorlar ve buda beğenilme duygusu, takdir edilme, hoşlanılma, sevilme duygusu aslında bu bir davranış bozukluğu. Kocaeli’de Üniversite Öğrencileri fotoğraflarını paylaşıyorlar, fuhuşa çetesi o fotoğraflar üzerinde oynama yapıyor ve kendilerini tehdit ediyorlar, bizim istediklerimizi yapmazsan senin fotoğraflarını sosyal medyaya yayarız diyorlar. Polis 17 kız öğrenciyi tespit ediyor ve 4 çete üyesini yakalıyor. Bizler onun için diyoruz ki çok fazla sosyal medyayı kullanmayın ve sosyal medyada paylaşım yapmayın. Sosyal Medya çok fazla tehlikeli onun için Türk aile yapısını bozdu.
Teknoloji bağımlılığı kaç yaşında başlıyor ve küçük çocuklar için nasıl bir tehdit oluşturuyor.
Çocuk eğitimi aslında anne karnında başlıyor, annenin hamilelik süresi içerisinde yapmış olduğu her türlü davranış çocuğu direk olarak etkiliyor. Annenin morali yerindeyse, annenin yüzü gülüyorsa, anne iyi beslendiyse, annenin kötü alışkanlıkları yoksa çocuk bunlardan olumlu etkileniyor. Ama annenin yüzü gülmüyorsa anne huzurlu değilse, anne sigara kullanıyorsa, anne alkol kullanıyorsa, anne teknolojiyle çok fazla haşır neşir oluyorsa çocuk bu defa ondan negatif olarak olumsuz yönde etkileniyor. Bizim toplumumuzda bizim ülkemizde bırakalım çocuk eğitiminin anne karnında başlamasını doğduğu andan itibaren eğitime başlamamız gerekiyor. Dolayısıyla Teknoloji Bağımlılığı'nın aslında yaşı ne derseniz bizler anne babalar olarak 3 aylık çocuğun eline tableti, cep telefonunu verirsek orada o çocuğun teknoloji ile tanışması 3 aylık iken başlıyor. Zamanla kullana kullana bu bağımlılık haline geliyor bugün 7 yaş, 6, yaş bunlar artık teknoloji bağımlılığının çok fazla yoğun görüldüğü yaşlar dolayısıyla baktığınızda okul çağından önce çocuklarda bir teknoloji bağımlılığı başlıyor bunlar oyunlarla cep telefonundan internette izlemiş olduğu yapmış olduğu etkinliklerle çocuklar hem tanışmış hemde bağımlılığa başlamış oluyorlar.
Pandemi sürecinde şuan içinde bulunduğumuz süreç çocuklarımız parklara ve oyun salonlarına götüremiyoruz evde çocuk akşama kadar sıkılıyor ve bu konuda aileler ne yapması gerekiyor.
