'Atölye'de Üretim Var Hayat Var

Fatmanur Kapılı ve Nazlı Gizem Çakmak… İki arkadaş, hobi amacıyla kurdukları ‘Atölye’de konuklarına hayatın stresini unutturacak, kaliteli ve keyifli vakit geçirebilecek ve bunu yaparken üreterek mutlu olabilecekleri bir ortam sağlıyor. ‘Atölye’de üretim var… Üretim varsa kuşkusuz mutluluk var, hayat var…

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yanından Atatürk Stadyumuna doğru giderken, sizi önce Mustafa Kemal Atatürk karşılıyor… Hani Gramofon Kafe’nin Ordu Evi Yazlık bahçesinin duvarlarına yaptırdığı muhteşem Atatürk portreleri var ya; onlardan söz ediyoruz işte…

O sokağın büyüsüne ilk orada kapılıyorsunuz… Sizlerle birlikte o sokakta yürürken, sizi bir yere götürmek istiyoruz bugün.

Fatmanur ve Nazlı’nın birlikte kurdukları ve daha kapısından içeri girdiğiniz anda sizi büyüleyen bir atölyeden söz ediyoruz. Adı “Atölye”… Aslında bir yaşam merkezi de diyebiliriz…



Tüketmenin meziyet sayıldığı, telefon ve bilgisayar başında, iş koşuşturması içerisinde kendimizden kaybolduğumuz bir dönemde, bizi kendimize getirecek bir yaşam merkezi…

GÜLER YÜZLÜ KARŞILAMA
Eski sayılabilecek bir binanın ikinci katında bulunan ‘Atölye’nin kapısı açıldığında sizi güler yüzleriyle Fatmanur ve Nazlı karşılıyor önce… Sıcak karşılamanın ardından kulaklarınızda No Blues müzik grubunun Arap ezgileri ile folk blues karışımı olan ve adeta sizi kulaklarınıza çarptığı anda, başka diyarlara götüren Black Cadillak şarkısı yankılanıyor…

Sonrasını ise anlatması oldukça zor… Rengarenk makrome ipleri, onlardan üretilmiş birbirinden şık çantalar, avizeler, bardak altlıkları, her biri farklı güzellikte tablolar, makrome işleri ile giydirilmiş saksılar ve çiçekler…
Küçük bir tanışma faslından sonra fonda birbirinden güzel ezgilerin eşlik ettiği sohbet başlıyor işte…



KADININ DÜNYAYI GÜZELLEŞTİRDİĞİNE
BİR KEZ DAHA TANIK OLUYORUZ
Atölye’nin çok özel bir günde açıldığını anlatıyor Fatmanur ve Nazlı… 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü… Kadının emeğinin dünyayı güzelleştirdiğine bir kez daha tanık oluyoruz… Virane bir binayı iki kadının adeta yeniden yarattığını görünce, kadının üretkenliğine bir kez daha hayran kalıyoruz…

BİR EĞİTİM KURUMU DEĞİL…
Daha önce bir sanat evinin odasında küçük atölye çalışmaları yapan iki arkadaş, hayallerini nasıl büyüttüklerini anlatıyor ve gözlerinin içi parlıyor anlatırken… Sözü onlara bırakalım; “Aslında ilk başlarda sadece hobi amaçlı, kaliteli ve keyifli vakit geçirmek için bir sanat evinin odasında küçük atölye çalışmaları yapıyorduk. Bu işten inanılmaz keyif aldığımızı belirtmeliyiz. Sonra iki arkadaş bu ‘Atölye’yi kurmaya karar verdik. Bolca zaman ve biraz para harcayarak kendi atölyemizi oluşturduk. Burası bir hobi atölyesi, ip ürünleri, makrome, takı, resim, dokuma, nakış, taş boyama… Aslında aklınıza gelebilecek her şey… Biz kesinlikle bir eğitim kurumu değiliz. Yani burada haftanın belli günlerinde, belli saatlerde kurslar veren bir kurum değiliz. Burada ki amaç, bir anlamda bilgi ve yetenek paylaşımı. Buraya geliyorsunuz, saatlerce bir şey üretmek için uğraşıyorsunuz, ürettiğiniz şeyi de alıp evinize gidiyorsunuz… Ürettiğiniz şeyin yanında evinize bir de huzur ve dinginlik götürüyorsunuz”



