Hayatımızda daha maske yokken, onların gülüşlerinin önünde bir engel olarak görüyorduk maskeyi. Yüzlerindeki maskeden değil ama gözlerinin içine baktığımız zaman çok net görebiliyorduk gülümsemelerini…
Tedavi sürecinde dökülen saçları, izole olmuş yaşamları, yüzlerindeki maskeler…
Evet, Lösemili çocuklardan söz ediyorum…
Ali, Ayşe, Fatma, Deniz, Arda, Gülbahar…
İsimleri, yaşları, yaşadıkları coğrafya farklı farklı olsa da onların hayatlarını kesiştiren şey ne yazık ki lösemi oldu. Hani en çaresiz, en çıkmaz durumlarda bir umut arar ya insan, bir Hızır arar, bir çıkış yolu arar. İşte onlar için umudun, Hızır’ın, çıkış yolunun adı LÖSEV oldu.
LÖSEV’i duymayan kalmamıştır belki, ama kısaca bir hatırlatmakta fayda var.
1998 yılına götüreceğim şimdi sizi. Lösemi hastası çocukların SSK Ankara Çocuk Hastanesine yatırıldığı yıllara…
Hastane yönetiminden çocukların çizgi film izleyebilmesi için televizyon talebinin geri çevrildiği, sonra da hastanedeki doktor, hemşire ve sağlık personelinin aralarında para toplayarak çocuklar için televizyon aldığı yıllardan söz ediyorum. İşte bu ortamda kuruldu LÖSEV…
İlk zamanlar çocukların eğitim masrafları, ulaşım masrafları gibi çok büyük maddi değeri olmayan konularda bile zorlanılırken, bugün kayıtlı 47 bin 522 hastası olan ve 5 milyon 883 bin 584 gönüllüsü olan bir organizasyon haline geldi.
2000 yılında Türkiye'nin ilk ve tek Lösemili Çocuklar Hastanesi LÖSANTE'yi, 2008 yılında lösemili çocukların ücretsiz kolej eğitimi alabilecekleri Lösemili Çocuklar Okulu’nu, 2010 yılında ise tedavileri için Ankara dışından gelen ailelerin tedavi esnasında uzun veya kısa dönem konaklayabilmeleri için Lösemili Çocuklar Köyü’nü hayata geçirdi. Bu süre zarfında sadece lösemili çocuklar ve kanser hastalarını değil, tüm Türkiye’yi lösemi, kanser ve korunma yolları konularında bilinçlendirdik, köklü çözümler yaratmayı, toplumsal ve kalıcı hizmetler vermeyi sürdürdü.
2015 yılında ise “insanlık ölmesin, insanlar da ölmesin” diyerek Avrupa’nın ilk, ülkemizin en donanımlı Lösemili Çocuklar Kenti ve multidispliner hastanesi LÖSANTE’yi ülkemize kazandırdı.
Bugün yüzlerce çalışanı, on binlerce hasta ve aileleri, milyonlarca gönüllüsü ile kocaman bir aile oldu.
Bu arada hemen hatırlatalım LÖSEV Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyet Üyeleri hiç bir ücret-harcırah-yolluk-huzur hakkı vb. almazlar.
Şimdi diyeceksiniz ki; Bora Tüfekli bütün bunları durup dururken neden anlatıyor.
Hemen söyleyeyim. Hani önümüzde Kurban Bayramı var ya. İşte LÖSEV, her yıl olduğu gibi bu yıl da vekaleten kurban kesiyor. Çünkü; her kurban lösemili çocuklara bir can.
Sizden ricam; Kurban Bağışlarınızı nerelere gittiği belli olmayan, ülkesine, milletine, ihtiyaç sahibi çocuklarımıza hiçbir faydası olmayan, sadece ve sadece kendi küçük ‘gruplarını’ besleyenlere değil de LÖSEV’e yapın.
LÖSEV’e yapın ki; çocuklarımız yaşasın.
LÖSEV’e yapın ki; umutlarımız yeşersin.
Yapmanız gereken tek şey; www.losev.org.tr sitesini ziyaret etmek ve online bağış yapmak, ya da 0 312 446 06 60 numaralı telefondan LÖSEV ile iletişime geçmek.
https://www.ajans32.com/bu-kurbanda-bir-gorevimiz-var-951yy.htm