Bizler diyoruz ki bağımlılıklarda tütünde sıfır tolerans, alkolde sıfır tolerans, kumarda oyunda sıfır tolerans, madde de sıfır tolerans, peki teknolojide sıfır tolerans yapmamız mümkün mü? elbette değil teknolojiyi mutlaka kullanacağız. Bizler kullanacağız, aile üyeleri kullanacak, diğer bireyler kullanacak, çocuklarımızda bunu kullanacak ama yerinde ve yeterince yapılan araştırmalara göre bugün okul öncesi çağda bir çocuğun günlük internetle teknolojiyle geçirebileceği 25 dakika, ilk ve orta okul çağındaki çocuklar bunu 35 dakika, lise düzeyindeki çocuklar 1.30 saat düzeyinde yapabilmeli, yetişkin olarak kabul ettiklerimizde günde 2 saat telefonla internetle haşır neşir olabilirler. Zaten işlerimizin bir çoğunu teknoloji aracılığıyla yapıyoruz bunları zaten bağımlılık olarak adletmiyor önemli olan hepimizin karşılaşıyoruz özellikle bazı kurumlarda bu daha çok ön plana çıkıyor. Müşterinin işini yapması gerekirken adam ekranda okey dönüyor, ekranda bahis oyunları oynuyor. Normal yaşamın akışını etkilemesi bağımlılığın temel özelliği dolayısıyla teknolojide de öyle ben günlük işlerimi yapacağım ama teknolojiyle de vakit geçirebilirim bundan da uzak duramam birçok şeyi burada yapacağım ama önemli olan teknolojiyi yerinde ve zamanında doğru kullanmak önemli ve bunu çocuklarımıza da doğru öğretmek, insan kendisinin yapamayacağı şeyi bir başkasına öğütlememeli. Çocuklarımıza 0-6 yaş arasında neyi ne zaman kullanılması gerektiğini öğretmeliyiz cep telefonu kullanmadan internete girmeden bir yaşam sürdürülebiliyor. Çocuklarımıza emek verirsek bir şeylerin üzerinde durabilirsek bir şeyler başarabiliriz çocuk eğitimi 0-6 yaş arasında başlar. Isparta bölgesi meyveciliğin yoğun olduğu bir bölge bugün bir meyve ağacını dikmenin, sulamanın, budamanın, gübrelemenin bir zamanı var bir meyve bahçesine bile 30 farklı ilaç atılıyor duruma göre. Bir çocuğun da gübrelenmesi gereken, sulanması gereken, budanması gereken, ilaçlanması gereken zaman dilimleri var işte bunun en önemli olduğu dönem 0-6 yaş arasıdır. Buna emek verirsek çocuklarımız teknolojiyi kullanacak ama bilinçli kullanacak bizler bilinçli kullanacağız başta anne babalar bilinçli olacaklar çocuklar anne babalarını takip ediyorlar anne babalar evde sürekli telefonlarını ellerinden düşürmezlerse çocukta onlardan örnek alıp aynısını yapacaktır. Pandemi döneminde ise park yok, oyun alanları yok, ama evde teknolojiyle birlikte farklı oyunlar oynamaya başlayacağız, farklı oyunlar geliştireceğiz, farklı oyunlar satın alacağız, farklı oyun grupları getireceğiz evimize bir nevi eskiye döneceğiz. Telefonla ilgileneceğiz ama bu bizim sosyal hayatın akışını etkilememeli misafir geldiğinde veya gittiğinizde elimizden telefon düşmüyorsa bu bizim bağımlı olduğumuzu gösterir. Evden çıktığımızda telefon yanımızda değilse ve geri dönüyorsak almaya biz bağımlı olma yolundayız ve akşam arkadaşlarla bir çay içerken elimizden telefon düşmüyorsa bizler o teknoloji bağımlısı olma yolunda hızla ilerliyoruz demektir. Teknoloji bağımlılığının yanında birde selfi bağımlılığı var selfi çekmek için düşüp ölenler trafikte kazaya sebep olanlar var illa bir selfi çekeceğiz diye başına gelmeyen kalmıyor. Cep telefonları sosyal medyalar bizim kara kutumuz uçaklarda nasıl kara kutu varsa bunlarda da var sizler istediğiniz kadar fotoğrafları silin istediğiniz kadar yazışmaları silin ama bunların hepsi kara kutuda kalıyor. Son zamanlarda daha çok ön plana çıkmaya başladı Siber Zorbalık dediğimiz bir olay kendisi sanal ama etkisi gerçek bugün sanal ortamda arkadaşlarınızı tehdit ediyorsunuz. Biliyorsunuz klavye kahramanları çıktı farklı hesaplarla sahte hesaplarla insanları tehdit ediyorlar. Aslında tehlike uzaktan gelmiyor en yakın arkadaşından geliyor. Onun için siber zorbalığa dikkat etmemiz gerekiyor. Siber zorbalık gerçek hayattaki zorbalıktan daha tehlikeli gerçek hayatta düşmanı görebiliyorsun ama orada göremiyorsun. Özellikle emniyet güçlerimizin bizlerden istediği seminerlerde ve konuşmamızı istedikleri konulardan bir tanesi. Gençler üzerinden gençlerin banka hesap numaralarını satın alarak bahis çeteleri, bahis siteleri, üniversite öğrencilerinin banka hesap numaralarını satın alıyorlar ve bahis oyunlarını o hesap üzerinden oynatıyorlar ve çocuğa 3-5 kuruş para veriyorlar polislik ve adliyelik durumda da direk öğrenci ortada kalıyor bu duruma düşmemeleri için dikkatli olmaları gerekiyor.
