Ekonomik Sosyal Konsey Önerisi

Pandemi Sonrası Ekonomik Sosyal Konsey Önerisi

Yayınlanma:
Güncelleme: 31 Mayıs 2020 18:51
Ekonomik Sosyal Konsey Önerisi

CHP İl Başkanı Yalım Halıcı, Koronavirüs’le mücadele sürecini ve sonrasında ortaya çıkacak sorunların nasıl aşılması gerektiğini Kum Saati Dergisine anlattı. 

Başkan Halıcı, özellikle Ekonomik Sosyal Konsey üzerinde durdu. Pandemiyi yöneten Bilim Kurulu gibi, sonrasında da bu konseyin yol gösterici olması gerektiğini anlattı ve ‘Konsey, çalıştırılmalı’ dedi.

SÜRECİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?
Aslında, bu durum hepimiz açısından yeni bir tecrübe. Yarın çocuklarımızın, torunlarımızın tarih kitaplarında okuyacağı bir süreçten geçiyoruz. Olağanüstü sorunlar da olağanüstü önlemler gerektiriyor. Biz buna hazırlıksız yakalandık. Kendi ekonomik iç krizimizle boğuşurken, Cumhuriyet tarihinin en yüksek işsizliğini yaşıyorduk. Tam da bu dönemde vurdu bizi. Bu süreç bir şekilde atlatılacak. Yapılan doğru şeyler de var yanlışlıklar da. Ben bunu birkaç başlıkta değerlendirmek istiyorum.

ASLAN PAYI BİLİM KURULU’NA AİTTİR
Ben 25 Mart’ta bir beyanat vermiştim. Bu beyanatta test sayılarının 10 kat artırılmasını istemiştim. Şimdi mutlu olduğumuz bir konudur bu günlük test sayıları 30-40 binlerin üzerine çıktı. Burada aslan payı hükümetin değil, kimse kusura bakmasın, BİLİM KURULU’nun. Bu süreçte biz Bilim Kurulu diye bir yapı ile tanıştık. Türkiye, devlet hakkını kaybetti. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtiğimizden beri biz Ortak Akıl’la karar vermeyi unuttuk, tamamen tek kişinin etkisiyle yetkisiyle karar verilen bir sürece girdik. Burada, işin vehameti ortaya çıkınca, hükümet konuyu Bilim Kurulu’na devretmek zorunda kaldı, iyi ki de devretti. Aslan payı burada Bilim Kurulu’na aittir. Hükümete, siyasal iktidara ya da cumhurbaşkanına değil. Karantina konusunda da en başında Bilim Kurulu dikkate alınsaydı daha erken pik yapıp, vaka sayısının düşmesi söz konusu olabilirdi.

MASKE SÜRECİ DOĞRU YÖNETİLEMEDİ
Maske konusu çözülemedi. Önce PTT dendi, sonra eczaneler. Vatandaş, maskeye ulaşamadı, eczanelerde uzun kuyruklar oluştu. Bu iş nasıl çözülmeliydi?: Eczacılar, muhtarlar, belediyeler, bakın burada da bir hata yapıldı. Böyle bir süreçte siyaset gözetmeden CHP’li ya da Millet ittifakı ile seçilen belediyeleri maalesef ötekileştirdiniz, şeytanlaştırmaya çalıştınız. Halbuki, vatandaşın buna ihtiyacı var. Kimden geldiği değil, sorunun çözümü önemli. Devlet yapısının bir ayağı değil mi belediyeler, belediyeleri siz nasıl ayrı tutarsınız ya da devlet içinde devlet diye nasıl yorumlarsınız? Türkiye yeni yerel seçim süreci geçirdi. Vatandaşın oyuyla seçildi bu insanlar. Ben paralel lafını, devlet içinde devlet söylemlerini çok yanlış buluyorum.

