Gülses Gazetesi'nden Serkan Nogay'ın Haberi
SDÜ’de yeni yönetimin göreve başlaması ile birlikte yeni hedeflerde ortaya çıkmaya başladı. Süleyman Demirel’in adını taşıyan üniversite tamda Demirel’in aramızdan ayrıldığı bugünlerde yeni yeni hedeflerle öne çıkmaya başladı. Kendine yeni hedefler koyan birimlerden biride SDÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.
Toplumda yüzde 15 oranında görülen kısırlık tedavisinde son nokta olarak görülen Tüp bebek uygulaması yapabilen bölgedeki iki üniversiteden biri olan SDÜ Tıp Fakültesi Hastanesi hedef büyüttü.
TÜM TETKİKLER YAPILABİLİYOR
Her geçen yıl tüp bebek yaptırmak isteyen ailelerin sayısının arttığı SDÜ Tıp Fakültesi Tüp Bebek Ünitesi yeterli sayıya ulaşarak Tüp bebek uzmanlığı eğitimi ve sertifikası vermeye hazırlanıyor. SDÜ Tıp Fakültesinde tüp bebek uygulamasının baştan sona tüm tetkikleri ile yapılabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Baha Oral “Tüp bebek uygulaması yaptıracak aileler özelde dahi yaptıracak olsalar bazı tetkikleri üniversitemizde yaptırmak zorundalar” dedi.
BİR YILDA 186 TÜP BEBEK UYGULAMASI
SDÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hilmi Baha Oral SDÜ Tüp Bebek ünitesinde geçtiğimiz yıl 186 tüp bebek uygulaması yaptıklarını söyleyerek “hedefimiz daha çok kişiye tüp bebek uygulaması yaparak SDÜ’de tüp bebek uzmanlığı sertifikası verebilmek ve Türkiye’nin dört bir yanında görev yapacak tüp bebek uzmanlarını Isparta’da yetiştirmektir” diye konuştu.
SDÜ Tıp Fakültesi Tüp Bebek ünitesinin 2007 yılından bu yana faaliyette olduğunu söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hilmi Baha Oral “2007 yılında açıldık ve 8 yıllık bir üniteyiz. Ama bizden önce özeller faaliyete geçtiği için özele doğru bir talep var. O talep arttıkça da başarı ne kadar ortalarda veya düşük olsa çok insan başvurduğu için matematiksel olarak orada daha fazla başarı elde ediliyormuş gibi gösteriliyor. Biz orta düzeyde talep alıyoruz ama başarımız yüksek” dedi.
ÜÇ TÜP BEBEK UZMANI VAR
SDÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalında görev yapan üç kişide Tüp Bebek Uzmanlığı sertifikasının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Baha Oral “Tüp bebek uzmanlığı özel bir kurs ve özel bir sertifika ile alınabiliyor. SDÜ Kadın Hastalıları ve Doğum Anabilim dalında görev yapan 3 kişide bu eğitimi almış sertifika sahibi, bunlardan biri de benim. Tüp bebek yöntemini üniversitemizde kolaylıkla uygulayabiliyoruz. Hasta sayımızın artmasını istiyoruz. Çünkü belli bir hasta sayısına ulaştıktan sonra biz merkez olarak bu sertifikayı verebiliyoruz. Çok hasta gelirse yönetmeliğe göre bölgemizden yada bünyemizden bir çok uzmana bu sertifikayı verme yetkimiz oluyor. Uzmanlara da yetki verelim istiyoruz. Ancak hasta ne kadar çok artarsa kanun o zaman imkan veriyor buna” ifadelerini kullandı.
BÖLGEDEKİ İKİ MERKEZDEN BİRİ
SDÜ Tıp Fakültesindeki Tüp Bebek Merkezinin tam donanımlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Baha Oral “Bizim tüp bebek merkezimiz 2007 yılında açıldı. Tüp bebek merkezi açmak kolay değil. Sağlık Bakanlığı ruhsatlandırıyor. Her isteyen Sağlık Bakanlığı'na başvurduğu zaman çok sıkı denetim ve incelemelerden geçiyor. Yaklaşık bir buçuk yıl hazırlıktan sonra merkezimizi projelendirdik. Her türlü hesabını yaptık. Sonra ruhsatımızı aldık. 2007'de faaliyete geçtik. Birçok üniversite istemesine rağmen Tüp Bebek merkezi kuramıyor. Bölgemizde İzmir'den Ankara'ya kadar bir hat çizecek olursak ve Ankara'dan da Antalya'ya kadar bir üçgen çizecek olursak bu üçgen içerisinde Ankara ve İzmir'e kadar bölgemizdeki üniversite olarak Antalya'dan sonra ikinci. Yani bölgemizdeki üniversitelerden Antalya ve Isparta dışında tüp bebek uygulama merkezi yok. Bu bizim için büyük bir hizmet kolaylığı” dedi.
