Halkla Bütünleşen Üniversite
Bilimin Aydınlığını Halkla Buluşturuyor
SDÜ Tıp Fakültesi koruyucu hekimlik projesi kapsamında, halka açık bilgilendirme konferanslarına devam ediyor. Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı ve öğretim üyeleri, halka ve SDÜ Hastanesi’nde tedavi görenlere ‘Prostat ve Böbrek Taşı Hastalıklarında Son Gelişmeleri’ anlattı.
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi, ‘koruyucu hekimlik’ projesi kapsamında halkı bilgilendirmek; bilinçlendirmek gayesiyle konferans dizilerine devam ediyor. Son konferans oturumu Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı tarafından gerçekleştirildi. SDÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Âlim Koşar ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Taylan Oksay, Yrd. Doç. Dr. Osman Ergün ve Yrd. Doç. Dr. Ercan Baş, prostat ve böbrek taşı hastalığı hakkında bilgiler paylaştılar.
PROSTAT GÖZLÜK TAKMAK YA DA SAÇLARIN BEYAZLAMASI KADAR DOĞAL
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Âlim Koşar, hastalıkların tedavi edilmesi kadar, bilinçlendirmenin de çok önemli olduğunu vurguladı. Üroloji bölümü olarak, gayet güçlü bir kadroya sahip olduklarını belirten Koşar ciddi vakaları konseyde tartıştıklarını söyledi. Bütün ürolojik hastalıklara değinen Koşar, üç boyutlu görsel grafikler ve ameliyat anı sair bilgilerle destekli sunumunda prostat ve böbrek taşı hastalıkları hakkında çok hayati bilgiler paylaştı. Erkek ve 40 yaş üzeri kesimlere seslenen Prof. Dr. Koşar, prostat ve kanserleri, böbrek taşı hastalıkları konusunda ana hatlarıyla şu bilgileri paylaştı:
“Prostatta 40 yaştan sonra büyüme başlar. Nasıl ki ileri yaşlarda gözlük takmak, saçların beyazlaması doğal bir süreç ise prostat için de aynısıdır. Prostat yaşlanmanın doğal bir parçasıdır. Önlenemez. Ama tedavi edilebilir. Biz de SDÜ olarak tedavi ediyoruz. Bugün daha çok ‘Minimal İnvaziv’ şeklinde tanımladığımız yöntemleri uyguluyoruz.
40 YAŞ ÜZERİYSENİZ VE 2 SAAT ISLAK
MAYO İLE KALIRSANIZ KESİN PROSTAT OLURSUNUZ
Prostatı geciktirmek ve yönetimini sağlıklı şekilde yapmak için doğru beslenmenin şart olduğunu belirtebilirim. Dikkatli yaşayacağız. Size çarpıcı bir örnek paylaşayım: Erkekseniz, 40 yaş üzerindeyseniz ve 2 saat ıslak mayo ile kalırsanız kesin prostat olursunuz.
Sadece prostat ya da böbrek taşı hastalıkları için değil tüm vücut sağlığı dikkate alınarak söylüyorum: Doğal besleneceğiz. Sebze ağırlıklı besleneceğiz. Ve bu nokta çok önemli; egzersiz yapacağız.
Prostatta tehlike olan nokta kanserdir. Bilimsel araştırmalar her 7 erkekten 1’inde prostat kanseri geliştiğini göstermiştir. Bunun için de 40 yaş sonrası her erkek mutlak surette yılda 1 kez check-up yaptırmalıdır. Prostat kanserlerinde erken teşhis ile kişi yüzde 100 oranında sağlığına kavuşur. Eğer kanser ilerlemiş durumda teşhis edilirse bu oran ne yazık ki yüzde 40’a geriler.
