Ilısal, OYDER adına GfK'nin Nisan-Ekim 2013 tarihleri arasında sıfır otomobil alan bin 768 kişi ile gerçekleştirdiği Otomobil Alıcıları Takibi Araştırması'nın sonuçlarının paylaşıldığı toplantıda yaptığı konuşmada, 2013'ün otomotiv sektörü tarihinin en iyi ikinci yılı olduğunu, ancak bubaşarının otomotiv perakendecilerine yansımasının karlılık adına memnuniyet verici olmadığını kaydetti.
Bazı markaların küçüldüğünü, bazı markaların büyüdüğünü ifade eden Ilısal, şunları söyledi: "Sektörde yaşanan kar daralmasından en çok etkilenenler maalesef perakendeciler oldu. Birçok meslektaşım ile yaptığım görüşmelerde ağır standartlar altında çalışan şirketlerin aldıkları riskleri karşılayacak getirileri elde edemedikleri ortaya çıkmaktadır. Bugün 1000 yetkili satıcının bin 200 plazasındaki fiziki yapılanmalarımız yıllık 1 milyon araç satışı ve mevcut tümaraç parkına servis hizmeti verecek şekilde yapılandı.
Bu yapılanmanın karşılığında satışadetlerinin gerçekleşmemesi yapılarımızın buna karşılık gelecek karları elde edememesineneden olmaktadır." Ilısal, bu durumun, üreticiler, distribütörler ve yetki satıcıların bir araya gelerek çözülmesigerektiğini anlatarak, "2013 yılı sonlarında gelen BDDK kredilerin düzenlenmesi çalışmaları ve yılbaşında açıklanan yeni ÖTV oranları da sektörümüz için olumsuz beklentilerimizi çoğaltmıştır.
En çok vergi toplanan sektörlerden biri olan otomotivin halen lüks tüketim olarak algılanması ve sürekli daha fazla vergi tahsil edilmeye çalışılması dünyadaki sektör algısının tam tersine gelişmektedir. Oysa otomotiv sanayisi, teknolojinin ülkeye transferi, istihdamı dünyaile hem ticari hem de bilimsel entegrasyonu, yan sanayisinin gelişimiyle birçok noktada birülkenin temel güçlerinden en önemlisi olmaktadır" şeklinde konuştu.
Plazalar, bayiler ve yapıları, araç satın alma kararını vermiş tüketici için artık işin son noktasının konulduğu mekanlar haline gelmeye başladığına dikkati çeken Ilısal, bu durum göz önüne alındığında üreticilerin veya distribütörlerin zaten karlılığı minimize olmuş bu noktalara daha fazla marka standartları yatırımı yaptırmamaları gerektiğinin görüldüğünü belirtti.
- "Tüketici alacağı aracı internetten tespit ediyor ve araştırıyor"
Ilısal, meslektaşlarının şehrin en değerli noktalarındaki bayilik yatırımlarının artık yeterlikar üretemediği gerekçesi ile şehir dışına daha düşük maliyetli ve daha kullanışlıalanlara yönlendirme peşinde olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"İş ortaklarımızda bayilik yapılarının şehir merkezlerinde olması takıntısından vazgeçip finansalolarak ve teknolojik olarak daha güçlü bayilerinin olmasına destek vermeliler. Araştırmamızsonuçlarında da bundan sonra müşterilerimiz ile kuracağımız iletişimin farklılaşacağını gösteriyor. Yani gelişmekte olan dünyada başarılı olmak için kurguyu hemen yapmamız gerekiyor.
Tüketiciler artık bireysel olarak kendilerine özel hizmetler bekliyorlar, dolayısıyla bizlermüşterilerimizin alışveriş alışkanlıklarını öğrenmek ve kişiye özel pazarlama teknikleri geliştirmemiz gerekiyor. Bugün tüketici alacağı aracı tespit etme ve araştırma aşamasındabüyük bir orandan internetten faydalanıyor, bu araştırma neticesinde tüketici kendisini daha iyibilgilendirebiliyor ve kendisini güvende hissediyor."
Tüketicinin aslında showroomlara alacağı aracı belirlemek için değil belirlediği aracın fiyatını, rengini, opsiyonlarını veya bulunurluluğunu tespit etmek için geldiğine işaret eden Ilısal, alım kararını vermek üzere son aşamaya gelmiş müşteri ile yakın ilişki kurmaya çalışan personeleihtiyaç duyulduğunu söyledi.