Teknoloji bağımlılığıyla mücadelede devlet politikası nasıl olmalı Isparta’da bu konuda sizin bir çalışmanız var mı bu çalışmaların boyutu nedir ?
Ben yaklaşık 2 yılda 150’ye yakın konferans verdim, bağımlılıklarla ilgili bütün bağımlılıkları kapsıyor bizim yaptığımız çalışmalar bir farkındalık çalışması bir farkındalık eğitimi yani bağımlı olan bireyleri o bağımlılıktan kurtarmadan ziyade, çünkü o tedavi boyutuna giriyor bizler bir hekim veya sağlık personeli değiliz onunla ilgili bir çalışma yapmamız mümkün değil. Bizler sadece farkındalık eğitimleri yapıyoruz bu farkındalık eğitimleri aracılığıyla temel felsefemiz bağımlılarla mücadele etmenin en kolay en ucuz yolu hiç başlamamak. Devletimiz bağımlılıklarla ilgili tedavi sürecinde harcamış olduğu masrafları hiçbir vergi kalemiyle bunu geri karşılayamıyor. Dolayısıyla hiç bağımlı olmayan bireyler oluşturabilmek bizim 5 farklı modülümüz var bunlardan bir tanesi sağlıklı yaşam sağlıklı bireyler oluşturmak devletin son yıllarda Yeşilay Derneği aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2014 yılında yapılan bir protokol çerçevesinde Milli Eğitim Bakanlığı' nın rehber öğretmenleri ile Yeşilay’ın Formatör Öğretmenleri birlikte yapmış olduğu çalışmalar okullarda bağımlılıklarla mücadele noktasında genel bir eylem planı var, özellikle de teknoloji bağımlılığı noktasında. Anaokulu, ilk ve orta okul, öğrencilerine yönelik ciddi çalışmalar yapılıyor. Yanlış bir eğitimin geri dönüşümü x2 demektir, biz iki yılda yanlış bir eğitim yaptıysak bunun geri dönüşümü 4 yıl 6 yıl gibi zaman diliminde alabiliyoruz. O yüzden 0-6 yaş bizim ülke olarak, devlet olarak, millet olarak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın politikası olarak aslında bütün bağımlılıklarla mücadele etmenin yolu 0-6 yaş dilimi.