HUZUR VE DİNGİNLİK
Huzur ve dinginlik… hem kulağa hem ruha hoş geliyor. Üretmenin verdiği mutluluğu, huzuru ve dinginliği başka ne verebilir ki… ‘Atölye’ insanların güzel dostluklar kurmasına da aracı olmanın mutluluğunu yaşıyor…
Söz yine Fatmanur ve Nazlı’da; “Buraya gelen insanlar çok güzel dostluklar kuruyorlar. Gruplar halinde gelenler oluyor, bireysel gelenler oluyor. İki yabancı olarak geliyorlar ve arkadaş olarak, dost olarak çıkıyorlar. Bunun verdiği mutlulukta bambaşka”

KALİTELİ VAKİT GEÇİRMEK
‘Atölye’ye kaliteli ve keyifli vakit geçirmek için gelenler, zamanla öğrendikleri el sanatlarını meslek haline bile getirebiliyor. Yaptıkları işleri satarak, aile ekonomisine katkıda bulunanların sayısının da az olmadığını öğreniyoruz Fatmanur ve Nazlı’dan…

‘Atölye’yi kurduktan sonra Isparta’nın böyle bir şeye ne kadar çok ihtiyacı olduğunu öğrendiklerini de heyecanla anlatıyorlar; “Burada gördük ki, Isparta’nın sosyal aktivitelere ihtiyacı var. Siz bunun önünü açabilirseniz, önemli bir şeye katkı sağlamış oluyorsunuz. Üniversite öğrencilerinden ciddi bir katılım söz konusu. Aslında o arkadaşlar saatlerce kafelerde boş boş oturmak istemiyor. Onlara alternatif sunabilirseniz, üretmeye hazırlar. Stresten uzaklaşmak istiyorlar ve burada gerçekten o aradıkları huzuru, mutluluğu, üretkenliği bulabiliyorlar”



UZMAN İSİMLER ‘ATÖLYE’DE
‘Atölye’ alanında uzman isimlerle de WorkShop çalışmaları yapıyor. Daha bir süre önce dokuma sanatçısı, Fırat Neziroğlu’nu konuk etmişler… Ki, biliyorsunuz İngiltere Kraliçesi bile portrelerini Fırat Neziroğlu’na dokutuyor. ‘Atölye’nin konuk ettiği isimler arasında hobi olarak yaptığı el işleri ile YouTube’da kısa sürede ünlenen Duygu Turgut Gökpınar gibi isimler de var.
‘Atölye’ye haber üretmek için gittik ama orada tek ürettiğimiz şey haber olmadı. Kısa bir zaman dilimi içerinde elimize aldığımız makrome ipleri ilk deneme acemiliğine rağmen Fatmanur ve Nazlı’nın da yardımlarıyla muhteşem bir bardak altlığına dönüştü.

EMEK EMEK ATILAN İLMEK
Gerçekten de makrome iplerini örerken adeta hayatı örüyoruz… Sabırla, sevgiyle, heyecanla… Attığımız her ilmeğe hayallerimizi iliştiriyoruz… Sonra o hayaller emekle harmanlanıyor ve ortaya muhteşem eserler çıkıyor… Sahi; hayatımız da öyle değil mi? Hayata tutunabilmek için yüzlerce, binlerce ilmek atıyoruz emek emek… Sonrası ise yaşadığımız hayat oluyor…



SİZİ HAYATA DAVET EDİYORUZ
Biz lafı fazla mı uzattık ne? En iyisi siz İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yanından Atatürk Stadyumuna doğru giderken, sizi önce Mustafa Kemal Atatürk portrelerinin karşıladığı sokakta, eski sayılabilecek binanın 2. katındaki ‘Atölye’ye gidin…

Sizi sıcak gülümsemeleriyle karşılayacak olan Fatmanur ve Nazlı ile çaylarınızı yudumlarken bir sohbet edin… Ne demek istediğimizi çok iyi anlayacaksınız… Unutmayın; ‘Atölye’de üretim var, hayat var… Ve sizi hayata davet ediyoruz…