COVID-19 / Neresinden Tutarsan Tut Elinde Kalıyor!

Dünya’da ilk hastalık 16 Aralık’da Çin’in Vuhan şehrinde görüldü ve teşhis kondu. O tarihten itibaren virüs hızlı bir şekilde yayılmaya başlasa da dünyada çok da önemsenmemişti. İlerleyen zamanlarda Çin’de vakaların hızla artması ve yavaş yavaş dünyaya yayılması, insanların kendilerine “acaba” sorusunu sormasına neden oldu.

Ve gün geçtikçe Dünya üzerinde hastalık hızla yayıldı , ölümler artmaya başladı. Peki biz ülke olarak bu süreçte hangi önlemleri aldık?

Bu virüsün ciddiyete kavuştuğu tarih yeni yılın başlangıcı olan ocak ayıdır. Ocak ayından sonra hızla yayılmaya başlayan virüs, bütün ülkeleri sarmaya başlamışken ocak ve şubat aylarında ülkemizde hiçbir önlem alınmamıştır maalesef. Ki şubat ayında Arabistan’dan virüs haberleri almamıza rağmen , Umre’ye gitmek isteyen vatandaşlarımıza Diyanet Başkanlığınca izin verilmiştir!

Ülkemizde ise ilk virüs açıklaması 11 Mart tarihinde Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca tarafından yapıldı. O tarihten sonra her gün artan rakamlar, gelen ölümler, sağlık çalışanlarımız, çalışmak zorunda olan insanlar, yasaklar,65 yaş, sokağa çıkma yasağı vs… Ülke gündeminde o kadar çok yasak ve uygulama konuşuldu ki…

Aslında yazılması ve söylenmesi gereken çok şey var. Öncelikle yaşadığımız şehir Isparta için konuşalım ki birkaç gün önce twitter’da şehrimiz hasta sayısı bakımından gündem olmuştu. Burda konuşulan bir konu da şehrimize gelen umreci vatandaşlardı. 16 Mart tarihinde Sivas’a inmesi gereken uçak hava muhalefeti ! nedeniyle Isparta’ya yönlendirilmişti.

Evet bunu da normal karşılayabilir insan ki Sivas’a yakın Havaalanı şehirleri olmasına rağmen ! Bir süre sonra dagelen vatandaşların öğrenci yurtlarına yerleştirildiğini ve burada 14 gün karantina altında tutulacaklarını öğrendik. Peki burada çalışan personele gerekli teçhizat verildi mi ? Corona virüs hakkında gerekli eğitim verildi mi ? Kaç personel bu yurtlarda görevlendirildi ? Bunlarla ilgili tedbirlerimiz neler ? Baktığımız zaman o kadar boşluk var ki doldurulması gereken..

Eleştirmek değil yapıcı olmak istesek de şu anki süreç ve yapılanlar maalesef buna izin vermiyor..

Ülkemiz genelinde Evde Kal sloganıyla insanların sosyal hayattan uzaklaşması ve virüsün yayılma hızı engellenmek isteniyor. Ne kadar etkili peki bu yöntem ? Çalışmak zorunda olan insanları bir kenara koyuyorum, ağır bir cezai yaptırım olmadan bu işin önüne geçmemiz ne kadar zaman alır? Şehrimizde de görüyoruz, Pazar yerleri dahil hala o kadar fazla umursamaz vatandaşımız var ki! Onları da bir kenara koyalım , çalışmak zorunda olan ve evine ekmek götürmek zorunda olan insanlara bu hastalığın bulaşmama garantisi mi verildi?

Bakın sayılar daha da artmadan sokağa çıkma yasağı verilemiyorsa da alınan kararlar neticesinden sokağa çıkanlara(belirlenen yaş grubu) ağır yaptırımlar uygulanmalı. Alınacak önlemler ağırlaştırılmalı. Belki de gerçekten farklı rahatsızlığı olan vatandaşlarımız, virüsün artmasından dolayı hastanelere gidemiyorlar. Hamile olan ve evinde bu süreçte tedirginlikle bekleyen insanlarımız var. Hem çalışan insanlarımız için , hem sağlık çalışanlarımız için, hem emniyet çalışanlarımız için , hepsinin sağlığı için vatandaşlarımız gerekli olmadıkça evden çıkmamalı !!!