Eğirdir Gölü Can Çekişiyor

Eğirdir Gölü Can Çekişiyor

Yayınlanma:
Güncelleme: 11 Ekim 2018 17:46
Eğirdir Gölü Can Çekişiyor

Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü’ndeki korkunç çekilmeyle ilgili haberimizin ardından bir açıklama yapan DSİ 18. Bölge Müdürü Mahmut Berber, su kaybının en büyük nedeninin buharlaşma olduğunu söyledi.

Gölü besleyen su kaynakları üzerine yapılan baraj ve göletlerin su kaybına neden olduğu eleştirilerine yönelik sessizliğini koruyan Berber, İl Genel Meclisi oturumunda yaptığı sunumda, Eğirdir Gölü’nden yılda 500 milyon metreküp suyun buharlaşarak havaya uçtuğunu söyledi.

Yapılan açıklamaların talihsizlik olduğunu dile getiren Yard. Doç. Dr. Erol Kesici ise, Eğirdir Gölü çevresinde yapılan onlarca gölet ve baraj varken, 2019 yılı sonuna kadar 30 baraj, 3 gölet daha yapılacağının açıklandığına dikkat çekerek bu uygulamaların gölü yalnızca yağmur suyuna muhtaç hale getirdiğini söyledi.

Isparta’nın Eğirdir ilçesinde bulunan Eğirdir Gölü, Beyşehir Gölünün ardından ülkenin en büyük ikinci tatlı su kaynağı. İç su balıkçılığı ve kerevit üretimiyle de yöre balkına önemli bir geçim kaynağı sağlayan göl hatalı kullanım yüzünden kuruma tehdidi altında. Göl aynasında son birkaç ayda yaşanan korkunç çekilme bölge halkını tedirgin ediyor.

İL GENEL MECLİSİ GÖLDEKİ KURUMA TEHLİKESİNİ GÜNDEMİNE ALDI
Konuyu gündeme getiren haberimizin ardından harekete geçen Isparta İl Genel Meclisi’nin Ekim ayı oturumunda Eğirdir Gölü’ndeki çekilme sorununu gündemine aldı. İl Genel Meclisi üyelerine Eğirdir Gölü’nde yaşanan su kaybına ilişkin bilgi veren DSİ 18. Bölge Müdürü Mahmut Berber, korkunç çekilmeyle ilgili suçluyu buldu: Buharlaşma.

HESAPSIZCA YAPILAN YANLIŞLARIN FATURASI GÖLE ÇIKACAK
Eğirdir Gölüne ulaşan dere ve çayların üzerinde birbiri ardına inşa edilen göletlerin su kaybına neden olduğunu belirten uzmanlar, tarımsal sulama için gölden yoğun su alımı yapılmasının da önüne geçilmesi gerektiğini savunuyor. Susuz tarla bitkileri üreten köylerde bile sulu tarımın teşvik edilmesiyle ürün deseninde ortaya çıkan değişimin hem ekolojik hem de ekonomik kayıplara neden olduğunu kaydeden uzmanlara göre bu yanlışın en büyük faturası hesapsızca su alımı yapılan Eğirdir Gölü’ne çıkacak.

DSİ BÖLGE MÜDÜRÜ BERBER: "GEÇEN YILA GÖRE 58 SANTİM DÜŞÜŞ VAR" Derinliğinin yaklaşık yüzde 50’sini yitiren gölde yaşanan çekilmeyle ilgili Isparta İl Genel Meclisi’nde bir açıklama yapan DSİ 18. Bölge Müdürü Mahmut Berber, yılda 500 milyon metreküp suyun buharlaştığını söyledi. Buharlaşmanın 2017 yılında 600 milyon metreküp olduğunu dile getiren Berber, sulama suyu için 197 milyon, içme suyu için de 16 milyon metreküp suyun kullanıldığını kaydederek, “Küresel ısınmaya bağlı olarak buharlaşma miktarı 2013’den itibaren yükseliyor.15 Eylül tarihi itibariyle kot yüksekliği 916,28 metre. Geçen yıla göre 58 cm. düşüş var. Göl su seviyesini takibini bölge olarak da genel müdürlüğümüz yapmakta. 2017’de buharlaşma 607 milyon metreküp. Kovada Gölü’ne bırakılan su 77 metreküp. Yılda 272 milyon metreküp eksideyiz. Su miktarı her geçen yıl azalıyor” ifadelerini kullandı.

“DEVLETİN PARASIYLA ÜLKEYİ ÇÖLE ÇEVİRDİLER”
Buharlaşma, ilköğretim ders kitaplarında bile bilinen adıyla ‘suyun çevrimi’nin bir parçası. Buharlaşma olmazsa suyun yeniden üretilmesi mümkün değil. Ancak uzmanlara göre doğal göl ve sulak alanlardaki buharlaşmanın su kaybına yol açmasının en büyük nedeni, binlerce yıldır göllerin bütçesine eklenen su kaynaklarının üzerinde inşa edilen baraj ve göletler. Doğal göllerin tek bir su yüzeyi bulunurken çevresinde inşa edilen onlarca yapay gölet ile su aynası da genişletiliyor.

Bölgenin gölleri üzerine çalışmalar yürüten bir yetkili, Eğirdir Gölü’ndeki büyük su kaybının buharlaşmayla açıklanmasına itiraz ederek görüş ve eleştirilerini şöyle sıraladı: “Kamuoyunu yanıltıyorlar. Göldeki buharlaşma yüzünden milyonlarca yılda kuruma olmamış da neden son 10 yılda kuruma oluyor? İnşa edilen barajlarla su yüzeyleri artırıldı. Bu barajlar ekonomiye katkı sağlamadığı gibi ekolojiyi de, ülkenin ekonomisini de bozdu. Bu barajların ne kadar katma değer yarattığı ve ülke ekonomisine ne kadar katkı yaptığının açıklanması gerekiyor. Bölge halkına, milli gelire ne kadar katkısı oldu? Devletin parasıyla ülkeyi çöle çevirdiler!”

