‘Halı’yı Kaybettik, Gül Ve Lavantayı Kaybetmeyelim’

Doç. Dr. Mustafa SAYGIN; Gül ve Lavanta elden gidiyor.Şehrin değerlerine sahip çıkmalıyız.Halı’da yaptığımız hataları yapmamalıyız.Kuyucak’ı örnek gösterebiliriz.Güzel başladı, parladı.Lavanta kokulu köye artık profesyonel bir elin değmesi gerekiyor”dedi.

Yayınlanma:
Güncelleme: 14 Nisan 2022 11:06
‘Halı’yı Kaybettik, Gül Ve Lavantayı Kaybetmeyelim’

Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sağlık ve Uyku ARGE (Health and Sleep markası)  şirketinin kurucusu olan Doç. Dr. Mustafa SAYGIN, ‘Tıbbi Aromatik Bitkilerin Başkenti değil ANAVATANIYIZ. Ancak Isparta gelişmiyor. Gül ve Lavanta elden gidiyor. Şehrin değerlerine sahip çıkmalıyız. Halı’da yaptığımız hataları yapmamalıyız.  Kuyucak’ı örnek gösterebiliriz. Güzel başladı, parladı. Şimdi ise giden memnun kalmıyor. Lavanta kokulu köye artık profesyonel bir elin değmesi gerekiyor” dedi.

Konusunda uzman isim Doç. Dr. Mustafa Saygın, Isparta için gelecekteki acı reçeteyi ortaya koydu. ‘Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Başkenti Değil ANAVATANIYIZ’ diyen Doç. Dr. SAYGIN uyarılarını sıraladı. Öğretim Üyesi ve Sağlık ve Uyku ARGE (Health and Sleep markası) şirketinin kurucusu olan Doç. Dr. Saygın, “Tıbbi Aromatik Bitkilerin Başkenti değil anavatanıyız” dedi. Saygın bu misyonla ilgili önemli uyarıları da oldu. 

Doç. Dr. Mustafa SAYGIN Tıbbı ve Aromatik bitkiler hakkında; “Tıbbi ve Aromatik bitki üretimine Isparta’nın iklim ve toprak yapısı çok uygun. Çoğu yerde olmayıp ta bizde olan alt yapı var. Fakat Isparta’nın tanıtım ve reklamını yeteri kadar yapamıyoruz.” dedi.  Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Saygın; Isparta’nın Tıbbi Aromatik Bitkilerin Başkenti olma misyonu ile ilgili yaptığı değerlendirmede; “Isparta, Tıbbi ve Aromatik bitkilerin Başkenti değil, Anavatanıdır. Fakat yeteri kadar tanıtım ve reklam kesinlikle yapılamıyor. Tanıtım ve reklam da çok yetersiz durumdayız. Bu konudaki yetkili kişi ve kurumlara daha fazla görev düşüyor. Çoğu insanlarda şöyle bir düşünceye sahip; günü kurtarma mantığı var. Aslında bir şeyleri ilmek ilmek örmemiz gerekiyor. Bu gün sana faydası olmasa da yarın çocuklarına faydası olur düşüncesinde olmamız gerekiyor. Özellikle Kuyucak’ı örnek gösterebiliriz.  Güzel başladı ve parladı. Şimdi ise giden memnun kalmıyor. Lavanta kokulu köye artık profesyonel bir elin değmesi gerekiyor” dedi.

KUYUCAK’I UYARDI!

Son yıllarda Lavanta bitkisi ile yıldızı parlayan Keçiborlu’nun Kuyucak köyü sakinlerini de uyaran Doç. Dr. SAYGIN “Her ev iki tane sergiye sahip. Amaçları bu işi daha da geliştirmek olmalı. Kuyucak köyü, komşu köy Kuşçular köyünü kıskanmasın, ya da Kuşçular halkı onları kıskanmasın.  Oraya giden ziyaretçiler ve işletmeciler arasın da tartışma çıktığı biliniyor. Bunlar orada ki vatandaşlarımız için üzüntü verici. Ziyarete gelen turlarla yapılan pazarlıklarda ne yazık ki cabası. “Eğer o, köye uğrayıp buraya gelirseniz sizden ek ücret almak zorundayım” gibi sözler sarf ediliyor. Hal böyle olunca kendimizde kötü bir izlenim bırakmış oluyoruz. Bunlar, Türkiye’nin konuştuğu o köyün değerli halkına yakışmıyor. Biz yörenin insanlarını çok seviyoruz. Onların ileride maddi ve manevi zorluk yaşamasını istemiyoruz” dedi

KÖY HALKININ DENETLENMESİ GEREKİYOR

Halka verilen eğitim yeteri kadar amacına ulaşmıyor. Köy halkının denetlenmesi  gerekiyor diyen Doç. Dr. SAYGIN; “Kuyucak Köyü Isparta’nın bir değeri ise daha tecrübeli işletmeler gerekiyor.  Gıda tüketimi ve konaklamaya kadar her şeyin daha profesyonel olması gerekiyor. Herkes kendi işini yapmalı, halk üretmeli bir çatı altında toplanılıp denetlenmelidir. Isparta’yı profesyonel şekilde temsil etmeliyiz. Halk üreterek kazansın ama üretim aşamasında kesinlikle bilim de üretimin içerisinde yer almalı. Kendi açımdan da baktığım zaman üretilen birçok ürün var. Fakat çoğu kalite stantlarına uygun değil. ÜTS kayıtları yok, bu durum ise görmezden geliniyor. Düzgün ve kaliteli bir iş yapılırsa, Kuyucak’tan alınan ürünü kullanana ziyaretçiler faydasını görür, ertesi yıl gelip tekrar aynısını alır ve tavsiye eder. Ama durum şimdilik öyle olmuyor. İnsanlar aldığı ürünü götürüyor, kullanıyor ve bir faydasını görmeyince tekrar almıyor çevresine de tavsiye etmiyor. Fakat ürün kaliteli ve standartları olsaydı, memnun kalıp tekrar gelip alacaktı. Fakat burada da görüyoruz ki hem insan sağlığını hiçe saymış oluyoruz hem de kendi reklamımızı kötü yapmış oluyoruz. Geçen sene lavanta günleri yapıldığın da davet ettiler ve üniversite adına katıldım. Lavanta ile ilgili sunum yaptım. Fakat yöre halkı ilgisiz, alakasız ve konuyu sahiplenmiyor.  Halk bu konu da daha bilinçli hale getirilmelidir.   Isparta kazansın, Türkiye kazansın noktasında hareket edilmelidir. Önce ben kazanayım günü kurtarayım sonrasına bakarız denmemelidir. Yatırımlar yapmalıyız hep ileriye dönük düşünmeliyiz. Kooperatif mantığıyla hareket etmemiz gerekiyor. Standartlarımızın olması gerekiyor. Sonuç olarak Gül ve Lavanta elden gidiyor. Isparta gelişmiyor. Isparta’nın değerlerine sahip çıkmalıyız. Halı’da yaptığımız hataları yapmamalıyız. Tıbbi aromatik bitkilerde de herkes her istediğini üretmemelidir. Bu konuda da bir eylem planı yetkili kurumlar tarafından yapılarak bir plan dahilinde geliştirilmelidir. Isparta’nın gülde olan başarısı diğer Tıbbi ve Aromatik bitkilerde yakalanıp, Isparta’ya has ve herkes tarafından tanınır hale gelmelidir” dedi. 

 

HABERE YORUM KAT
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.