- "Araç fiyatları kademeli olarak artacak, istihdam kaybı yaşanabilir"
Ilısal, sektörün kur baskısı, kredilerdeki düzenleme ve ÖTV'nin artışı ile 2014'e olumsuz bir başlangıç yaptığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu durumun 2013 yılındaki 853 bin rakamının 700 bine inmesine neden olacağı tahmin edilmekte. OYDER olarak (otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı) tahmini 670 bin-720 bin aralığında tutuyoruz. Araç fiyatları kademeli olarak artacak ve yıl sonunda araç fiyatlarının yüzde 20-yüzde 30 arasında kura bağlı olarak daha fazla artacağı öngörülmektedir. Daha öncede belirttiğim gibi 1 milyon adetlere göre yapılanmasını gerçekleştirmiş otomotiv perakendecileri için zor günlerin geri gelebileceği tehdidi ortaya çıkmaktadır. Eğer bu senaryo gerçekleşirse kibüyük bir kısmı gerçekleşecek o zaman istihdam kaybı yaşanması ne yazık ki gerçekleşebilir."
2014 yılı için tek pozitif beklentisinin uygun şartlarda hazırlanmış "Hurda Teşviki"nin devreye alınması olacağını aktaran Ilısal, "Hurda teşvikinin Torba Yasa'nın içine dahil edileceğiyle ilgiliduyum almıştık. Bu uygulama aynen Almanya'da, İngiltere'de olduğu gibi bir seferlik değil yıllara yayılmış bir politika olarak benimsenmeli ve sonucunun eski aracını hurdaya veren tüketicinintekrardan yeni araç alımına itmesi olarak gerçekleşmesi gerekmektedir" diye konuştu.
-Otomobil Alıcıları Takibi Araştırması Raporu
GfK Otomotiv ve Enerji Sektörü Tüketici Deneyimleri Uzmanı Mesud Şenkardeşler, OYDER'eüye 52 yetkili satıcıdan sıfır kilometre araç satın alan müşteriler ile görüşüldüğünü, satın alımkararları, trafik cezası, satış sonrası hizmet gibi bilgilerin değerlendirildiğini söyledi.
Şenkardeşler, rapora katılanların yüzde 16'sının kadın, yüzde 84'ünün erkek müşteriolduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Ankete en fazla giriş yapan ilk 3 il İstanbul, Ankara ve Gaziantep oldu. Otomobil satın alımını en çok kampanyalar tetiklerken, gelirdeki artış ve mevcut işine güven 2. sırada yer aldı. Satın alınan otomobilin görüldüğü mecralarda ilk sırayı internet alıyor. Otomobil satın alanların yüzde 58'i taşıt kredisi kullandıklarını belirtmiş.
Toplam katılımcılarda kredi kullananların yüzde 45,4'üyetkili satıcının önerdiği banka aracılığıyla kredi kullanmıştır. Otomobil satın alanların yüzde 21'i mevcut araçlarını takas yaptıklarını belirtmişlerdir. Otomobil satın alanların yüzde 82'si oturduğu evin sahibidir, premium markalarda bu oran daha yüksek."
Otomobil satın alanların yüzde 66'sı otomobil satın almayı bir yatırım aracı olarak görmediğine dikkati çeken Şenkardeşler, "Otomobili yatırım aracı olarak görmeyenlerin yüzde 60'ı hobiolarak satın aldığını söylemiş. Görüşülenlerin yüzde 73'ü otomobili sadece kendisinin kullanacağını belirtmiştir. Premium markalarda bu oran yüzde 98'dir. Otomobil satın alanlarınyüzde 78'i evlidir" diye konuştu.
- "Trafik kazası yapan kadınların eşini arama oranı daha yüksek"
En çok endişelendiren trafik ihlalinde, hız sınırını aşan sürücü ilk sırayı alırken, onu kırmızı ışık ihlalleri, kavşaklarda kurallara uymayanların takip ettiğini ifade eden Şenkardeşler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Otomobil satın alanların yüzde 63'ü kasko sigortasının verdiği hakları biliyor. Otomobil satın alanların yüzde 97'si hasar onarımında orjinal parça kullanılmasını tercih ediyor.
Trafik cezası alanlarda hız sınırının aşılması ilk sırada. Otomobil satın alanların yüzde 43'ü trafik kazası ile karşılaştığında sigorta acentesini arayacaklarını belirtmiştir. Polis daha fazla aranıyor. Bir trafik kazası ile karşılaşıldığında ilk aranacak kişiye bakıldığında kadınlar daha çok eşini arıyor, erkeklerde bu oran daha düşük."
Bu arada, toplantıda OYDER Yönetim Kurulu Başkanı Ilısal'ın isminin okunması sırasında mikrofon çalışmayınca Ilısal'ın "Bu sene otomotiv demek çok zorlaştı" yorumu, salonda gülüşmelere neden oldu.