Prostat aileyi takip eden bir kanser türüdür. Ailesinde prostat kanseri öyküsü olan daha çok dikkat etmelidir. Yağlı ve fazla proteinli beslenmeyeceğiz. Sebze ağırlıklı bir mutfak kültürünü benimseyeceğiz. Haftada 3- 4 kez egzersiz yapacağız. Şu da çok önemli: Hastalığa yakalanmadan önce sağlıklı beslenme kültürünü edineceğiz. Örneğin közlenmiş domates ve yeşil çay tüketiminin prostatı geciktirdiği bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.”
ÇAY SEVİYORSANIZ YANINDA MUTLAKA ÇOK SU DA İÇİN
SDÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Âlim Koşar, böbrek taşı hastalıkları açısından da hayati değer taşıyan bilimsel bilgiler paylaştı. Koşar, şöyle dedi:
“Türkiye’de tuz kısıtlamasına gidilmesi gerekiyor. Vücudun günlük tuz ihtiyacı 6 gram. Ancak biz Türkler günlük 20 gram tuz tüketiyoruz. Bu da tansiyon, mide kanseri yapar. Biz çay içmeyi seven bir toplumuz. Çay içtiğinizde mutlaka su da tüketin. Böbrek taşı hastalarının günlük 2 litre idrar atması gerekiyor. Böbreği taş üreten hastaların özellikle limonu çok tüketmesini öneriyoruz.”
BÖBREK TAŞINDA ‘ESNETİLEBİLİR LAZER CİHAZI’ KULLANIYORUZ
SDÜ Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Taylan Oksay da böbrek taşı için cerrahi müdahalelerde son 3 yıldır dünyada yeni bir yöntemin uygulandığını kaydetti. Bu bilgiler ışığında ‘Esnetilebilir Lazer Cihazı’ ile böbrek taşının kırıldığını anlatan Oksay, “SDÜ olarak biz de bu cihazı aldık. Hasta öyküsüne göre son 3 haftadır bu müdahaleyi gerçekleştiriyoruz. Bir bakıma böbrek taşı hastalıklarına müdahalede yeni bir döneme geçtik” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Ercan Baş ise böbrek taşı tedavisinde uygulanan yöntemleri ana hatları ile şöyle paylaştı: “5 milimetre büyüklüğe kadar böbrek taşı cerrahi müdahale olmadan düşürülebilir. 5 mm üstü taşları düşürmek zordur, müdahale gerekli. Ailesinde böbrek taşı öyküsü olanların yüzde 25’inde aynı hastalık çıkar. Burada beslenme kültürü ve hekim kontrolü çok değer kazanıyor. Beslenmesini bilimin aydınlığında yapmalı. Özellikle sıvı tüketimi çok olmalı”
Yrd. Doç. Dr. Osman Ergün de hastalıkların mevsimsel döngü içerisinde değişiklik gösterebileceğine vurgu yaptı. Ergün, hastaların şikâyetleri ve paylaştığı bilgilerin tedaviye yön verdiğini kaydetti.
TIP BİLİMİ HURAFELERE KARŞI
Konferansın soru- cevap bölümünde ise toplumda genel- geçer kavramların aslında Tıp Bilimi’nde yerinin olmadığı vurgulandı. Bilim insanları doğru bilinen yanlışları ana başlıkları ile şöyle paylaştı:
-Erkekler için: Ayakta tuvalet ihtiyacını giderme: Bilimsel açıdan oturarak ihtiyaç gidermeyi öneriyoruz. Karın içi açısından daha sağlıklı olur. Ama toplumda adlandırıldığı gibi ‘ayakta ihtiyaç giderirsen kesin prostat olursun’ sözünün bilimsel olarak zerre doğruluğu yoktur. İhtiyaç gidermek pozisyonu ile prostat arasında zerre misali etkileşim yoktur.
-Taş üreten bir böbrek nakil edilebilir mi?: Bilimin yanıtı: Nakile engel değil. Zira böbrek taşı rahatsızlığı önlenebilir. Sağlıklı beslenme ile sorun kontrol altında tutulabilir. Taş üreten böbrek de uygun bir kişiye nakledilebilir.