ÖZELLER DE TIP FAKÜLTESİNDE YAPTIRIYOR
Tüp Bebek Uygulaması yapan özel hastanelere göre Tıp Fakültesinin avantajlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Baha Oral “Özel Hastaneler yeterli donanıma sahip değiller. Onlar yani sadece kuruluş olarak ekipman olarak tüp bebek yapmaya yönelik ekipmanlarını hazırlamışlar. Dolayısıyla onların uygulaması öyle, hasta başvuruyor kısa bir hazırlık dönemi. Sonrada tüp bebeğe geçiyor. Ellerinde üniversite imkanlarının hiç biri yok. Tüp bebeğe hazırlarken örneğin rahim filmi çekilecek. Bunu çekemiyorlar. Böyle bir imkanı yok. Kanal filmi çekmeden tüp bebek yapılmaz. Yönetmeliğe ve tüp bebek yasasına göre rahim filmini çekmeden tüp bebek yapamazsınız. Rahim filmi mutlaka bizim üniversitemizde çekiliyor. Onun dışında 8-10 tane kan ve ileri tetkikler lazım. Bunları da yapamıyorlar. Sadece tüh bebek merkezi oldukları için, donanımlı bir hastane olmadıkları için rahim filmlerini bizde çektiriyorlar. Testleri de bizde yaptırıyorlar” diye konuştu.
YOL BOYUNCA YANINDAYIZ
Tüp Bebek uygulamasının riskli gebelikler arasında sayıldığını belirten Prof. Dr. Baha Oral “Bizim merkezimizde hasta sürekli gel git yapmıyor. Çok kısa sürede randevusunu veriyoruz, ardından tüp bebek uygulamasını yapıyoruz. Hastalarımız bunları bilmiyor. Burayı öğretiyoruz oraya da para yatırdık, başladık diyorlar. Bizim ilk merkezimiz üniversite, üniversiteden iyi başka merkez yok diyecek hasta. Ayrıca tüp bebek yapılması demek asıl yolculuk başlıyor demek. Riskli bir yolculuğa çıkılıyor. Çünkü tüp bebek gebelikleri riskli gebelikler grubuna giriyor. Bunlarda düşükler olabiliyor, kanamalar olabiliyor. Ondan sonra belli bir haftaya gelindiğinde erken doğum olabiliyor. Çocukta pek çok sakatlıklar ortaya çıkabiliyor. Tüp bebeği yaptık başardık hadi siz gebe kaldınız başardık demek değil. Asıl onun sorumluluğunu üstlenmek çok önemli. Bizim üniversitemiz her türlü donanıma sahip. Gebe kalan o insan bir süre sonra yaşayabileceği zorlukların tedavisini bulacak” şeklinde konuştu.
TÜP BEBEK ÖNCESİNDE BAŞKA TEDAVİLERDE VAR
SDÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hilmi Baha Oral Tüp bebek uygulamasına nasıl karar verildiği ve nasıl yapıldığını ise şu şekilde anlattı. “Bize kısırlık nedeniyle gelen hastalara doğrudan tüp bebek uygulaması yapmıyoruz. Bir ön araştırma yapılması gerekiyor. İnsanlarda bir endişe oluyor. Hemen de çare arıyorlar, 'bizdeki kısırlığın nedeni ne' diye. Belli bir araştırma şemamız var. Nedene yönelik olarak tüp bebeğe geçmek lazım. Tüp bebek öncesi basit tedavi yöntemleri var. Tüp bebek kadar zaman alıcı, hastayı yıpratıcı olmayan uygulamalar bunlar. Hastaya zarar vermiyorsunuz. Maliyeti de düşük. Bu tür basit şeylerle sonuca gidebiliyoruz. Basit bir yumurta takibiyle onun adet dönemlerini ve yumurtlama dönemlerini ayarlayarak sonuca gidebiliyorsunuz.
TÜP BEBEĞE NASIL KARAR VERİLİYOR?
Önce onlara yardım ediyoruz, ilk aşamada basit tedavilerden başlayarak yardımcı oluyoruz. Kime yapıyoruz? İlk uyguladığımız basit tedavilerden sonuç alamıyorsak mesela kadının yumurtanın geçeceği iki kanalı vardır. Bu tüpler doğuştan veya sonradan olabilecek enfeksiyonlar nedeniyle kapanabiliyor. Hem sperm hem yumurta geçişi olmuyor. Eğer kadında biri kapalıysa sonuç alınıyor ama iki tüpü kapalıysa o kişi gebe kalamaz. Her iki tüpü kapalı kadınlara tüp bebek uygulaması yapıyoruz. Kadında eğer bir problem yoksa erkeği araştırıyoruz. Erkekte bir takım problemler çıkıyor. Erkekte sperm üretimi yoksa, bu durumda da yapılacak tek tedavi yöntemi tüp bebek. Bizim için üç şey önemli. Bir hastanın tüpleri tamamen tıkalı ise, iki erkeğin sperm üretimi olmaması üçüncüsü ise iki ya da üç kez aşılamadan sonra sonuç alamıyorsak bunları tüp bebeğe götürüyoruz.
TÜP BEBEK NEDEN PAHALI?
Tüp bebek tedavisi pahalı, şundan pahalı. Asıl pahalı olan kısmı ilaçlar. Gelen ilaçların çoğu ithal olduğu için büyük çoğunluğu yurt dışından geliyor. Dolayısıyla bunun büyük nedeni bu ilaçlardan kaynaklanıyor. Yurtdışından gelen bu ilaçlar tüp bebek tedavisinin toplam maliyetinin yüzde 60'ını oluşturuyor. Özel merkezlerde üniversiteye göre daha pahalı. Üniversitenin çok büyük avantajı var. Devlet üniversitesi olduğumuz için hastaya rapor verebiliyoruz. İlaçları raporlandırabiliyoruz. Hasta ilaçların yüzde 50'lik kısmını ödüyor.”