İYİ Parti Milletvekili Aylin Cesur, TBMM kürsüsünden muhalefete abaküsle yüklendi. Konuşmasına başlarken “Bir abaküs yeter mi bilmem ama bugüne kadar her yolu denedik, vatandaşın sorunları için önergeler verdik, reddettiniz. Her yolu denedik, tutmadığınız sözlerinizi say say bitiremedik. Baktık olmuyor, bir de bu temel eğitim aracı ile sayayım dedim” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur, Kapadokya Kanunu görüşmelerinde verdiği önerge üzerine konuşma yapmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsüne çıktı. Kürsüye bir abaküs koydu ve bir bir söz verip yapılmayanları saydı.
Konuşmasına başlarken “bir abaküs yeter mi bilmem ama bugüne kadar her yolu denedik, vatandaşın sorunları için önergeler verdik, reddettiniz. Her yolu denedik, tutmadığınız sözlerinizi say say bitiremedik. Baktık olmuyor, bir de bu temel eğitim aracı ile sayayım dedim” diyerek elindeki abaküsü kürsüye koyan Aylin Cesur, abaküsle sayarak konuşmasını tamamladı.
NADİR RASTLADIĞIMIZ BİR DURUM DEĞİL
Milletvekili Cesur, “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kapadokya alanı hakkında Kanun Teklifi'nin 3'üncü ve daha sonra da 4'üncü maddesi üzerinde verdiğim önergeler üzerinde konuşacağım. Değişikliğe bakınca, alanda üst ölçekli planlama hazırlama, imar planları uygulama yetkilerinin idareye ve bakana verildiğini görüyoruz. Oysaki alanında uzmanlaşmış kişilerden oluşan ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının plan teklif etme ve görüş bildirme yetkisi olmalıdır.
Değişiklikle yerel yönetimlerin bu konudaki tüm yetkilerinin kaldırıldığını görüyoruz. Bu durum ilk bakışta yararlı olarak gözükmekteyse de uygulama sınırları genişletildiğinde ve kötüye kullanıldığında özellikle iktidardan olmayan Antalya, Adana, Aydın, İstanbul, Mersin, Muğla gibi yerlerde Kapadokya alanı emsal gösterilerek aynı uygulamalara bu bölgelerde de gidilerek, yerel yönetimlerin yetkilerine sınırlamalar getirip, buradan elde etmiş oldukları gelirlerin ortada kalmasına neden olabilecektir.
Belediyeler dâhil birçok ilgili kurumun devre dışı bırakılarak yandaşların ve çıkar gruplarının kendi lehlerine iş görmesi kolaylaşacaktır ki bu da son dönemdeki uygulamalara baktığımızda nadir rastladığımız bir durum değil artık maalesef” dedi.
DEMOKRASİ SANDIĞA DEĞİL, TOPRAĞA GÖMÜLDÜ
İstanbul seçimlerine göndermede bulunan Cesur, “Şimdi, konu belediyelere gelince ve kaybettiğiniz belediyeleri bırakmama hassasiyetiniz malum! Belediyeleri bırakmamak demişken de gecelerce bizlere saydırdığınız sandıklar aklımıza geliyor tabii ki! Say say bitiremedik, geceler gündüzlere uzadı, biz saymaya devam ettik. Siz saydırdınız. Sonunda Sayın İmamoğlu İstanbul seçimini kazandı. Daha sonra da Yüksek Seçim Kurulu tarafından seçim iptal edildi. Demokrasi sandığa değil, bu defa toprağa gömüldü. Biz aslında burada, bu kürsüden ve her yerde 24 Haziran’dan beri, millete sizin söz verip yapmadıklarınızı sayıyorduk yani biz saymaya devam ediyorduk, siz de saydırmaya devam ediyorsunuz. Siz bize saydırdınız, saydırdınız, saydırdınız da acaba siz mi saymayı unuttunuz düşüncesiyle, ben bugün, bir de hepimizin bildiği temel eğitim yöntemiyle-bu abaküsle millete söz verip yapmadıklarınızı saymaya devam edeceğim. Dedim ki; işe en temelinden başlayalım” şeklinde konuştu.
