Yapılan açlık ve yoksullluk sınırı araştırmasına göre aile bütçesine yine bahar gelmedi diyen Kaya, “Sendikamız tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay düzenli olarak yapılan “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasının 2013 Mart ayı sonuçlarına göre:
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.016,59 lira,
Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 3.311,38 lira oldu.
Gıda harcaması tutarı, yuvarlama nedeniyle, toplamda farklı olabilmektedir. Çalışanların mutfak harcaması yılbaşına göre üç ayda 32 lira artarken, yaşam maliyetindeki artış 103 lira oldu. Böylece yılbaşında sadece 33 lira artırılan asgari ücret mutfak harcamasındaki üç aylık artışa ancak denk duruma geldi.
Hatırlanacağı üzere ay içinde asgari ücret tutarı kamuoyunda gündeme gelmiş ve tartışma konusu olmuş, insana onuruna yakışır geçim koşullarını temel alan “yeter ücret” dikkate alınmadan var olan asgari ücretle geçinebilmenin mümkün olduğu ileri sürülmüştü. Oysa Konfederasyonumuzun hesaplaması temel alındığında, yürürlükteki aylık net asgari ücretin ancak 3 hafta sağlıklı ve dengeli beslenebilmek için gerekli tutarı karşılayabildiği ortaya çıkmaktadır.
Gıda harcaması çalışmasına temel alınan beslenme kalıbında yer alan ürünlerin fiyatlarında Mart 2013 itibariyle gözlenen değişim şöyledir: Süt, yoğurt, peynir grubunda; önemli bir fiyat değişikliği görülmedi. Süt ürününün litre fiyatı markasına göre 1,99 lira ile 2,99 arasında olurken, yoğurt ve peynirde fiyat aralığının daha dar olduğu görüldü. Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat gibi ürünlerin bulunduğu grupta; artacağı yönünde haberler yapılmasına karşın et fiyatı et fiyatı aynı kalırken tavuk fiyatındaki artış bu ay yine arttı. Geçtiğimiz ay fiyat indirimi yapılan sakatat ürünlerinde önceki düzeyine yine gelindi. Yumurta fiyatı altılı pakette 1,95 lira ile düzeyini korudu. Balık fiyatları ise ortalamada fazla bir değişiklik göstermedi. Bakliyat ürünleri (nohut, mercimek, kuru fasulye, barbunya vb) fiyatları bu ay nohuttaki gerileme dışında aynı kaldı. Mevsim koşullarına göre büyük farklılık gösteren yaş sebze-meyve fiyatlarında bu ay yine artış görüldü. Geçtiğimiz ay ortalama kilogram fiyatı 3,12 lira olarak hesaplanan yaş sebze-meyvenin fiyatı bu ay 3,33 lira oldu. Hesaplamada her zaman olduğu gibi- pazarda bol bulunan mevsim ürünleri temel alındı. Örneğin dolmalık biber, çağla vb turfanda ürünler hesaplama dışında tutuldu. Ekmek, pirinç, un, makarna, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta; bulgur fiyatı 10 kuruş ucuzladı, un fiyatında ise artış belirlendi.
Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; tereyağı, margarin, zeytinyağı ve ayçiçeği yağı fiyatı bu ay yine aynı kaldı. Siyah zeytin fiyatı kiloda yaklaşık bir lira artarken, yeşil zeytin fiyatı aynı kaldı. Şeker, bal, reçel, pekmez, tuz fiyatı bu ay yine değişmedi, salça fiyatında 4 kuruşluk bir ayarlama görüldü. Baharat ürünleri (kimyon, nane, karabiber, vb) fiyatı da aynı kalırken, yağlı tohum ürünlerinden (ceviz, fındık, fıstık, ayçekirdeği vb) fındığın fiyatında gerileme görüldü. Çay ortalama kilogram fiyatı biraz arttı, ıhlamur fiyatı ise değişmedi.
TÜRK-İŞ’in bu araştırması alanında ilk olmuş ve daha sonra yapılan benzeri çalışmalara örnek olmaktadır. “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” çalışmasında hesaplamaya temel olan gıda maddelerinin fiyatları, Konfederasyonumuzca piyasadan, market ve semt pazarları sürekli ve düzenli dolaşılarak doğrudan tespit edilmektedir. Çalışma bu niteliğiyle bağımsızdır. TÜİK tarafından derlenen fiyat verileri kullanılmamakta ve fakat kıyaslama bakımından sonradan izlenmektedir.
Konfederasyonumuz her ayın son haftasında ve TÜİK açıklamasından yaklaşık bir hafta önce hesaplama sonuçlarını kamuoyuna açıklamaktadır. Bu yönüyle de tüketici fiyatlarındaki artış eğilimini yansıtan “öncü gösterge” niteliği taşımaktadır. Hesaplanan “yoksulluk sınırı” tutarı ücret düzeyi olmayıp, haneye girmesi gereken gelir toplamını ifade etmektedir” dedi.