Bölge turizminde büyük pay sahibi olan Eğirdir, 2016 yılında ülke genelinde yaşanan olumsuz tablodan etkilenmiş durumda. Ancak, ilçede her yıl periyodik aralıklarla yürütülen kültürel ve sportif faaliyetler sektör temsilcilerini ziyadesiyle memnun ediyor.
9 adet butik otel ve 20 adet pansiyonda 824 adet yatak kapasitesine sahip olan Eğirdir turizmini sizler adına Türkiye Kültür Rotaları Derneğinin kurucu üyesi olan İbrahim Ağartan ile görüştük. 28 yıldır Eğirdir’de turizm sektöründe işletmecilik yapan Ağartan, Turizmde tanıtımın önemine vurgu yaparak; “Ulusal ve uluslar arası fuarlar takip edilerek bölgemizdeki farkındalıkların pazarlanması, tanıtılması lazım. Bununla birlikte genç nüfus başta olmak üzere büyük kitlelere ulaşmak için sosyal medyayı da en iyi şekilde kullanmak gerekir” dedi.
Eğirdir’de turizmi gelecek nesillere taşıyabilmek için butik otelciliği ve pansiyonculuğa önem verilmesi gerektiğini belirten Ağartan; Bununla birlikte yöresel ürünlerin ikram edilmesinin sektör açısından daha faydalı olacağını ifade etti.
80’li yıllarda özellikle Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden Eğirdir’e yoğun turist akışı olduğunu belirten Ağartan; “1990 yılında yaşanan körfez krizinden sonra yabancı turist sayısında büyük düşüşler oldu. 1995 yılı ve sonrasında yeniden bir toparlanma süreci yaşansa da yeterli düzeyde olmadı ve turizm daha çok kıyılarda deniz kenarlarında yoğunlaşmaya başladı. Şu an itibariyle Eğirdir’de turizm daha çok yerli turist sayesinde canlılığını koruyor. O bakımdan komando okulunda yapılan yemin törenleri, kaymakamlık ve belediye olarak yapılan kültürel ve sportif etkinlikler Eğirdir turizmi için çok çok önemli” dedi.
Turizmin bölge olarak bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaparak konuşmasına devam eden Ağartan: “Bölgemizde Eğirdir ve Beyşehir Gölü, Davraz Kayak Merkezi, Yalvaç Pisidia Antik Kenti, aynı şekilde Burdur Sagalassos Antik Kenti, Dedegöl Dağı, Kızıldağ Milli Parkı var ve bütün bunlara ilaveten mağaralarımız var, gülümüz var, lavantamız var, organik tarımımız ve son dönemde inanç turizminde rağbet gören ve yenilenen çehresiyle Barla’mız var. İşte bütün bunları bir bütün halinde değerlendirebilecek yerel dinamiklerden ve sektör temsilcilerinden oluşacak Turizm Konseyine ihtiyaç var. Eğer biz turizm alanında ayakta kalmak istiyorsak, sürdürülebilir bir sektör istiyorsak mutlaka bu konseyi kurmamız lazım” dedi.
Son olarak Eğirdir Kaymakamlığı ve Eğirdir Belediyesi’ne desteklerinden dolayı teşekkür eden Ağartan; öncelikle bölge halkının yüzmeyi, yelken kullanmayı, olta ile balık tutmayı ve buna benzer su aktivitelerini en iyi şekilde yapması gerektiğine vurgu yaparak; “Biz halk olarak gölün kenarında yaşıyoruz ama maalesef bu imkandan yeterince faydalanamıyoruz. Halbuki bizim 24 saatin en az 3-4 saatini suyun içinde geçirmemiz gerekir” dedi.