BUHARLAŞMAYA KARŞI PLASTİK TOPLARLA ÇÖZÜM ARANIYOR
DSİ 18. Bölge Müdürü Mahmut Berber’in Eğirdir Gölü’nün nasıl kurtarılacağına ilişkin dile getirdikleri de şöyle: “Burdur Gölünde üç havuz oluşturduk. Bu havuzlarda bazı Ar-Ge çalışmaları yaparak buharlaşmanın nasıl önüne geçebileceğimizi belirleyeceğiz. Açık bir havuzda yaşanan buharlaşma ile üzeri siyah plastik toplarla kaplı bir havuzda yaşanan buharlaşma ve üzeri güneş panelleri ile kaplı bir havuzda yaşanan buharlaşma miktarlarını karşılaştıracağız. Bunun sonucunda buharlaşmanın nasıl önüne geçebileceğimizle ilgili bazı veriler elde etmeyi ve buharlaşmanın fazla olduğu göllerde bu yöntemlerin kullanmasını hedefliyoruz. Tabi ki göl yüzeyinin tamamını güneş panelleri ya da siyah toplarla kaplayamayız ama belli alanların bu şekilde kaplanması dahi buharlaşmayı azaltacaktır.”

YARD. DOÇ. DR. KESİCİ: “DAĞ FARE DOĞURDU”
Göller Bölgesi başta olmak üzere Türkiye’nin gölleri üzerine 35 yıldır bilimsel çalışmalar yapan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Yard. Doç. Dr. Erol Kesici ise Isparta İl Genel Meclisi oturumunda yapılan açıklamaları “Dağ fare doğurdu” şeklinde niteledi.

“BİLİNENLERİ TEKRARLAMAK HEM AKLA HEM DE GÖLE ZİYAN”
Eğirdir Gölü hakkında bilinenlerin tekrar edildiğini ve kamuoyunun çözüme yönelik beklentilerinin karşılanmadığını savunan Kesici, şöyle konuştu: “Gölün her geçen gün giderek kurumasının artması nedeniyle zannettik ki hemen çözüme gidilecek ve radikal kararlar alınacak. Gölden alınan devasa pompajla, gölü besleyen kaynaklar üzerine kurulan-kurulmakta olan gölet ve barajlar hakkında, gölün su kotunda gelinen kritik eşikle ilgili acil çözümlere başlanacağını bekliyorduk. Gölden su alımlarının en aza düşürüleceği, gölü kirleten unsurlara ve su çekildikçe kıyıya yapılan işgallerin engelleneceğini ve gölün mevcuttaki koruma yasaklarının harfiyen uygulanacağını zannediyorduk. Ancak İl Genel Meclisi’nde bilinen gerçeklere değinilmiş. Acaba bu güne kadar yaşanan bu sorunlar görülmemiş mi? Çözüme karar verilmedikçe her yıl bilinenlerin tekrarını söylemek gölü kurtarmıyor. Bilinen şeyleri tekrar ederek sorunu çözmek için uygulamaya geçilmemesi hem akıllara hem de gölün çok az kalan zamanına ziyandır.”

30 BARAJ DAHA YAPILACAK, GÖL YAĞMUR SUYUNA MUHTAÇ KALDI
Eğirdir Gölü çevresinde yapılan onlarca gölet ve baraj varken, 2019 yılı sonuna kadar 30 baraj, 3 gölet daha yapılacağının açıklandığına dikkati çeken Kesici, bu uygulamaların gölü yalnızca yağmur suyuna muhtaç hale getirdiğini söyledi.

“GÖL KIYISI ELMA BAHÇELERİNİN İŞGALİ ALTINDA”
Eğirdir Gölü ile ilgili yapılan birçok bilimsel araştırmada, gölün meyve bahçeleriyle işgal edildiğinin ortaya konulduğunu belirten Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, şunları dile getirdi: “Bu işgallerle ilgili mahkeme kararları uygulanmadığı gibi yeni işgaller de sürüyor. Bu yasal olmayan işgallerle oluşturulan meyve bahçelerindeki vahşi sulama ve kimyasalların aşırı kullanımı, gölün su seviyesinin azalmasına ve gölde tarımsal kirliliğin çok artmasına neden olan kesimler olarak belirtilmiştir. Yeşilköy’e yapılacak gölet ve sulama projesi, çok gerekli olan verimi artıcı bir proje değildir. Havzada elma üretiminin ve pazarının durumu üzücü olup, bunun düzelmesi sulama alanlarının artırılması değil, kalitenin ve iyi tarımın uygulanmasıyla olur.

“DÜNYADA KURUMAZ DENİLEN GÖLLER KURUDU”
Dünyada kurumaz denilen göller ve sulak alanlar kurudu. Eğirdir Gölü’nün kontrollü bir şekilde işletildiği söylemek mümkün değildir. Göl giderek su kaybederek kıyı kesimleri bataklıklaşıyor ve kuruyor. Gölün kullanım amacı bellidir. Yapılması gereken, gölün doğal, hidrolojik ve ekolojik dengesinin iyileştirilip korunmasıyla birlikte gölden ekonomik olarak yararlanmanın sınırlarını aşmamaktır.”

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum