Gölün Gidişatı Aral ve Burdur Gölü Gibi
Gölün Gidişatı Aral ve Burdur Gölü Gibi
Eğirdir Gölü’nü besleyen su kaynakları; dere ve çayların yanı sıra, göl dip kesimindeki kaynaklar, yağışlar(bilhassa kar) ve yağışlar onucu göle ulaşan yüzey sularıdır. Gölün dip kesimindeki kaynakların bir çoğu, göl tabanında biriken kirlilik-sediment nedeniyle kapanmış durumdadır. Bunun yanı gölü besleyen dere ve çaylar üzerinde çok sayıda baraj ve gölet yapılması, derelerdeki ve yüzey akışı ile göle gelecek olan sulara engel olmaktadır. Son yılların modası- politik vaadi göletler, yüzey sularının çanak yapısındaki göle doğal akışla gelmesini engellemekte ve yer altı sularının da azalmasına neden olmaktadır. Bunların yanı sıra gölden pompajla tarımsal amaçlı su alımları her geçen gün giderek artmaktadır. Son yıllarda yaşanan kuraklıkla birlikte artan su alımları sonucunda; Eğirdir Gölü’nde son yıllardaki su seviye kayıpları ve göl aynasında küçülme aşırı miktarlara ulaşmaktadır(%15-20). Eğirdir Gölü’nün suyu depolanarak engellendiğinden, gölde su akışı, doğal dengesinde değildir. Gölün, Kovada Kanalı gibi doğal akışlarının kapatılması hem göle, hem de Kovada Gölü ve kanalına zarar vermektedir. Kanal kokmakta, kirlik artmakta, su canlılarının yaşamı -su- tarım ürünleri de olumsuz etkilemektedir. Ayrıca beslenemeyen Kovada Gölü ise giderek bataklıklaşmaktadır.
GÖLDEN HEP ALINDI GÖLE NE VERİLDİ?
Yetkililerce; Isparta da ve göl havzasında “2019 yılı sonuna kadar 30 adet Baraj ve 3 adet Gölet daha tamamlanacak olup, toplamda 81,237 milyon m3 su depolanacaktır. (Merkez Darıderesi-2, Merkez Andık Barajı, Eğirdir Boğazova Çayköy Barajı, Atabey Akçay Barajı Isparta-Yalvaç Tırtar Sulaması, Atabey Akçay Barajı Sulaması, işlerimizden bazılarıdır) bildirilmektedir. Bunların ve daha önceki yapılanlar doğrudan Eğirdir- Kovada Göllerinin beslenmesini engellemektedir. Elbette ;içme-kullanma-tarım için baraj ve gölet yapılmalıdır. Eğirdir Gölü ilgili düzenlemeler, gölün hassasiyeti- geleceği ve yaşamı havza bazında el alınmalı ve kesinlikle havzadan ayrı düşünülmemelidir. İşte bu nedenlerle göl havzasında baraj-gölet yapımı ve pompajla su alımları, Eğirdir ve Kovada Göllerinin su bütçesi (ki yıllardır açık vermekte) beslenimi düşünülerek yapılmalıdır. Göl havzasında yapılan baraj-gölet-pompaj istasyonları- aşırı sayılara ulaşan ,yasal ve yasal olmayan kuyuların büyük kısmı gölü su deposu haline dönüştürerek suyunun azalmasına neden olmaktadır. Bu azalma, gölün giderek azalan biyolojik çeşitliliğine ve ekolojik yapısını daha da olumsuzlaştırmaktadır. Gölde kirliliğin, bitki topluklarının ve bilhassa karalaşmaya neden olan kamışlık alanların hızlı bir şekilde artmasına neden olmaktadır. Bunun doğal göllerin gelişimindeki bilimsel karşıtı bataklıklaşam ve karalaşmadır.
