Kadına ve çocuğa yönelik şiddet ve istismar olayları artmaya devam ederken, cinsel istismar suçlarında tutuklama için “somut delil” şartı öngören düzenleme TBMM’den geçti. EMDR terapisti Psikolog Gamze Batı ile çocuk istismarını konuştuk.
Kadına ve çocuğa işlenen istismar ve fiziksel şiddet gün ve gün artmaya devam ederken, cinsel istismar suçlarında tutuklama için “somut delil” şartı öngören düzenleme de TBMM’den geçti. Uzun süre gündemde kalan Elmalı Davası’nın da sosyal medyada büyük tepki görmesinin üzerine ülke gündeminin ilk maddelerinde yeniden çocuk istismarı var.
EMDR terapisti Psikolog Gamze Batı, çocuk istismarını, korunmak için alınabilecek önlemleri ve toplum psikolojisine yansımalarını Demokrat Muhabirine anlattı.
Batı, “DSÖ tarafından istismarın tanımı; Çocuğa sorumluluk, güven, güç uygulayarak sağlığına yönelik (ruhsal) fiili ya da potansiyel zarar verme durumuna denir. Genelde bu tür davranışları maalesef en yakın çevrede ki kişiler sergiliyor. Anne, baba veyahut kuzen gibi birçok karşıma çıkan vakalardan da konuyla ilgili izlenim sahibi olabiliyorum. Bu istismar olayı ile ilgili örneklendirebileceğim Elmalı Davasında yaşanan olaylar ve hakim tarafından verilen karar. Herkesin haklı olarak tepkisine neden oldu. Biz Psikologlar ve adli çalışanlar istismar olaylarına zaten tanık oluyoruz. Ancak her ne kadar önceden bu olaylarla karşılaşsak bile hiçbir zaman alışamadığım, aklımın almadığı olayların en başında geliyor. Neyse ki sevindiğim şu; artık basınında araya girmesi. Açıkçası bu tür olayların gün yüzüne çıkmasında büyük yarar sağladı. Ancak ne yazık ki her sabah bir başka kötü haberle uyandığımız için gündemde yerini yeterince koruyamıyor. Hâlbuki istismar olayları hemen unutulmamalı ve adaletin yerini bulacağı cezalarla bu tür sapkın davranışlardan toplum arındırılmalı” şeklinde konuştu.
İstismar suçlarının basına yansıdığı kadar verilen caydırıcı cezalarında bir o kadar gündemde kalması gerektiğini belirten Psikolog Gamze Batı, istismara uğrayan çocukların yaş aralığına da değindi. Batı, “18 yaşın altında ki kişilerin beslenme, korunma, sevgi, ilgi, şefkat, eğitim gibi ihtiyaçların karşılanmaması ve bu durumun derecesinin artması sonucu ortaya çıkan şiddet çocuk ihmali daha da ilerisi çocuk istismarıdır. İstismar fiziksel, cinsel ve duygusal olarak 3’e ayrılır. 18 yaş altında bir çocuğun saydığım 3 istismardan birine maruz kaldığı zaman dile getirmesi kolay değildir. Çünkü İstismarcı uyguladığı şiddeti tek seferlik değil zamana yaymak için yapar. Dolayısıyla tehditler veyahut bu bizim sırrımız şeklinde konuşmalarla çocuğun üzerinde bir baskı oluşturur. Bu baskı sonucu çocuk içine kapanabilir, kendinden yaşça büyük kişilerle iletişim kurmada güçlük çekebilir. Anksiyete, kaygı bozukluğu, depresyon gibi ruh sağlığını tetikleyen davranışlar sergileyebilirler. Bu tür davranışlar sergileyen çocukların annesi veya en yakını tarafından hemen kaygıyı arttırmadan beden muayenesi yapılmalı. Eğer ki vücut da açıklanamayan morluklar, ezilme ve çürümeler mahrem bölgelerde kızarıklar gibi buluntulara rastlanırsa mutlaka bu durumun üzerine düşülmeli ve çocuğu korkutmadan yaşadığı sıkıntıları öğrenmeliyiz. Yukarıda saydığım özellikler olmadan da istismara uğrayan çocuklar oluyor tabi ki bunlar sadece bir örnek” dedi.
Psikolog Gamze Batı, istismara uğrayan çocukların çevreye nasıl mesaj verdiklerini ve ailelerin bu konuda çocuğa vermesi gereken eğitimlerden de bahsetti. Batı “Eğer çocuğunuz belli bir zaman sonra anlamsızca içine kapanıp çevreyle bağını kopartıyor, iletişim çekmekte güçlük yaşıyorsa, korku ve panikleri arttıysa bu konu üzerinde durulmasını tavsiye ederim. Peki, aile bu konuda ne yapabilir? Şöyle ki ilk önce çocuğun yaşına uygun bir dille cinsellik anlatılmalı, mahremiyet eğitimi verilmeli, kendi bedenini nasıl koruyabilir, sınırlarını nasıl çizebilir, kimlerle gitmemeli gibi olguları çocuklara sürekli empoze edilmeli korku ve kaygı arttırmadan da bu öğretilenleri tekrar edilmeli.” Dedi.
PSİKOLOJİK ŞİDDETİN ÇOCUKLARA ETKİLERİ
Psikolog Gamze Batı, psikolojik şiddetin çocuklar üzerinde yaratabileceği travmalara da değindi.
Batı “Hiçbir anne ve baba çocuğunun bir başkası tarafından vücuduna dokunmasını ve zarar vermesini istemez. Ancak şu bir gerçek ki kendi çocuğunun ruhuna zarar vererek dokunduğunu bazen farketmez. Bebeklikten gelişim çağına kadar olan sürede çocuk en çok aileyle vakit geçirir. Bu yüzden kişisel gelişimde ailenin üzerine çok görev düşüyor. Misal senden bir beklentimiz yok, başarısızsın, yapamazsın gibi cümleler çocukta özgüvensizlik, çaresizlik ve işe yaramaz olduğunu düşündürecek duygulara kapılmasına sebep olur. Bu durumda ileriki hayatında başarmak ona çok uzak başarısızlığı ise alışagelmiş bir olay olarak algılamasına sebep olacak. Bu yüzden ruhun da beden kadar var olduğunu bilmeli ve ona verilen görünmez yaraların bir hayata bedel olduğunun farkında olmalıyız. Susan çocuğun sessiz çığlıkları olabilir. İşte en çok bundan korkmalıyız ” ifadelerini kullandı.