Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kıdem tazminatı konusunun henüz gündemlerinde olmadığını yineleyerek, çalışma hayatını ilgilendiren birkaç konunun öncelikli olarak gündeme alınacağını, ancak kıdem tazminatını da çok uzatmadan gündeme alacaklarını bildirdi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kıdem tazminatı konusunun henüz gündemlerinde olmadığını yineleyerek, çalışma hayatını ilgilendiren birkaç konunun öncelikli olarak gündeme alınacağını, ancak kıdem tazminatını da çok uzatmadan gündeme alacaklarını bildirdi. Bakan Çelik, kıdem tazminatı sorununun sosyal taraflarla bir araya gelerek ve karşılıklı diyalog ortamı ile çözüleceğini ifade etti.
Bakan Çelik, Bakanlıkta çalışma hayatı ve ekonomi muhabirleriyle bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, bir gazetecinin gündemdeki kıdem tazminatı ile ilgili yapılan değerlendirmeleri sorması üzerine, önümüzdeki süreçte kıdem tazminatının yoğun bir şekilde tartışılacağını ifade ederek, "Ama şuanda gündemimizde yok. Hükümet programında var olan bir ifade var. Gayet net. Kıdem tazminatı fonunun mevcut hakların korunması kaydıyla bir fon sistemine geçileceği şeklinde. Bu doğru ve bu geçiş sağlanacak. Ama gündemimize henüz almadığım bir konu olduğunu ifade ettim" dedi. Çelik, kıdem tazminatı konusunu çok uzatmadan gündeme alacaklarını, ama şuanda bakanlığın önünde memurların toplu sözleşme hakkı için ikincil mevzuatların çıkarılması gibi konuların öncelikli olarak yer aldığını bildirdi.
-KIDEM TAZMİNATI SORUNU SOSYAL TARAFLARLA ÇÖZÜLECEK-
Bakan Çelik, bir gazetecinin, "Kıdem tazminatında şuanda ele geçenden daha az bir para mı ele geçecek ve yeni modellerde işçi-işveren, kamu payı olarak ne planlanıyor" şeklindeki sorusuna, "İşin içine girdiğimiz zaman çok farklı ve anlamsız tartışmalara geçeceğiz. İkincisi sosyal taraflara da haksızlık yapmış olacağız. Onlarla birlikte biz Çalışma Bakanlığındaki yasasa ve diğer faaliyetlerimizi yürütmüş olacağız. Onların görüşünü almadan bakanlığın dikte ettiği bir yaklaşım çerçevesinde olayların olgunlaşması, şekil alması son derece yanlış olur. Böyle bir çalışma anlayışını ben doğru bulmuyorum. Birçok modeller tartışılabilir, tartışılıyordur. Bence o noktadan hareket etmiyoruz. Tarafların görüşü ve hükümetin buna bakışı şeklindeki iki görmüşün bu masa etrafında yanyana gelişi ile şekil alacak bir düzenlemenin doğru olacağını düşünüyoruz" dedi.
-BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET, GÜNDEMİMİZDE DE UFKUMUZDA DA YOK-
Bakan Çelik bir soru üzerine, bölgesel asgari ücretin gündemlerinde olmadığını ifade ederek, "Bunu açıkça ifade edeyim. Şuanda bizim gündemimizde de ufkumuzda da olmayan bir konu olduğunu söyleyebilirim. Çok nedeni var. Herkesin farklı bir yorumu olabilir bu konu hakkında, ama ben özellikle de bölgesel dendiği zaman, güneydoğu bölgesinin milletvekili olarak söylüyorum. Yani konu istihdamsa, konu insanları iş sahibi, meslek sahibi yapmak ise buna yoğunlaşmak gerekiyor ve bölgedeki insana yeni bir farklı şeyin reva görülmemesi anlamında söylüyorum. Onu için şuanda ufkumuzda olmayan bir konu. Bugüne kadar benim bakanlığım dönemimde de hiç değerlendirmeye almadığımız bir konu olarak ifade edebilirim" şeklinde konuştu.
-4 AĞUSTOS'TA TARAFLAR BİR ARAYA GELEREK, "TOPLU SÖZLEŞME" HAKKINI DEĞERLENDİRECEK-
12 Eylül'de kabul edilen referandum ile birlikte işçilere tanınan toplu sözleşme hakkının, nasıl yansıtılacağını değerlendirmek üzere 4 Ağustos'ta sendikalarla bir araya geleceklerini söyleyen Bakan Çelik, "Kamu çalışanları ile ilgili anayasa değişikliği yapmıştık. Orada toplu sözleşme dönemine geçeceğiz. Ama anayasa değişikliğinin yanında mevcut yasa ortada, toplu görüşme yasası bunu Ağustos'un 4'ünde kamu sendikaları ile bir araya gelip değerlendirme yapacağız. Bu takvim, bu süreç nasıl işleyecek bunu konuşacağız" dedi.
Bakan Çelik ayrıca, Ağustos'un 9'unda ve 25'inde de 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu ile ilgili üçlü danışma kurulu ile iki kez bir araya geleceklerini söyledi. Bakan Çelik, "O toplantıda da 2821-2822'nin kaderi şekillenmiş olacak" dedi.