YENİ BİR GÖL- BATAKLIK OLUŞMAKTA
Eğirdir Gölü’nün çevresi halk istedi diye- politik bakışlarla baraj ve göletlerle donatılmaktadır. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Örneğin gölün kuzey kısmı olan Eğirdir Gölü’nün su seviyesinin en düşük düzeyde ve kamışlık-sazlık- su bitkilerinin istilasında olan ve giderek su seviyesi azalarak bataklıklaşan HOYRAN kesiminden, YALVAÇ TIRTAR SULAMASI için su alınması, gölün jeolojik yapısı- doğal akışın etkisiyle, su seviyesinin hızla azalmasına ve bu kesimin bataklıklaşmaya ve bunun sonucunda kesimin kurumasına neden olacaktır. Kemer Boğaz da sazlık adacıkların sayısın artmasıyla birlikte su seviyesi yer yer 1-2 m.dir. Eğirdir Gölü’nün Hoyran Kesiminde su seviyesinin ortalama 5-6 m. dir. Bu su seviyesi, bölgede fotosentezi artırarak, su bitkilerinin gölü istila etmesine neden olmaktadır. Bu kullanımla, Kemer Boğazın kapanarak, Antik Dönemde var olan Hoyran Gölü’nün oluşmasına neden olunacaktır. Hoyran’da göl giderek kuraklık zonuna girmektedir. Çünkü bu kullanım ve yöntemlerle doğal göller hep kurumuştur. Önlemler alınma ise; Hoyran Kesimi de yakın zamanda kuruyacaktır. Eğirdir Kemer Boğaz Karalaşmakta, Boğaz kapanmakta… Eğirdir Gölü ile ilgili yasalar, kullanan öder, kirleten öder ve gölün önceliği içme suyudur der. Der de; Eğirdir Gölü’nün kullanım amacı; kuru tarımın yapıldığı yerlere vahşi sulama için götürülen tarımsal sulama olmuştur. Havzada öncelik gölün içme suyu amacı korunarak, tarımın ona göre düzenlenmesidir. Göl yok olduktan sonra mı yasalar ve amaçlar uygulanacak? Doğal göller tıpkı bu vb tarımsal sulama amaçlı su alımları ve gölleri besleyen yüzey sularının önüne baraj ve gölet yapılması nedeniyle kurumuş ve kurumaktadır. Elbette, baraj ve göletlere ihtiyaç vardır.. Fakat neyi nereye yapacağımız ve yapılan bir şeyin ana kaynağa suyun “ doğal fabrikasına “ zarar vermemesi, beslenmesine engel olmaması gerekmektedir. Diğer taraftan “Isparta için önemli olan ve Eğirdir Gölü’nü kirlilikten korumak amacıyla yapılan Eğirdir Gölü kolektör hattı projesi çalışması yapılacaktır. '' adı var ne olduğu belli değil….Yıllardır söylenir…!
GÖLÜN GİDİŞİ, ARAL ve BURDUR GÖLÜ GİBİ
Eğer; Eğirdir Gölü gibi doğal göllerin havasına, gölün geleceği- beslenmesi düşünülmeden bu kadar çok sayıda baraj-gölet- pompaj yaparsanız; savunduğunuz; “Baraj ve gölet gibi depolama tesisleri inşa edilmediği takdirde Ülkemizin “su azlığı yaşayan” ülke konumundan “su fakiri” ülke konumuna hızla ilerlemesi maalesef kaçınılmaz olacaktır” düşünceleri gerçek olacaktır. Eğirdir Gölü için bu bakışla, ülke su fakiri olacaktır ve olmaktadır da. Doğal göller çevresindeki bu tür yapılanmalar çok yanlış ve doğal göller için bilimsel değildir. Bu planlamaların sonucu; bütün dünyada bir çok örnekleri olduğu gibi tersine işleyecektir ve doğal alanlar kuramaya başlayacaktır.. Aral Gölü, Sultan Sazlığı, Burdur Gölü; Acı Göl vd…gibi. Eğirdir Gölü’nün su seviyesi giderek azalmakta olup, bölgede ve ülkemizde kuraklık ve küresel ısınma çok önemli ve tehlikeli durumda iken, ülkemizin su hacmi bakımından en büyük tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü’nün çevresinin baraj ve göletlerle donatılmasının yanı sıra gölden çok sayıda resmi ve yasal olmayan yollarla pompajla ve çok sayıdaki kaçak kuyularla alınan sular, havzadaki artan su ihtiyaçlarını karşılayacak nispette ve gelecek su ihtiyaçlarını belli oranlarda garanti altına alacak önlemler değildir. Bu yapılanmalarla ana kaynağı yok olmasına neden olmaktadır. Eğirdir Gölü’nün hiçbir hali dünden daha iyi olmayıp, her geçen zaman bir öncekini aratmaktadır. Bunlar havzadaki “su talebini azaltmaz”, artırır. Daha sırada hangi gölet ve pompajlar var. Antalya – Ankara’nın vd. nin göllerden su talebi var mı? Vardı da…! . Gölde, Balık yok …Bitki çok.. .durum vahim…!
Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