O artık hep 10 Yaşında…
“Kırklareli'de, okula gitmek üzere evinden ayrılan ve bir daha haber alınamayan 10 yaşındaki çocuk ölü bulundu. Alınan bilgiye göre, Halil İbrahim Aktaş'ın bulunması için çalışma başlatan asayiş ekipleri, çocuğun birlikte görüldüğü, aynı mahallede oturan Y.T'yi gözaltına aldı”

O artık hep 9 Yaşında…
“Kars'ta 6 Nisan günü babası Yolcu Aydın'ın işyerine yemek götüren Ziya Gökalp İlkokul 3'üncü sınıf öğrencisi 9 yaşındaki Mert Aydın'ın cesedi 7 Nisan günü kent merkezine 5 kilometre uzaklıktaki Karadağ çöplüğünün yanındaki boş bir tabyanın içinde bulundu. Tecavüz edildikten sonra boğularak öldürüldüğü anlaşılan Mert Aydın'ın katilini bulmak için polis kentteki 25 mobese ve 20 güvenlik kamerası görüntülerini inceledi”

O artık hep 4 yaşında…
“Aydın'ın Efeler İlçesi'nde, evlerinin yakınındaki ahırda bileği ve boğazı kesilmiş ağır yaralı halde bulunan 4 yaşındaki Caner Çerit, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Olaydan 10 dakika önce evlerinin önünden kaybolduğu öğrenilen çocuğa tecavüz edildiği şüphesi üzerinde durulduğunu bildirdi”

Halil İbrahim Aktaş… Mert Aydın… Caner Cerit... yaşları 4 ile 10 arasında değişen çocuklardı… çocuk kaldılar… büyümediler… büyüyemediler…

Abileri, amcaları hatta babaları, dedeleri yaşındaki insan denemeyecek varlıklar tarafından kaçırıldı, taciz edildi, tacavüz edildi ve öldürüldüler…
Şimdi muhtemelen cennetten bize bakıyorlar… Benzer yaşlardaki ‘yeni’ arkadaşlarıyla…

Bakıyorlar ve diyorlar ki; Bize bunu mu reva gördünüz…

Caner ağabeylerinin arasından sıyrılıveriyor kıvrakça “Ama ben daha okula gidecektim, saklambaç oynayacaktım okulun bahçesinde, hem Pepe’nin yeni bölümünü daha izlememiştim. Oldu mu şimdi bu yaptığınız. Nasıl kıydınız bana. Bakın annem, babam ne kadar üzüldü, nasıl perişan oldular görmüyor musunuz onları. Neden yaptınız? Ne istediniz benim küçücük bedenimden. Size söylüyorum İNSANLIK; yakışmadı bu size. Daha yapacak çoook yaramazlıklarım olacaktı. Neyse; annem ve babama söyleyin de çok üzülmesinler olur mu? Burada iyiyim ben. Artık hiçbir tehlike yok. Mesela sarhoş bir sürücü gelip bana çarpamaz artık. Ya da sapık birisi taciz edemez beni. Söyleyin anneme, babama rahat olsunlar artık.”

Daha, Halil İbrahim ve Mert Aydın şokunu atlatamamıştık, Caner’in haberini okuduğumuzda. Dün konuyla ilgili Psikolog Hasan Hüseyin Akagündüz ile yaptığım sohbetin haberini manşete taşımıştık.

Çocuklarınızı dikkate alın diyordu Akagündüz hoca. Dünkü manşetimizi bu konuya ayırmıştık. Başka canlar yanması diye dikkat çekmek istemiştik. (O HABERİ OKUMAK İÇİN TIKLAYIN) 

Bugünün gazetesini hazırlarken son dakika diye düştü Caner’in haberi.
Haberi okudum, kalp atışlarım değişti, ellerimi klavyeden çektim ve gözlerimi kapattım;

İşte Caner, o zaman söyledi o az önce yazdıklarımı.

Fark ettiniz mi bilmiyorum; son bir ayda işlenen çocuk cinayetlerindeki yaş sıralamasını… 10 yaşında… 9 Yaşında… ve 4 yaşında…

Peki, insanlık kaç yaşında? Eğer bu yaşadıklarımız gerçekse, bir kabus değilse. Eğer çocuklarımız 10 yaşında, 9 yaşında, 4 yaşında hunharca öldürülüyorsa. Kusura bakmayın da asıl ölen çocuklarımızla birlikte insanlık.

Pardon duyamadım; insanlığın katilini mi sordunuz?

Onların derdi şimdi, yeni seçimler!

Çocuk cinayetlerini, kadın cinayetlerini, işçi ölümlerini, çocuk işçileri ve bu konularla ilgili yasal düzenlemeleri yapacak zamanları yok!

Eğer mesele milletvekili maaşları, vekil konutları, yandaşa kıyak, ihaleye fesat falan olsaydı bir hal çaresi bulunurdu da;

amaaan… şimdi sırası mı canım bunların…