-SENDİKALAR TOPLU GÖRÜŞMEYİ TALEP ETMİYOR-
Bakan Çelik, bir başka gazetecinin "Toplu görüşmeler 15 Ağustos'ta başlardı. Ama bu yıl toplu sözleşme için yasal düzenleme gerekli, süre yetişecek mi" şeklindeki sorusuna, "15 Ağustos'ta belki yine bir araya geleceğiz. 4 Ağustos'ta da bir araya geliyoruz. Anayasa bir tarafta, yasa bir tarafta bu konunun içerisinden hukuki olarak nasıl bir bakış açısı, nasıl bir çıkış yolu bulunacağı konusunda şuanda arkadaşlarımız çalışıyorlar. Toplu görüşmeyi sendikalar herhalde talep etmiyorlar, benim aldığım izlenim o. Gördüğümde de bunu kendilerinden duyacağız. Eğer toplu sözleşme ise onun mevzuata ihtiyacı var. O mevzuat olmadan nasıl yapacaksınız derseniz, öyle bir açmazımız var yani. Yani nasıl aşılacak, çok hızlı bir yasal düzenleme yapılabilir" dedi.
Bakan Çelik, 15 Ağustos'ta sendikalarla toplu sözleşme konusunda hazırlanacak yasanın içeriğini konuşup, süreci hızlandırabileceklerini ifade ederek, "Yapılabileceklerin bir yönü bu. Diğer yönü, alternatif bir çözüm varsa, yine birlikte kararlaştıracağımız bir konu" dedi. Bakan Çelik yasanın Ekim sonrasına mı kalacağı yönündeki bir soruya ise, "Biz Meclis açılmadan önümüzdeki birçok yasal düzenlemeleri Meclis'e sevk etmeyi düşünüyoruz" dedi. Meclis açılmadan bir çözümün söz konusu olup olmadığına dair bir soruya da Çelik, "Kanun Hükmünde Kararname kastediliyorsa, ben ona sıcak bakmam. Sosyal tarafları ilgilendiren bir konunun Kanun Hükmünde Kararname ile olması doğru olmaz diye düşünüyoruz" dedi.
-İŞÇİLERİN SENDİKALAŞMA ORANINDA YÜZDE 50'LİK HATA PAYI-
Bakan Çelik, bir soru üzerine Çalışma Bakanlığı'nın kayıtlarında şuanda işçilerde sendikalaşma oranının yüzde 59. 8 olarak göründüğünü, ancak bu rakamın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre ise yüzde 8. 9 olduğunu ifade etti. Memurlarda ise sendikalaşma oranının yüzde 63. 7 olduğunu ifade eden Bakan Çelik, "Bu gerçek olmayan tablonun gerçek verilere oturtulması için SGK verilerinin esas alınmasını daha önce bir düzenleme ile gerçekleştirmiştik. Şimdi 12 Eylül ürünü olan bu sendikal mevzuatın değişmesi, barajların kalkması veya makul seviyeye çekilmesi ile ilgili çalışmanın mutlak surette yapılması şartıyla SGK verileri esas alındı. Bu altı aylık bir süre uzatıldı. Bu konu artık ne sendikalar tarafından ne işçi-işveren tarafından ne de hükümetimiz tarafından ötelenmesi istenmeyen bir konu" dedi.
Bakan Çelik, bir gazetecinin "Gerçek olan sendikalaşma oranları nedir" şeklindeki sorusuna ise, "Çok düşük olduğu açık. Aslında dünyada genelde böyle. Belki bizim üstümüzde seyrediyor rakamlar ama yüzde 59 hiçbir ülkede yoktur ama" dedi. Bir başka gazetecinin "Eğer istatistikler yayınlansa sendikaların büyük çoğunluğu yetkisini kaybedecek. Dolayısıyla sendikalaşmadaki yüzde 10 barajını kaldıran yasanın çıkarılmasını sendikalar desteklemez mi" şeklindeki sorusuna ise Çelik, "İşte çıkaracağın sendika kalmıyor. Önemli ölçüde sendika ortadan kalktığı için rahat çıkarırsınız yani. Çıkışta problem olmaz. Ciddi bir oranda sendika devre dışı kalıyor. Yanılmıyorsam istatistikler yayınlandığında 35 sendika devre dışı kalıyor. Türk-İş'in 15 ya da 16 sendikası devre dışı kalıyor. Onun dışında Hak-İş, DİSK tarihe karışmış oluyor" yanıtını verdi. Bakan Çelik konuşmasına şöyle devam etti:
"Gerçek olmayan veriler, gerçek veriler farklı ama, bunu da yadırgamamak gerekiyor. Daha sağlıklı veri sistemi oluşmuşsa, şimdi SGK'da onları baz almanız doğru. Biliyorsunuz çalışma bakanlığına bildirimler oluyor bu konuda. Bildirim oluyor olmuyor. Bildirilmeyenler devre dışı bırakılmış oluyor. Vefat etmiş olanlar oluyor. Hala vefat etmiş insan burada görünüyor. Bir çok istatistiki sıkıntı var bu konuda. SGK verilerine göre işçilerde sendikalaşma oranı yüzde 8. 9 civarında. Bu da çok yüksek bir rakam. Sendikaların işçi sayısı şuanda SGK verilerine göre 8. 9 ama tekrar teğit ederiz. Yüzde 59. 8 ise Çalışma Bakanlığı verilerine göre.