Benim tezim bizim bütün bağımlılık türleriyle mücadele edebilmemiz için evlilik öncesi okulların açılması gerekiyor. Damat ve gelin adayları evlenmeden önce bir kursa tabi tutulmalı bu kursun süresini ilgili uzman belirlemeli Milli Eğitim Bakanlığı, Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı, Üniversiteler, Gençlik ve Spor Bakanlığı ilgili yetkili kişilerin bir araya gelip bir komisyon oluşturup bir protokol yapılmalı, bir program belirlenmeli ve evlilik öncesi kurslar açılmalı. Bu kurslarda evlenecek olan adaylara belli bilgeler aktarılmalı onlara evlenebilirler diye bir belge verilmeli daha sonra evlenme akdi yapılmalı çünkü en önemli şey çocuk dünyaya getirmek değil çocuğu eğitmek çocuk dünyaya bir şekilde geliyor. Önemli olan dünyaya gelen çocuğu ben nasıl eğiteceğim yani yeni anne babalar nasıl çocuk eğiteceklerini bilmiyorlar onun için sıkıntı orada başlıyor. Aile bireyleri 6-7 yaşına kadar çocuğuna her şeyi serbest bırakıyorlar. Daha sonra çocuklarımıza hayırı öğretemiyoruz çocuklarımıza duru öğretemiyoruz diyorlar. Aslında en büyük sıkıntı bu, anne babaların çocuklarla karşı karşıya kaldıklarıiki önemli nokta var. Onlardan bir tanesi ilk okula başladıklarında çocuklar ödevlerini yapmıyorlar sürekli ödevini yap diye baskı yapıyorlar çünkü okulda öğretmenlerde çocuğunuz ödevlerini yapmıyor diye şikayet ediyorlar. Bu defa anne baba öğretmenle yüz yüze gelmemek için karşı karşıya gelmemek için bugün maalesef evlerde ödevleri yüzde 90 anne babalar yapıyorlar. İkincisi de Anne babaların çocukların karşı karşıya geldiği nokta ergenlik dönemi o zamanda yüz göz oluyorlar. Eskiden erkekler küfür ederdi şimdi ise kadın erkek eşit diye diye kızlarda küfür ve argo konuşmaya başladılar ve hatta erkekleri sollayıp geçtiler. Bu kızımız bir gün anne olacak bu annenin yetiştirdiği nesil gelecekte nasıl bir nesil olacak sokaklarda görüyorum insan utanıyor. Gencecik kızlarımız küfürlerle konuşuyor argo kelimeler kullanıyor ve bunu da küfür ve argo olarak algılamıyor normal bir konuşma şekli olarak algılıyorlar. Yanlış davranışların en büyük özelliklerinden birisi bu, bağımlılığında en büyük özelliklerinden birisi bu artık bunu yapa yapa bir gün sıradanlaşıyor ve biz onu sıradan bir davranış olarak algılıyoruz. Aslında pandemi dönemi belki dezavantajlı bir durum gibi göründü ama bu bahsettiğimiz konular üzerinde aileler eğer pandemi sürecini iyi bir şekilde değerlendirebilseydi aslında bu noktalarda küçük çocuğu olan aileler çok yol çok mesafe kat edebilirlerdi. Çünkü ilk defa çocuğunla ilk defa eşinle bir aile olarak bu süreçte bir arada durulabilindi, özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu zaman zarflarında belki de ilk defa birbirimizin gözüne bu kadar yakından bakabildik. İlk defa birbirimizin yüzüne bu kadar bakabildik onun için çocuklarımıza dokunmak gerekiyor çocuklarımızın kalbine dokunacağız, çocuklarımızın ruhuna dokunacağız anne babalar bugün çocuklarına vermeleri gereken en önemli kazanım merhamettir. Onun için çocuklarımızın gönlüne kalbine doğduğu günden itibaren merhamet tohumunu ekmemiz gerekiyor ancak o zaman biz o çocuğu kurtarabiliyoruz. Siz çocuğunuza merhamet tohumunu ektiğiniz zaman bu çocuk yalan söylemez, argo konuşmaz, küfür etmez, anne babasını üzecek yanlış şeyler yapmaz, devletini üzecek devletinin mallarına zarar verecek şeyler yapmaz. Ama biz son