Resmi verilere göre 2020 yılında bin 500 çift hayallerinin peşinden koşarak dünya evine girdi. Ancak, yapılan araştırmalar evliliklerin son yıllarda uzun sürmediğini ve boşanma oranlarının arttığını gösteriyor. Peki, mutlu evliliğin sırrı ne? Psikolog ve EMDR Terapisti Gamze Batı ile ‘Mutlu Evliliği’ konuştuk.
Resmi verilere göre Isparta’da 2020 yılında bin 500 çift ‘evet’ diyerek dünya evine girdi. Bu rakam bir önceki 2019 yılına nazaran daha düşük. Ancak, yapılan araştırmalar özellikle son yıllarda evliliklerin uzun sürmediği, boşanmaların arttığını gözler önüne seriyor. Peki, ‘mutlu evliliğin’ sırları neler? Demokrat muhabiri Psikolog ve EMDR terapisti Gamze Batı ile ‘mutlu evliliği’ konuştu.
Konuya tersten de bakabiliriz aslında ‘evlilikler neden mutsuz?’
Pandemi, işsizlik, ekonomi, sosyal hayat, dijitalleşen hayatlar, kopan iletişimler… Listeyi uzatmak mümkün. Ama temel sorun belki de bireylerin kendilerini tanımaları, önce ‘ben’ sonra da ‘biz’ olabilmeleriyle ilgili.
BEN DİLİ Mİ BİZ DİLİ Mİ?
Isparta Batı Psikolojisi ve Danışmanlık merkezinin kurucusu olan Gamze batı mutlu evliliklerin sırları, Ben dili ve biz dilinin evlilikte ki yeri ve önemini anlattı. Batı; “3 yıldır psikoloji ve danışmanlık merkezimde çocuklara, ergenlere ve çiftlere hizmet vermekteyim. Bu gün konumuz olan mutlu ve mutsuz evlilikler hakkında size çift terapilerimden bahsedeceğim. Öncelikle evlilik: İki kişinin hayatını, hastalıkta, sağlıkta her zaman yan yana omuz omuza gönül verdikleri, ruhen ve bedenen birleştikleri yasal çerçeveler kapsamında birbirlerine söz verdikleri bir kurumdur. Bu kadar önem arz eden bir olaydan kurumdan bahsediyoruz dolayısıyla bu çerçevede sorumluluk duygusu da bir o kadar önemli. Bu duyguyu taşımayan bireylerin evlenmelerini sakıncalı buluyorum” dedi.
SORUMLULUK DUYGUSU ŞART
Evlenmeye karar veren bireylerin sorumluluk duygularına sahip olmaları gerektiğini söyleyen Batı; İnsanlar evliliğe adım atacakları zaman kendilerine şu soruyu sormalı Ben kimim? Benim isteklerim beklentilerim neler? Ben çözüm odaklı bir insan mıyım? Yani kısacası önce kendini tanımalı aksi taktirde ‘ben’ sorusuna cevap bulmadan biz duygusu oluşturulmaya çalışılırsa girdikleri yolda kendilerini tanımayan bir insanla karşılaşmaları büyük ihtimal” şeklinde konuştu.
Sıcak kahve eşliğinde devam ettiğimiz sohbetimizde ilişkinin sınırlarına da değinen Batı; “Misal ben kendimi tanıdım, biz yoluna geçmeye karar verdim şimdi bu ilişki başlangıcında sınırlar belirlemek çok önemli. Bu sınırlardan kastım sert ve agresif davranmak değil. Bilhassa karşımızdaki bireyin özel alanına ekstra saygı göstermek gerekir. Çünkü bu davranışınız size de saygı olarak geri dönecektir. Az önce bahsettiğim özel alanlar aslında sınırlarınız. Oluşturulmayan bu alanların eksikliği kişilerin birbirlerine olan tahammül sınırlarının azalmasına ve hoyratça bir ilişki yaşamalarına sebep olur. İlişkide her şey denge ve karşılıklı yapılan hamlelerde güzeldir” diye konuştu.
EVLİLİKLER BİSİKLETE BİNMEK GİBİDİR
İlişkide denge unsurunun son derece önemli olduğunu söyleyen Batı; “ Evlilikleri, ilişkileri bisiklete binmeye benzetiyorum. Karşılıklı değişimler halinde pedal çevirir çiftler. İşte üzerinde durduğum denge burada devreye giriyor. Çünkü çiftlerden biri kötü zamanında ise diğeri anlayış göstermeli, eşine sevgilisine veyahut ta flörtüne destek olmalı. Bu durum döngü halinde gerçekleştirilmeli. Kısacası birisi ateş iken diğeri su olmalı” diye ekledi.
SINIRSIZLIK MUTSUZ İLİŞKİERE SÜRÜKLER
Psikolog Gamze Batı ilişkide sınırların öneminden bahsetti. Batı; “Denge ve anlayışın beraberinde gelen sağlıklı ilişkileri etkileyen bir başka unsur da az önce bahsettim sınırlardır. Tekrarlamakta fayda var. Aslında sadece ilişki gözüyle değil de hayatın her alanında kurulan ilişkilerde sınır koymak çok çok önemli. Ne kadar sınırsızlık o kadar hızlı tüketim ve tükenmişliği bu da ayrılıkları boşanmaları beraberinde getiriyor” diye konuştu.
DUYGU PİNTİLİĞİ
İlişkilerde dengeden, sınırlardan, ben ve biz dilinden bahseden Gamze Batı son olarak konuşmasına duygu pintiliği ile devam etti. Batı’ya göre “İnsan, hayatındaki kişiye sevdiğini söylemekten çekinmemeli. Gelen çiftlerden en çok duyduğum sözlerden biri aman güzel bir şeyi söylersem şımarır, aman diyeyim hediye çok alırsam alışır. Bu düşünceler insanların içlerinde barındırdıkları duyguları saklamalarına ve zamanla bencilleşmelerine sebep olur. Bu da beraberinde partnerimizi değersizlik duygusuna sürükler. Aslında bu anlattıklarım (Sınırlar, sorumluluk duygusu, Farklılıklara saygı ve anlayış, denge) kişide yokluğu mutsuz partner evlilik ilişkilerine sebep olur. Bir söz vardır zaten Türkiye’de evlilik halay gibidir, herkes katılır çok doğru buluyorum.
İki insan arasındaki çatışma ihtimallerini uzun uzadıya anlattım. Birde aile faktörü işin içinde olunca gerçekten evliliklerde pürüzler büyüyebiliyor ve bu da boşanmaya kadar gidiyor. Ancak boşanmaların bu kadar artmasının bir diğer etkeni de kadının toplumda daha fazla yer etmesi çalışır konuma gelmesi ve fırsat eşitliliğin yakalanması. Ataerkil toplumda erkeğin kadına hükmedememesi demek dolayısıyla ya ilişki bitirmelerine ya da boşanmalarına etken bir neden oluyor.” Dedi.