Isparta'nın Su Kaynakları 2030'da %15 Azalacak
ITSO'da İklim Değişikliğine Dikkat Çekildi.
Isparta Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen 'İklim Değişikliği Kaynaklı Afetler ve Isparta Semineri' büyük ilgi gördü.
Süleyman Demirel Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Polat'ın sunumuyla gerçekleşen seminerde, iklim değişikliğinin Isparta ve özellikle Eğirdir Gölü üzerindeki etkileri ele alındı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan ITSO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Çelik, iklim değişikliğinin dünya genelinde doğal afetlerin sıklığını ve şiddetini artırdığını vurgulayarak, Eğirdir Gölü başta olmak üzere iklim değişikliği nedeniyle su kaynaklarının azaldığına dikkat çekti. Gölün kuruması durumunda hem çevresel hem ekonomik açıdan önemli sorunlarla karşı karşıya kalacaklarını belirtti.
Başkan Çelik, “Günümüzde, iklim değişikliği dünya genelinde çeşitli doğal afetlerin sıklığını ve şiddetini artırıyor. Bu afetler insan yaşamını, ekonomiyi ve çevreyi derinden etkileyen önemli sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Eğirdir Gölümüz de iklim değişikliğinden olumsuz anlamda etkilenen birinci derece su kaynaklarımızdandır. Öyle ki hem içme suyu kaynağı olarak hem de tarımsal sulama için büyük bir öneme sahiptir. Ancak, iklim değişikliği sebebiyle yaşanan kuraklık ve su kaynaklarının azalması, gölümüzü kuruma riski ile karşı karşıya bıraktı. Gölü kaybettiğimiz vakit hem çevresel hem de ekonomik açıdan birçok sorunla mücadele etmemiz kaçınılmazdır.Gelecekte, iklim değişikliğinin etkileri daha da belirgin hale gelecektir. Yağış rejimindeki değişimler, su kaynaklarının azalması, tarımsal üretimde düşüş gibi olumsuzluklarla karşılaşma olasılığımız bulunuyor. Bu nedenle sadece bugünü değil, geleceği de düşünerek tedbirler almamız gerekiyor. Sadece Eğirdir Gölümüzü değil tüm su kaynaklarımızı koruyucu tedbirleri hayata geçirmeliyiz.” dedi.
Seminerde konuşan Prof. Dr. Erkan Polat ise 2030 ve 2050 yıllarında yaşanacak iklim değişikliğine dikkat çekti. Polat, “İklim değişikliği çağımızın ve neslimizin ana belirleyici sorunudur. Dünyanın genel ısısındaki uzun vadeli artışa işaret ediyor ve yaşadığımız dünya üzerinde kalıcı etkiler yaratıyor. Atmosferde insan faaliyetlerinden kaynaklanan karbondioksit ve metan gibi sera gazları atmosferimizde biriktikçe gezegenimiz tıpkı bir sera gibi ısınıyor. Türkiye, Güney İspanya ve Mısır’da sıcaklığın 37 derecenin üzerinde olduğu gün sayısının 2050 yılına kadar ikiye katlanarak 30’dan 60’a çıkması bekleniyor. Kuraklığın Akdeniz Bölgesinde 2030 yılına kadar yaygınlaşacağı ve 2050 yılına kadar daha da artacağı öngörülüyor.” dedi.