Deprem afetinin çocukların ruh sağlıkları üzerinde yıkıcı etkilerinin olabileceğinin altını çizen Üniversitemiz Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Semiha Yüksek Usta, depremi yaşayan ya da göçük altından çıkarılan çocukların hiçbir belirti dahi göstermeseler de ruh sağlığı uzmanlarından destek almalarının elzem olduğunu kaydetti.
Depremi birebir yaşamayan medya veya çevreleri yoluyla şahit olan çocukların da ciddi oranda durumdan etkilenebileceklerini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Usta, çocuklarda oluşan korkunun “uyku bozuklukları”, “yalnız uyuyamama”, “yalnızlıktan korkma”, “anneden ayrılamama” ve “okula gitmek istememe” gibi sorunlara yol açtığını söyledi.
Çocukların medyadaki görüntülerden uzak tutulması gerektiğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Usta, alınabilecek önlemler hususunda şunları kaydetti: “Çocuk eğer medyadaki haberlere veya ebeveynin üzülme tepkilerine vb. şahit olmuşsa onunla kısa bir konuşma yapmak uygun olacaktır. Dikkat edilmesi gereken nokta bilimsellikten uzak konuşmaların yapılmamasıdır. Kısa ve net şekilde yer kabuğu hareketlerinden bahsedilebilir ve bunun için etkinliklerden, resimli kitaplardan faydalanılabilir. Çocuk neden deprem olduğunu bilirse bilmediği halinden daha az kaygılı olacaktır. Yer kabuğu hareketlerinin sağlam olmayan bazı binaları yıkabileceği söylenebilirsiniz. Mesela, çocuğun güven duyması açısından kendi ev ve işyerlerinin sağlam ve dayanıklı yapıldığını belirtilerek kaygısı hafifletilebilirsiniz. Konudan etkilenmiş bir çocuğa ebeveynlerin deprem anında yapılacakları veya önlemleri anlatmaya çalışması öncelikli değildir. Ertelenmelidir. Eğer yaşanan üzüntünün hemen üzerine önlemler anlatılmaya çalışılırsa çocuk kendi başına geleceğinden iyice emin olmaya başlayacaktır.”
Öğretmenler yardımıyla bir zaman sonra önlemlerin çocuğun yaş ve gelişim düzeyine uygun şekilde anlatılabileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Usta, çocukların duygularının anlaşıldığını hissetmesinin önemli olduğunu dile getirdi. Dr. Öğr. Üyesi Usta “Onların duygularını yok saymadan paylaşması sağlanmalıdır. Bunun için “üzülme, korkma” gibi reddetmeler yerine empatik cümleler kurulmalıdır. “Depremden etkilenen çocuklar için üzülüyorsun”, “Onlara ne olduğunu merak ediyorsun” gibi duygularını yansıtıcı cümlelerle ifade etmesi kolaylaştırılabilir. Çocuklar bu konuyu oyunlarına veya resimlerine taşıyabilirler, sıklıkla oynayabilirler, resmedebilirler. Bunlar normal ve istenen tepkilerdir. Oyunlarına müdahale etmeden, eğer kendileri isterlerse oyunlarına katılarak bu konuyu içselleştirmelerine yardım edilebilir.” diye konuştu.