AK PARTİ’NİN 3Y VAADİNİ HATIRLATTI
AK Parti’nin 3Y vaadini hatırlatan İYİ Parti Milletvekili Aylin Cesur, “AK PARTİ'nin "3Y" vaadi vardı hani! Bunun birincisi "yolsuzluk", ikincisi "yoksulluk" ve üçüncüsü de "yasaklara karşı mücadele." "Yoksullukla mücadele edeceğiz." dediniz, 2003'ten bugüne gıda fiyatları yüzde 407 arttı, konut yüzde 432 arttı, ulaştırma yüzde 390 arttı. 2003'ten bugüne TÜFE yüzde 310; açık bir ifadeyle, on altı yılda 1 liralık mal ve hizmetler 4,1 lira artmış oldu. 2007'de dünya enflasyon liginde 64'üncü sıraya düştük ve "Enflasyon canavarını yendik." dediniz ve 2018'de enflasyon liginde 6'ncı sıraya fırladık. Yıllık enflasyon resmi olarak yüzde 20'lerde. (aslında yüzde 40)
İşsizlik 2001 krizinin en kötü günlerinde yüzde 11,4'tü; dün sabah açıklandı, yüzde 14,7. Sadece 2012'den bu yana işsiz sayısı 2,2 milyondan 4,74 milyona çıkarak rekor kırdı. Genç işsizliğiyse yüzde 26,1. Tüketici Hakları Derneği”nin raporuna göre, Türkiye'de 16 milyon kişi açlık sınırında ve 48 milyon kişi yoksulluk sınırında yani 64 milyon aç değerli milletvekilleri. “2023'e en büyük 10. ekonomi” olma hedefinize dört sene kaldı ancak (2000'de, siz gelmeden evvel dünyanın 16'ncı ekonomisiyken) hâlen 20'nci sıradayız, ilk 10'a sokacaktınız.-4 sene kaldı. Dolar kuru 2002'de 1,67 idi; bugün 6,06. İki yıllık devlet tahvili faizi 25,71. Kişi başına düşen millî gelir 12.480 dolardan sadece 9.632'ye yani 2007 seviyesine son beş yılda düştü.
“2023'te 500 milyar dolar ihracat hedefi”niz 2018 yılında 168 milyar dolar oldu dolar kuru patlaması avantajınıza rağmen!
Sayın Mehmet Şimşek 2014'te, Sayın Naci Ağbal 2016'da ve Sayın Berat Albayrak da 2018'de "Vergi affı olmayacak." dedi. Hepsi tekrar edildi ve uzatıldı, vergi ödeyen vatandaşsa ödediğiyle kaldı.
"Benzin zamlarına güncelleme şart” dediniz, yaptığınız güncellemelerle 1,66 liradan 7,20 liraya çıktı benzinimiz.
2002'de cari açık yalnızca 600 milyon dolarken, son on altı yılda her yıl ortalama 36 milyar dolar cari açıkla, sonucunda dış borcu 130 milyar dolardan 445 milyar dolara çıkardınız.
2006'de kendi çıkardığınız Tarım Kanunu'na göre gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'ini her yıl tarıma ve çiftçiye verecektiniz, on üç yıldır vermediniz, verdiğinizse yüzde 40- 60 seviyelerinde seyretti. Çiftçiler Gününü kutladığımız bu haftada, bunun bir kere daha altını çizmek istiyorum. Gerçekten, sizden belki de en hızlı, en büyük sıkıntılarla çözüm bekleyen köylülerimiz ve çiftçilerimiz. Artık kıymayalım onlara diyorum.