yıllarda çocuklarımızın akademik başarıları üzerinde yoğunlaştık. Çocuklarımız sürekli özel okullara gönderdik, özel kurslara gönderdik, özel hocalar tuttuk, dershanelere gönderdik, ama bu çocuğumuzun manevi boyutuna hiç bakmadık. Gönlüne kalbine ne kadar dokunabildiğimize bakmadık. İstediği her şeyi aldık hatta ve hatta yemedik yedirdik, giymedik giydirdik. Akademik başarı bir yere kadar bundan 5-6 sene önce İstanbul’da adalet sarayında savcı kirazı öldüren teröristlerden bir tanesi Türkiye 12’cisiydi üniversite sınavlarında bakın çocuk Türkiye 12’cisi olmuş akademik başarıyı yakalamış akademik başarının zirvesine gelmiş ama bir cani olabiliyor. Yine bu 15 Temmuz sürecinde yaşananlar bu ülkenin askeriyesinde insanlar üst düzeyde komutan olmuşlar ama kendi vatandaşına kendi askerine silah doğrultmuşlardır. Onun için çocuk eğitiminde merhamet çok önemli merhametli yaptık mı gerisinde problem yok, o çocuğu o zaman kurtarırsın ve yanlış bir şey yapmaz. Çocuklar yalan söylemeyi bizden öğreniyor, doğru söylemeyi bizden öğreniyor onun için çocuklarda 0-6 yaş çok önemli ve ihmal etmememiz gerekiyor gerekirse yemeyeceğiz içmeyeceğiz 0-6 yaş arasında çocuklarımıza nitelikli eğitim aldıracağız. Kendimizde sorumluluğu kreşlere göndererek, anaokuluna göndererek sorumluluğu kendi üzerimizden atmayacağız karı koca olarak çalışıyoruz eve geldiğimizde yorgun geliyoruz ama çocuklarınızla geçireceğiniz zamanın süresi önemli değil niceliği önemli değil önemli olan nitelikli zaman geçirin. Telefonsuz, bilgisayarsız, televizyonsun dış dünyadaki işlerinizi bırakıp ciddi manada çocuğunuzla her gün 30 dakika sadece onun özel olduğunu hissettirecek şekilde vakit geçirebilirsiniz. İlgilenme budur zaten gününüzün yarım saatini sadece çocuğunuza ayırın bütün ilginizi o çocuğunuza ayırın o çocuğun değerli olduğunu özel olduğunu hissettirin. Özellikle özel sektörde çalışanlar başkalarının işlerini yapacağım diye kendi öz evlatlarını kendi öz çocuklarını kendi öz ailemizi annemizi, babamızı ihmal edebiliyoruz. İşin özü çocuklarımıza en az yarım saat vakit ayırabilirsek çocuklar kendini özel hissederler. Bugün Teknoloji bağımlılığı öyle bir hale geldi ki çocuklar, insanlar, teknoloji sayesinde en iyiye de ulaşabiliyorlar en kötüye de ulaşabiliyorlar. Elimizdeki cep telefonundan her şeyi sipariş edebiliyorsun her şey kargo aracılığıyla evine kadar gelebiliyor onun için çocuklarımızın en iyi arkadaşı da teknoloji en kötü arkadaşı da teknolojidir.
Nerelerde seminerler veriyorsunuz, seminerlere katılımlar tatmin edici boyutta mı ?
Bağımlılıkları Yeşilay Derneği ve Milli Eğitim Bakanlığı 2014 yılında bir protokol imzaladılar. Ben aynı zamanda Yeşilay derneği üyesiyim, geçen dönemde de yönetim kurulu üyesiydim bu protokolde 5 modül belirlenmiş. Bu modüller Sağlıklı Yaşam, Teknoloji Bağımlılığı, Tütün Bağımlılığı, Alkol Bağımlılığı ve Madde Bağımlılığı bu modüllerin hangi yaş gruplarına nasıl anlatılması gerektiği de bu yaş grupları içerisinde belirleniyor. Yeşilay’ın uzman ekipleri tarafından ve üniversitelerdeki hocalar tarafından hazırlanmış modüller bunlar teknoloji bağımlılığını biz anaokulu çocuklarına, ilkokul çocuklarına, ortaokul çocuklarına ve diğer tüm gruplara anlatıyoruz. Fakat sigara, alkolü anaokulu, ilkokul çocuklarına bahsetmiyoruz ortaokul çocuklarına kısmen bahsediyoruz. Lise ve diğer bireylere tütün bağımlılığı ve uyuşturucudan da diğer bağımlılıklardan da bahsediyoruz. 