Öner Hükümete Ses Kayıtlarından Yüklendi
TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi, CHP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner, partisinin seçim bürosu açılışında önemli mesajlar verdi. Nöbetçi Hakim tarafından tahliye edilen Rıza Sarraf’ın kaçacağı öngörüsünde bulunan Öner, hükumete ses kayıtları üzerinden
Yalvaç’ta halka seslenen Öner, Erdoğan’a “Yeter artık Allah’la aldattığınız. Bu millet mümin, mütedeyyin ama sizi nasıl vezir ettiyse rezil de eder. O günler yakın” diyerek yüklendi. Isparta milletvekili Ali Haydar Öner şöyle konuştu;
MAHKEMELER NEREDE?
“Şimdi bakın, bunlar haramı üçe çıkardılar. Yiyorlar, yedirtiyorlar, yedirenler yiyenler üzerinde soruşturma açtırmıyorlar. Yargılama yapmıyorlar, yaptırmıyorlar! Görüyor musunuz, yalanın talanın derecesini, haramın derecesini, kul hakkı yemenin derecesini! Sonrada diyorlar ki; ‘yiyenin, harama yiyenin Allah belasını versin’ Sen ne yaptın? ‘Belasını versin’ demekle, öbür dünyaya havale etmekle, evet yüce Mevla’m günü geldiğinde Münker-Nekir sorgusunda hesabını sorar, layık olduğunu verir ama bu memleketin mahkemeleri ne güne duruyor?”
HERKES İŞİNİ TARAFSIZ YAPSIN!
“Polisten, hâkimden, savcıdan, yargıçtan sanıkları kaçıracaksın! İlker Başbuğ’un kaçma şüphesi var, Sarraf Rıza’nın kaçma şüphesi yokmuş! Haber vereyim, Rıza Sarraf’ın tez zamanda kaçma ihtimali çok yüksek. Ama salıverdiler. Niye? ‘Uzun adam, Allah sana uzun ömür versin’ diyen bir hâkim tarafından salıverildi. Devletin memuru, devlet hizmetini ettiği yemine sadık kalarak tarafsız yapmak zorundadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne seçip gönderdiğiniz milletvekilleri ettikleri yemine sadık kalarak, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü doğrultusunda hareket etmek, dürüst davranmak, dürüst olana arka çıkmak durumundadırlar.”
KASETLER MONTAJMIŞ!
“Kasetler montajmış. Neymiş montaj olan? Sabahın mahmurluğunda Recep Tayyip Erdoğan Bilal oğlanı arıyor, ‘Bilal’ diyor, ‘Muammer’in oğlunda, Zafer’in oğlunda Erdoğan’ın oğlunda aramalar şeyler yapılıyor’ diyor, ‘baba anlamadım, ne diyorsun’ diyor uykunun mahmurluğunda ‘oğlum işte arıyorlar’ diyor, “operasyonlar var, ev de ne var” diyor! “Baba, senin paran var” diyor. “Amcana, dayına, teyzene, abine haber ver onları sıfırlayın” diyor. Öğleden sonra arıyor, Konya’ya gidip geliyor gece tekrar arıyor, ertesi gün yeniden arıyor, ‘Ne yaptın sıfırlayabildin mi?’ diye soruyor, Bilal Erdoğan ‘Baba eritemedik daha’ diyor. Ne yapıyorsunuz yahu? Tereyağı mı eritiyorsunuz? “Ne kaldı” diye soruyor baba Erdoğan, ‘30 milyon avro kaldı’ diyor oğul Erdoğan. 30 milyon avro! 90 trilyondan fazla! Zehir zıkkım olsun!”
NASIL ZENGİN OLDU?
“Tayyip Erdoğan, Coşkun Sucuk Fabrikası’nda kâtipti. Aç kalmasın diye, Coşkun Sucuk Fabrikası’nın sahibi bunu işe almıştı. Top oynayacak ayakkabısı yoktu. Öyle mi değil mi? Yoksul bir rahmetli Rizelinin oğluydu. Sonra nasıl oldu da dünyanın en zengin politikacılarından biri oldu? İsviçre’de hesabım yok diyebiliyor mu? Kasetler montaj diyor ama ses benim değil diyebiliyor mu? Ses Bilal’in değil diyebiliyor mu? Niye sabahın köründe kısık sesle konuşuyor? Montaj ise montaj yapanların Allah belasını versin, montajcılar sahtekârdır ama montaj değilse ‘montaj diyenler’ sahtekârın ta kendisidir.”