Bürokrasi Çocuğun Önüne Geçerse…

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un vizyonunu burada uzun uzadıya anlatmamıza zannediyorum ki gerek yok. Başta eğitim camiası olmak üzere toplumun bütün kesimlerinin dikkati çeken ve yaptığı başarılı çıkışlarla beğenisini toplayan Bakan Selçuk’un Milli Eğitim sistemimize çok şey katacağından kuşkumuz yok.

Bu girişten sonra lafı fazla uzatmadan, konumuza gelelim… Bürokrasi Çocuğun Önüne Geçerse Ne Olur? Sorumuz bu... Cevabı da verelim… Çocuk 10 gün okula gitmez, çeşitli sağlık sorunları ile başa çıkmaya çalışır… Eğitimsel açıdan en fazla verim alması gereken dönemi boş boş, bürokratik krizlerin çözülmesi için bekleyerek geçirir…

Olayı anlatalım…

Öğrencimiz ilkokul 3. sınıftadır… Isparta’nın “gözde okullarından” (Gözde okul ne demekse. Öyle tarif edildiği için bu tanımı kullandım) Ülkü İlkokuluna gitmektedir… Eğitim Öğretim yılı başında 2 yıldır devam ettiği öğretmeni ile çeşitli sorunlar yaşar. Öğretmeninin verdiği çeşitli cezalar, öğretmeninin davranışları ve yaklaşımı özünde biraz haylaz olan öğrencimizi hem öğretmenden hem de okuldan soğutur. Sadece öyle olsa yine iyi… Öğrencimizde çeşitli psikolojik sorunlar baş göstermeye başlar. Birden fazla tik ile tanışır. İstem dışı kas hareketleri, istem dışı çeşitli sesler çıkarma gibi çeşitli sorunlar yaşamaya başlar. Okula gitmek istemez.

Öğrenci velimiz soluğu çocuk psikiyatrisinde alır. Çeşitli ilaçlar kullanılmaya başlar. Bu süreçte velimiz öğretmenle diyalog kurmaya çalışır ama nafile… Öğretmen yaşanan sorunları ‘olağan’ olarak değerlendirir.

Son çare velimiz öğrencinin sınıfının değiştirilmesini çözüm olarak okul yöneticilerine sunar. Bu arada öğrencimiz 1 haftadır okula gitmemektedir. Müdür, sınıf değişikliği için komisyon toplanması gerektiğini söyler ve doktor raporu getirmesini ister veliden.
Veli doktor raporu almak için 1 gün uğraşır. Raporu alır ve okulun yolunu tutar. Bir dilekçe ile raporu okul yönetimine sunar. O gün komisyon toplanamaz. 1 gün daha kaybolur.

Ertesi gün komisyon toplanır ancak, doktor raporuna rağmen sınıf değişikliğine gerek görmez. Öğrencimiz o gün de okula gitmez. Veli soluğu Milli Eğitim Müdürlüğü’nde alır. Müdür yardımcılarımızdan birisi ile görüşür. Müdür yardımcımız konuyla yakından ilgilenir. Okul yönetiminden konuyu tekrar değerlendirmesini ister. Daha önce 2 günde toplanamayan komisyon Milli Eğitim Müdürlüğü’nden telefon gelince apar topar toplanır ve öğrencimizin sınıf değişikliği yapılır… (Değişiklik yapılır ama öğrenci velisinin istediği sınıfa değil başka sınıfa… neyse buna da şükür)
Uzun lafın kısası bu hikayenin kahramanları 1 hafta boyunca bürokrasi ile boğuşur…

Başa dönelim… Sorumuz neydi; Bürokrasi Çocuğun Önüne Geçerse Ne Olur?
Eğitim öğretim için çok ama çok önemli olan 10 gün heba olur…
Çocuk yıpranır, veli yıpranır…
Çocuk nedir? Gelecektir; geleceğimiz yıpranır…
Şu bürokrasiyi sizce de fazla abartmıyor muyuz?

https://www.ajans32.com/burokrasi-cocugun-onune-gecerse-40994h.htm