ARTIK KİMSE TELEFONDA BİLE KONUŞAMIYOR
Yasaklara gelince; artık kimse telefonda bile konuşamıyor "Acaba dinleniyor muyum?" diyor, sade vatandaş bunu diyen.
Yani Türkiye, kaygı ve korku ülkesi hâline geldi. "Ergenekon" dediniz, "Balyoz" dediniz, önce savcısı oldunuz, sonra avukatı oldunuz desek aslında çok da yanlış bir şey yapmayız zannediyorum.
"2010 Anayasası'yla özgürlükler artacak:" demiştiniz; toplumdaki toplam mahkûm sayısı 144 binden 232 bine çıktı.
ALLAH’A HAVALE EDİYORUM
Yolsuzluk, 3'üncü "Y" idi: Söylenecek söz bulamıyorum bu konuda. Konu milletimizce malum, ben de Allah'a havale ediyorum.
“Seçim barajını düzenleyeceğiz." dediniz, yüzde 10 barajı hâlen yerinde duruyor on yedi sene geçmesine rağmen siz söz vereli!
Dış politikaya gelince;; Avrupa Birliğiyle vizeleri kaldıracaktınız, gümrük birliğinin güncellemesi vardı. Avrupa Birliğinden çıkarılmamız tartışılır hâlde bugünlerde -çok üzülüyorum- ve 2015'te "Amerika'yla ilişkilerimizi geliştirmeliyiz." demiştiniz-Brunson, Zarrap, bütün bu isimler size ve milletimize çok şey ifade ediyor zannediyorum-çok büyük krizler yaşadık çok!
900 BİN ÖĞRETMEN MAĞDUR
Millî Eğitim Bakanlığımıza bakalım: "Öğretmenlerin ataması yapılacak." dediniz, sonra "başka bir iş bulun" dediniz. Bugün atanmayı bekleyen asgari öğretmen sayısı 440 bin. On yedi yıl boyunca yaptığınız atamalar sırasında da atanamamış öğretmenlerle, neredeyse 900 bin öğretmen mağdur.
Eğitimde kalite endeksi hazırlayacaktınız, kül oldu. Yükseköğrenim çerçeve yasası hazırlayacaktınız, yok oldu. 2010'da FATİH Projesi kapsamında 10,6 milyon tablet dağıtma sözü verdiniz; 1,4 milyonda kaldı, masal oldu, üstünü klavyeli bilgisayarlarla örtmek istediniz, milyarlar israf oldu.
Gençlere ücretsiz internet sözünüz hayal oldu. Ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri ve veteriner hekimler için 10.551 atama sözü verdiniz, her gün yazıyorlar, çiziyorlar, buradan bir kere daha altını çiziyorum: Son iki bakanınız da atama sözü verdi ikinci çeyrekte olacağına dair. İkinci çeyrek bitiyor; takipteyiz, her gün hatırlatmaya ve saymaya devam edeceğiz.
İLAÇ BULAMAZ HALDEYİZ
Sağlık personelinde ihtisaslaşma vadettiniz, meslek yüksekokulları açtınız bol bol, bugün 40 bin paramedik, 73 bin anestezi teknikeri, 60 bin tıbbi laboratuvar teknikeri, 15 bin sağlık yönetimi lisansiyeri, 23 bin diyetisyen işsiz hâlde kadro bekliyor.
"SGK eczanelerinde kuyruğa ve ilaç yokluğuna son” dediniz, 2018'de kur kriziyle ilaç bulamaz hâldeyiz ve en son 143 tanesini SGK yine ödeme listesinden çıkardı.
"Ameliyat yapmayın." diyen başhekimler ve yöneticiler cerrahlara mesajlar yolluyorlar, sosyal medya da bunlarla çalkalanıyor.
ULAŞTIRMADA SINIFTA KALDILAR
Ulaştırmaya gelince; 2014 yılında 2019 için İstanbul raylı sistem hedefiniz 430 kilometreydi, 278 kilometrede kaldı.