2 yıldır Isparta’nın bütün ilçelerinde il merkezindeki birçok kurumda ve okulda bağımlılıklarla ilgili yaklaşık olarak 150’ye yakın konferanslar verdim. Bu konferanslardaki geri dönüşümlere bakacak olursak sosyal alanda sayısal alanda olduğu gibi 2x2 her zaman 4 etmeye biliyor. Hemen geri dönüşünü alamayabiliyorsunuz ama şunu görüyoruz özellikle kurumlardaki arkadaşlara geri dönüşümleri sorduğumuz zaman özellikle tütün bağımlılığında diyorum ki gençlere biz özellikle kendi üniversitemizde Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde özellikle her yıl birinci sınıf öğrencilerine bu konferansları veriyoruz ve bu 5 bağımlılık türünü aynı saat dilimi içinde veriyoruz. Konferansta gençlere diyoruz ki sigara içiyorsanız bile uyuşturucuya giden yol sigaradan geçiyor ve bakkallarda marketlerde satılan tek sigaraları alıp içmeyin yada arkadaşlarınızın ikram ettiği sigaraları da alıp içmeyin böylece hem otlakçılıktan kurtulun hemde tek tekçilikten kurtulun neden diyoruz çünkü uyuşturucuya giden yol sigarayla başlıyor. Bu yaptığımız programlardan sonra öğrenciler okul kampus alanı içerisinde okul bahçelerinde birbirlerine sigara ikram ettiklerinde sen hocanın dediğini duymadın mı senin verdiğin sigarayı içmeyeceğim diyorlar. Tek tek soru cevap yaptığımız zaman ailelerinde davranış bozukluğu olanlar çıkabiliyor. Her gittiğimiz konferansta ailesinde özellikle madde bağımlılığı noktasında bir bireyin olduğu en az bir kişi mutlaka çıkmıştır. Bizde ISUBÜ olarak özellikle birinci sınıf öğrencilerine bu konferansları vererek ve rektör hocamıza da teşekkür ediyorum bizim bu programlarımıza ciddi manada destek veriyor. Öğrenciler gelir gelmez kimseyi tanımadan şer çetelerinin eline düşmeden hızlı bir şekilde konferansları yapıp ne kadar çok öğrenciyi uyandırabilirsek bizim için büyük başarı sadece kendi üniversitemiz değil SDÜ ve diğer kamu kurumlarına da semireler veriyoruz. Bağımlılıklarla mücadele sen yoksan biz hep bir eksiğiz onun için hepimiz birbirimize yardımcı olmamız gerekiyor. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışında olmamamız gerekiyor, benim çocuğumun uzaktan yakında ilgisi olmaz düşüncesinde olmamamız gerekiyor, kurşun nasıl adres sormuyorsa maalesef bağımlılıklarda adres sormuyor. Burada hepimize görev düşüyor hepimiz bilinçli olmalıyız
AHMET AYDIN KİMDİR
Öğretim Görevlisi Ahmet Aydın Konya Bozkır Karabayır Köyü doğumluyum. İlkokulu ve ortaokulu Konya’da, Liseyi Isparta’da tamamladım. Üniversiteyi Erzurum Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunuyum. 24 yıl özel sektörde, 14 yıl dershanecilik, 10 yıl kreş anaokulu işletmeciliği yaptıktan sonra üniversiteye geçtim. 2,5 yıldır önce SDÜ’de Uluborlu Selahattin Karasoy Meslek Yüksekokulu'nda Öğretim Görevlisi olarak Evde Hasta Bakımı, Yaşlı Bakımı Bölümü'nde göreve başladım. 18 Mayıs 2018 yılında SDÜ’nün bölünmesiyle bizim kadromuz Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde kaldı ve Rektör hocanın atanmasından sonra Rektör Hocamızın uygun görmesiyle 18 Eylül 2018 tarihinden itibaren Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörlüğü Özel Kalem Müdürlüğü görevini yapmaktayım. Aynı zamanda Yeşilay Derneği üyesiyim bağımlılıklarla ilgili öncelikle il merkezi ve ilçelerdeki tüm kamu kurumlarında ve okullarda konferanslar veriyorum.