İsmail Tokgöz… 73 yaşında… 26 yıldır kendisini deyim yerindeyse doğaya adamış. Davraz Dağı’nın eteklerinde kendi emekleriyle diktiği ağaçları yetiştirmek onun için bir vatan görevi. İsmail amcanın ağaca ve doğaya olan tutkusu orman yangınlarının üzerine adeta soğuk bir su gibi dokundu yüreğimize… İşte ‘sevgi büyütür’ dedirten bir hikaye…
1948 yılında Eğirdir’in yeşili ve gür ağaçlarıyla bilinen Akdoğan köyünde bir kalp atmaya başladı. ‘Coğrafya kaderdir’ derler ya, İsmail Tokgöz’ün minik yüreğine de o coğrafyadan düştü belki de doğa sevgisi, ağaç sevgisi, canlı sevgisi…
İsmail Tokgöz, ağacın ve doğanın değerini bizzat yaşayarak, görerek, dokunarak öğrendi. Ve hiç unutmadı. Hoş bugünlerde maden sahalarıyla başı dertte Akdoğan Köyü’nün ama İsmail Tokgöz hayata gözlerini açtığında ciğerlerine doldurduğu oksijeni belli ki hiç unutmadı…
14 yaşında Isparta’ya yerleşti çok sevdiği Akdoğan köyünü geride bırakarak. Kendisine sormadık ama mutlaka yüreğinde bir burukluk oldu. O ağaçları, o ormanları, o doğayı geride bırakıp gelmek kolay değil elbette. Çocukluk çağları, gençlik çağları derken ticarete atıldı. Isparta’nın halı dokuyan becerikli ve güzel kızları için halı ipi işine girdi. Belki de o zaman yüreğine bir aşk düştü ve evlendi. Çoluğa çocuğa karıştı…
Halini vaktini toparladı, ekonomisini, geçimini düzenledi ve ticari hayatına ‘yeter’ dedi. Ailesinin rızkını kazandıktan sonra gerisine ne gerek vardı ki… Bir evim daha olsun, bir arabam daha olsun, yazlıklarım, kışlıklarım olsun, lüks içinde yaşayayım diye düşünmedi hiç. Her kazancının ardından ‘Allah Bereket Versin’ dedi. Şükretti Allah’ın verdiği berekete.
TOPRAĞA DOKUNARAK, TOPRAĞA VEREREK
26 yıllık ticaret yaşamının ardından kendisini hayır işlerine verdi İsmail Tokgöz. Gözlerini dünyaya açtığı ve çocukluğunun geçtiği coğrafyaya, doğaya olan özlemini ve saygısını dile getirmek istedi. Ama öyle birileri gibi lafta, sosyal medyada, konuşarak falan değil. Toprağa dokunarak, toprağa vererek ve topraktan insanlık için alarak yaptı bunu. Davraz Dağının eteklerinde bir kamu arazisinde cılız ağaçları görünce yüreği ‘cız’ etti. Hemen her gün gitti o ağaçlara çok zor imkanlarda su verdi, bakımlarını yaptı. Davraz Kayak Merkezi’ne giden yol boyundaki hemen her ağaçta bir emeği var İsmail amcanın.
SEVGİ VE İLGİ BÜYÜTÜR
Sonra o alana yeni ağaçlar dikti. Hepsini çocuğu gibi gördü ve öyle büyüttü. Şimdi yüze yakın ağaç var o alanda. Hepsi de İsmail amcanın sevgisi ve ilgisi ile büyüyor. Aslında İsmail amca doğa sevgisinin dışında da bir şey öğretiyor bize. Sevgi ve ilgi büyütür. Sevgisizlik ve ilgisizlik öldürür. Yurdun dört bir yanında haftalarca orman yangınlarıyla mücadele ettiğimiz bir süreçte Isparta Genç İşinsanları Derneği Başkanı Osman Gökmen aracılığı ile tanıştık İsmail amcayla. Hani yüreğinizi ısıtan bazı mizaçlar vardır ya. İşte İsmail amca da tam öyle. Hemen yüreğiniz ısınıyor. O sevginin sıcaklığını, ilginin etkisini hemen hissediyorsunuz.
PEYGAMBER EFENDİMİZİN HADİSİ
“Neler yapıyorsun İsmail amca?” diye sorunca başlıyor anlatamaya; “Peygamber efendimiz bir hadisi şerifinde diyor ki; ‘Dünya’nın gark olacağını bilseniz, elinizdeki fidanı dikiniz’ işte bu hadisi şerifi öğrendiğimden bu yana yüreğimde bir ateş yanıyor. Hiç sönmedi o ateş. Şimdi ormanlarımız yanıyor, ağaçlarımız yanıyor ya; benim yüreğimdeki ağaç ve doğa sevgisinin ateşi daha da harlanıyor işte. Dikmeye, yeşertmeye devam edeceğim. Ömrüm yettiğince”Hayır işlerini sevdiğini söyleyen İsmail amca; “Benim iki zaafım var. Biri doğa, biri de çeşme. Gücüm ölçüsünde bu iki konu üzerinde bir şeyler yapmaya gayret ediyorum. Bu bir gönül meselesi. Ben sabah namazının ardından bu Davraz Dağı’nın eteklerine geliyorum. Ağaçlar dikiyorum, diktiğim ağaçların bakımını yapıyorum. Mesela oluyor bazen diktiğim ağaç kuruyor. O zaman nasıl üzüldüğümü anlatamam. Suçlanıyorum. Benim yüzümden bir canlının yok olması düşüncesi benim canımı çok acıtıyor” diyor.
ORMANLARIMIZI GERİ KAZANIRIZ AMA…
Orman yangınları üzerine konuşmaya başlayınca yüzü düşüyor İsmail amcanın. Üzüntüsü yüzündeki en ince çizgilere kadar hissettiriyor kendisini. Üzgün ama kararlı İsmail amca. “Biz el birliği ile yeniden yeşertiriz ormanlarımızı. Ormanlarımızı geri kazanırız, ağaçlarımızı geri kazanırız. Ama o ormanda binlerce, milyonlarca canlı yok oldu. Böcekler, karıncalar, kuşlar, kediler, köpekler binlerce canlı… Onları nasıl koyacağız yerine evlat” diyor göz ucunda biriken bir damla yaşla…
Ve yine son sözü İsmail amca söylüyor; “Peygamber efendimizin hadisi şerifini hiç kimse unutmasın. Dünya’nın gark olacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikin. Doğayı, insanları, canlıları sevin. Onlara ilgi gösterin. Büyütün. Çocuklarımızı doğa sevgisi ile, ağaç sevgisi ile büyütelim” (BORA TÜFEKLİ)
Biz Yeniden Yeşertiriz Ormanlarımızı!
Biz Yeniden Yeşertiriz Ormanlarımızı!
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.