İstanbul'da Gebze-Halkalı banliyö hattı 2011'de bitecekti, 2019'da ancak açılabildi.
İstanbul-İzmir Otoyolu Projesi'ni 2008'de başlatıp 2011'de tamamlayacaktınız, 426 kilometrelik güzergâhın hâlen 168'inci kilometresindesiniz.
Osman Gazi Köprüsü'nün de geçişi en ucuz 72 lira.
Üsküdar-Sancaktepe ve Kabataş-Mahmutbey metroları 2017'de tamamen bitecekti hâlen ilkinin yalnızca 9 istasyonu açıldı, ikinciden hiç ses yok.
"2011'den 2015'e kadar 750 kilometre otoyol yapacağız." dediniz, 42 kilometre yapıldı.
EYT’LİNİN SESİNE KULAKLARINIZ TIKALI
Aile Bakanlığı’na bakalım: 2018 seçimlerinde 4 bin ASDEP yani Aile Sosyal Destek Programı alımı sözünü tutmadınız. Adalet Bakanlığı’na 15.100 kadro vadettiniz, verilmedi ama adaletin kendisinin dağıtılmadığı bir yerde, kadro vermemeniz tabii çok şaşırtıcı da değil aslında.
EYT'liler 700 bin kişi aileleriyle beraber sizden çözüm bekliyor ama EYT'nin sesine kulaklarınız tıkalı.
21 gün askerlik, tek tip askerlik sizden çözüm bekliyor ama bundan dolayı işini kaybedecek ya da işi olmayıp da işe girecek olanlar intiharın eşiğine gelmiş, her gün bize yazıyorlar, çiziyorlar, ses yok.
İktidara gelince cemevlerine hukuki statü ve ücretsiz elektrik sağlayacaktınız. Ücretsiz elektrik mahkeme kararlarına rağmen verilmezken, hukuki statünün tanınması da 2018 seçim beyannamesinde de tekrarlanan bir vaat olarak kaldı.
ÇÖZÜM SÜRECİ DEDİNİZ HERŞEY DÜĞÜM OLDU
"Terörle mücadele edeceğiz." dediniz, "çözüm süreci" dediniz, her şey düğüm oldu. 2002'de sıfır şehit varken 2002-2019 yıllarında güvenlik güçlerimizden 2.620 şehidimiz var.
- "Kasım 2015'te temel hak ve özgürlükler konusunda eksiklikleri gidereceğiz." dediniz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Venedik Komisyonuna uyumu artırma sözü verdiniz. Geldiğimiz durum; çorap söküğü. Yama yapma yerine Avrupa Birliği konusuna bütüncül ve kararlı yaklaşmamız gerekiyor değerli arkadaşlarım.
BİZ SAYMAYA DEVAM EDECEĞİZ
"FETÖ'yle mücadele şart." dediniz, şartsa neden az önce, daha biraz önce -defalarca verdik- verdiğimiz önergeyi yine hep beraber reddettiniz? "Hep beraber" derken, iktidar partisi ve ortağından bahsediyorum.
Değerli iktidar partisi milletvekilleri, şimdi 23 Hazirana odakladınız her şeyi ve Meclis de dâhil, kamu ve özel kurumlarda hayat sanki durdu ve milyonlarca çözüm bekleyen vatandaşlarımıza verdiğiniz sözler unutuldu.
Biz vicdanlarımızla sandığa sahip çıktık, millî iradeye sahip çıktık, çıkmaya da devam edeceğiz. O gömdüğünüz topraktan, millî iradeyi-demokrasimizi çıkaracağız ve milletimiz de bizimle beraber olacak. Hiç, bundan hiç kuşkunuz olmasın. Biz saymaya devam edeceğiz.
Demirel’in dediği gibi; “Milletin hür iradesiyle gelip, milletin hür iradesiyle giden iktidarlar ve bunu kucaklayan sistem sahip buluncaya kadar” biz saymaya devam edeceğiz.