Yağmur çok şiddetli yağıyor..
Damlalar sanki toprağa değil de,
İçime içime yağıyor..
Hayalle gerçek birbirine karışmış,
Etrafta yalnızca siyah beyaz görüntüler var.
Ruhumda derin izler bırakmış,
Kalbime dokunmuş her bir yanımı,
Rüzgâr alabora etmiş.
Kırmış, dökmüş..
Kanatlarım ıslanmış, yapışmış, koparılmış..
Hatta binlerce parçaya bölünmüş,
Haberim bile olmadan..
Yüreğim dağılmış, toza toprağa bulanmış,
Düşlerim sonbahar yaprakları gibi kuruyup dökülmüş.
Keder ve sıkıntı nefsimin her hücresine nakış olmuş..
Mutsuz yanım sivri dikenlerini çıkarmış,
Berhudar yanımı acımasızca hapsetmiş.
Akrep ve yelkovan ilk defa birbirine sarılmış,
Kan ter içinde el ele amansız bir sürgüne gitmiş.
Ruhum var oluşumun nedenini unutmuş,
Kimliğini kaybetmiş.
Soğuktan bedenim titremiş, morarmış.
Onca hengâmenin arasında,
Sığındığım nefesim benden vazgeçmiş.
Örümcekler bir sarmaşık gibi ağlarıyla etrafımı kaplamış,
Beni hayata öksüz, bulanık bırakmış.
Şimdi ben neyleyim,
Ömrümün muhasebesini bu alacakaranlıkta nasıl beyan edeyim.
Gezgin gibiyim, kırık pusulamla nerelere gideyim.
Yok yok biraz daha düşüneyim.
Sonsuzluğa gideceğim,
Hayat sahnesinde,
En iyisi ümidimi kaybetmeyeyim,
Sabır ve sükûnet ile imtihanımı bekleyeyim.
Ne de olsa yaratılmış her mahlûk gibi,
Rutubet kokulu duvarlarda,
Kendi gurbetini bekleyen kimsesiz çatlaklar gibiyim!..
Selam ve Sevgilerimle,
Cevdet Gökhan TÜZÜN