Kimsesizlerin Kimi Oldular

50 yıl önce bir grup yardımsever ile Isparta Belediyesi işbirliğinde kurulan ve o günden bu yana parası olan ya da olmayan herkese barınma hizmeti veren Huzurevi Vakfı, yaşlı bakım alanında büyümeye devam ediyor. 62 kişilik kapasiteye ek olarak 44 kişi kapasiteli ek bir rehabilitasyon merkezi daha inşa edildi.

Isparta’ya 50 yıl önce Huzurevi kazandıran ve o günden bugüne kadar ‘kimsesizlerin kimi olma’ vizyonu ve hedefiyle paralı-parasız herkese kucak açan, Isparta halkının da desteğiyle faaliyetlerini sürdüren Huzurevi Vakfı, bu alanda yatırımlarına devam ediyor. Isparta Belediyesi’nin de ortağı olduğu Huzurevi Vakfı, daha önce inşa edip, hizmete sunduğu 62 kişilik Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne ek bina yaptı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın izni ile 44 kişi kapasite daha, yaşlı bakım alanında hizmete açılacak. Bakanlık onayından sonra İl Müdürlüğü tarafından ağır engelli yaşlılar Huzur Engelli ve Yaşlı Bakımevi’ne yerleştirilecek.

Huzurevi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Nafi Aras, vakfın kuruluşunun 50. yıla dayandığını gururla ifade ederek son32’ye şu açıklamalarda bulundu:

HUZUREVİ GİRİŞİMİ
TÜRKİYE’YE ÖRNEKTİR
“Vakfımızın kuruluşu 50 yıla dayandı. Belediye ile ortak, bir grup yardımsever beraber dernek kurduk. Ardından da vakfı kurduk. Belediye ile ortak Huzurevi kurma örneği Türkiye’de pek yok. Biz Isparta olarak o bakımdan da ilklerdeniz. Bizim parolamız, kuruluş gayemiz; ‘Kimsesizlerin kimsesi olmak.’ Bu suretle huzurevini faaliyete geçirdik. Ispartalılarda çok yardımcı oldu.

ISPARTA HALKI BÜYÜĞÜNE BAKAR
AMA ZİHİNSEL ENGELLİLERE BAKMAK ZOR
Isparta’da engelliler için bir kuruluş yoktu. Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’yle konuştuk, Antalya yolunda bir apart ayarladık. Engelli Bakım Merkezi kurduk ama Isparta’daki vatandaşların en büyük isteği zeka engelliler içindi. Çünkü Isparta halkı büyüğüne bakar. Aile bölünmeleri burada yoktur ama aklı yerinde olmayan kişilere bakılamıyor. Bizde zeka engelliler için bir yer açtık. Bir apart tuttuk ve eksikleri giderdik. Zaman geçtikten sonra kendi binamızı yapalım diye düşündük. Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ile konuştuk. Bu bina lazımdı. 1 buçuk 2 sene içerisinde belediye ile ortak şekilde binamızı yaptık. Sevim Saylam hanımefendinin bu projede desteğini gördük. Başka yardım eden hayırseverlerimiz de oldu. 65 kapasiteli bir binadır. Kapasiteden fazla talep olunca bir şekilde odaları 2 kişilik ise 3 kişilik yaptık, 12 kişi daha aldık. Yönetmelikleri zorladık, yaptık. Yönetim kurulumuz yeni ek bina yapalım dedi. Hayırseverlerin ve Sosyal Hizmetlerin destekleriyle ek binamızı yaptık. Burada da çok yardım yapan oldu. Belediyemiz destekledi, Serpil Kalaycı hanımefendi nakdi yardımda bulundu. Hepsine teşekkür ediyoruz.

TÜZÜĞÜMÜZE GÖRE
İDARE VAKIFTADIR
Huzurevi Vakfı ile Huzurevi Derneği, beraber çalışalım havası içerisinde yönetmelikler bir tarafa konmuş. Aradan bir vakit geçti. AtillaSüldür Bey ile kongrede oturuyoruz. Huzurevinin durumu hiç iyi değil. Dedim ki; ‘Atila sen bıraktın, ben bıraktım bunu yeniden ele almamız lazım’ dedim. Her şey kötü durumdaydı. Yeniden durumu ele aldık. Atila Bey’in başkanlığında devam ettik. Ondan sonra kıyamet koptu. Tüzüğümüzde ‘dernek idare eder’ diye bir şey yok. İdare bizde Huzurevi Vakfı’nda. Her şeyde kararları biz alıyoruz, imzalıyoruz.

28 MÜLKÜN 26’SI SATILDI İSE
KOMİSYON BAŞKANI HASAN AKILLI İDİ
Dernek sadece yardımcı olur. İnşaat yapacağız ‘beraber yapalım, yürütelim inşaata yardım edin’ dedik. İhale komisyonu kuruyoruz. Dernek Başkanı Hasan Akıllı’da ihale komisyonu başkanı. İnternet gazetesinde ‘28 mülk vardı 26’sını sattılar 2 tane kaldı ne yaptınız, ne ettiniz’ demiş. Hepsinin satışında ihale başkanı Hasan Akıllı. Bize hesap soruyor. ‘Bunların hesabını nasıl vereceksiniz’ diyor. Komisyon başkanıyken bir kıymetli arsamız vardı. Devlet ihale kanununa göre komisyon üyeleri yer alamaz. Gelini vasıtasıyla orayı almış. Hepimiz kızdık. İhale komisyonundan çıkardık.

HUZUREVİ VAKFI ARTIK KÖKLÜ BİR KURULUŞ
Yaşlı Bakım Merkezi, Engelli Bakım Merkezleriyle binalarla biz çok büyüdük. Köklü bir hale geldik. Dernek Başkanı Hasan Akıllı, ‘idareyi beraber yapacağız’ dedi. Bende ‘iki başlılık olur, o şekilde olmaz’ dedim. Ben onu tekrar aldım komisyona. ‘İdareye karışmayın’ dedim. Gece baskın yapıyorlardı. Müdürün otoritesini azaltılmaya çalışılıyordu. Güvenlik için kamera taktırdık her yere. Dernek Başkanı Hasan Akıllı’nın kışkırtması ile çalışanlar bu kameralardan şikayetçi oldu. İsyan ettiler. ‘Biz sizin menfaatiniz için bunu yapıyoruz’ dedik. ‘Bunları yapmayın’ dedim.

KALİTE YÖNETİM SİSTEMİNE SAHİBİZ
Hasan Akıllı gazeteci etiğinden bihaber adamla beraber vakfı yerin dibine batırmaya çalışıyor. Toplantıları da beraber yapıyorduk. Bu olaylardan sonra ben başkanı ve yardımcısını toplantılara çağırmadım. Tüzüğümüzde böyle bir şey yok. Bu sefer daha büyük bir düşmanlık başladı. Hem bize hakaret ediyorlar hem başkan yardımcısına hakaret ediyor. Yerin dibine batırıyor. ‘Köpekler yemez sizin yemeğinizi’ diyor. Türk Standartları Enstitüsünün bir çalışanı burayı düzenli olarak kontrol ediyor. ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemi uyguluyoruz. Denetimlerimiz sürekli yapılıyor. Örneklerimiz içinde Türkiye çapında en iyisi olan bir yere hakaret ediyorlar.”