EKONOMİK SOSYAL KONSEY
Temmuz ayı ile beraber bu durumun ekonomik, sosyolojik ve psikolojik boyutlarını daha iyi görmeye başlayacağımızı düşünüyorum. Pandemiden sonra Türkiye ve dünya nereye evrilecek? Bu konuda kafa yoran kaç kişi var. Şu anda mevcut hükümetin içinde kaç kişi var. Benim bir tavsiyem var: Anayasa ile kurulmuş Ekonomik Sosyal Konsey var. Şimdi biz nasıl Bilim Kurulu ile pandemi sürecini yürütmeye çalıştıysak, pandemi sonrasını da Ekonomik Sosyal Konsey ile yönetebiliriz. Onun da şu anda toplanması lazım. Kimler var bu konsey içinde? Ekonomistler, işçi temsilcileri, esnaf temsilcileri var, bunların hepsini şu anda bir araya getirebilirsek, tabloyu daha rahat görürüz ve ileriye dönük adımlar atmamız da daha kolay olur. Dünya, 2 ay önceki dünya, Türkiye 2 ay önceki Türkiye değil. Acelesi olmayan bütün projelerin askıya alınması gerekiyor. Şu anda önceliğimiz bizim, vatandaşımızın karnını doyurmak. Zaten çok kötü olan işsizliğin daha kötü olmaması için bir takım hedefler koyarak belli bir noktaya getirmek gerek. TOBB ve TESK bizim dediğimiz noktaya geldi. Krediye ulaşmada yaşanan sorunlar gündeme geldi, esnafa maaş bağlanmalı fikri geldi. O yüzden devlet aklının, orta aklın bu ülkede bir an önce gündeme gelmesi lazım. Tek adamlıkla bir takım sorunlara çözüm üretemezsiniz. Biz 2020 yılındayız. Sonrasını bu yönde programlamak gerek.

CHP’DE BİR İLK YAŞANIYOR
Mazbatayı aldıktan sonra birinci ayımızı dolduramadan maalesef bu talihsiz olayla karşı karşıya kaldık. Biz, bütün planlarımızı, programımızı pandemiye göre yeniden organize ettik. Bize gelen telefonlardan bir Kriz Masası oluşturmamız gerektiğini gördük. Vatandaşımızın her türlü işinde işte valilikte işi olandan, maske isteyen, temel gıda isteyen derken, bu duruma geldik. Biz yardım kampanyası ya da bağış kampanyası açmadık, bunu böyle görmeyin lütfen. Biz Kriz Masası’na gelen talepleri değerlendirdik. Biz, muhtaç olan insanlarla hayırsever insanları buluşturduk. Zor dönemde topluma öncü olmamız gerektiğini düşündük ve adım attık. Zaten devlet görevini yapmak zorunda onu ayrıca söylüyorum, bizim yaptığımız yardımlar bir yere kadar. Asıl bu işi yapması gereken devlet, belediyelerdir. Bizim gücümüz bir yere kadar. Bu hareketimiz gittikçe büyüdü, çevresinde zorda olan insanlar olanlar bizimle irtibata geçti, STK’lar devreye girdi, hayırseverler, iş adamları girdi, bu da bizim hoşumuza gitti. Tam da amacımız buydu aslında, topluma öncü olmak. Ben bu işi yaparken, bir siyasetçi gibi gitmedim yanlarına, insanlarla dertleştik, sorunlarını dinledik. Nihayetinde biz de özöel sektörde iş yapıyoruz. Biz de sıkıntı yaşıyoruz, bizim de yanımızda çalışanlarımız var. Ben maaşla çalışan devlet memuru değilim. Bu nedenle sıkıntılarını çok iyi anlıyoruz. Biz bu süreçte, komşuyu açken tok yatmamaya gayret ediyoruz.

Alınan önlemler ve yapılan destekleri yeterli görmüyorum bu çok açık ve net. Bunun sağlamasını TOBB, DİSK ve TEKS’in yaptığı açıklamalardan da gördük, bunların bir kısmı da iktidara yakın biliyorsunuz. Hepsi iktidara muhalif sendikalar değil. Ne dediler? ‘Mümkün değil bu süreci benim esnafımın atlatması’ dediler. İş adamım krediye ulaşamazsa bir de ihracat yapamaz dediler, fabrikaları geelir yabancılar üç kuruşa satın alırlar dediler. Biz olsak ne yapardık? Yap-işlet-devret modeliyle bir takım projeler yaptık. Köprüler, yollar vs. araç garantisi verdik, para ödeyeceğiz dendi, bu parayı ödemezsin, bir sene askıya alırsın, vadelendirirsin. Ordan gelecek kaynak, senin belki 3-4 ayını kurtaracak. Bu süreçte de başka önlemler almaya başlayacaksın. Gerekirse kontrollü olarak para bile basabilirsin. Düşük faizli para bulursun. Bu, bugünü kurtarmak için yalnız.

FARKLI EĞİTİM VE ÜRETİM MODELİ
Bir daha böyle kriz, pandemi ya da başka bir afet başımıza geldiğinde sıkıntı yaşamamak için de tamamen farklı eğitim ve üretim sistemine geçmemiz lazım. Bu işin şakası kalmadı. Dünyada kartlar yeniden karılıyor. Evden çalışma, uzaktan eğitim birçok insanın bilmediği olgular hayatımıza girdi. Bu pandemiden sonrasına yönelik de vizyon çiziyor. Örneğin tarım politikası gözden geçirilmeli. Biz toprağı, üretimi seven milletiz. Bu süreçte insanların nasıl özüne döndüğünü de gördük.

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.