Kredi Çekeceklere Uyarı!

Garanti Bankası Ekonomik Araştırmalar Genel Koordinatörü Ali İhsan Gelberi, dünyada önümüzdeki yıllara; ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 5 senedir piyasaya sürdüğü para miktarını önce azaltması, sonra durdurması ve faiz oranlarını yükseltmesinin damgasını vur

Milliyet'in haberine göre; gelişmekte olan ülkelerin faydalandığı düşük maliyetli finansman ortamının değiştiğine dikkat çeken Gelberi, içeride kredi faizlerinin artacağını söyledi.

Gelberi, iç piyasaya ilişkin görüşlerini şöyle ifade etti: “Mayıs başından itibaren yaşadığımız, kısa vadeli sermaye hareketlerinin, gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru hareketin sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Bu süreçte, Türk lirasında yüzde 10’un üzerinde değer kaybı, Hazine bonosu faizlerinde de 4 puandan fazla artış oldu. Faizlerdeki bu artış, mevduat faizlerine büyük ölçüde, kredi faizlerine ise daha az ölçüde yansıdı.

DALGA ETKİSİ
Bundan, sonra Türkiye’ye özgü bir olağanüstülük olmazsa, kur ve faizin mevcut seviyelerinin biraz altında istikrar kazanacağını düşünüyorum. Faizdeki artışın kredi faizlerine tam olarak yansımamış olması nedeniyle, kredi faizlerinde bir miktar daha artış görebiliriz.”
Piyasadaki dalgalanmanın, enflasyon üzerinde artırıcı, büyüme üzerinde yavaşlatıcı etkisi olabileceğini söyleyen Gelberi, “Büyüme hedeflerin bir miktar altında kalacak, kredi talebinin artmasını da beklememeli” dedi.

-İç ve dış piyasalara ilişkin beklentileriniz nedir?
Önümüzdeki yıllara, Fed’in beş senedir piyasaya sürdüğü para miktarını önce azaltması, sonra durdurması ve faiz oranlarını yükseltmesi damgasını vuracak. Fed’in global krizle uygulamaya başladığı para politikası, tüm dünyada faizlerin düşmesi sonucunu doğurmuştu. ABD ekonomisinde büyümenin rayına girmesi ve işsizlik oranlarının azalması ile bu sürecin tersine dönme ihtimali yüksek. Bu durumda, özellikle gelişmekte olan ülkelerin önemli ölçüde faydalandığı bol ve düşük maliyetli finansman ortamı değişmeye başlayabilir.

Kısa ve orta vadede, finansman kaynaklarının ciddi oranda kurumasını beklememekle birlikte, geçmişe oranla finansman maliyetleri yükselebilir. Böyle bir ortamda, gelişmekte olan ülkelerin potansiyel büyümelerine ulaşmaları ve yeni büyüme kapasitesi yaratmaları zor olabilir.

- ‘Global ekonomide balon var’ uyarılarına ne diyorsunuz?
Dünyada kriz bitti, artık yeni kriz olmaz veya bazı piyasalarda balon yok demek mümkün değil. Durumun iyi olduğu, üretimin ve harcamaların yüksek olduğu dönemlerde, finansal piyasaların risk ve kâr iştahı aşırı noktalara giderek, piyasalarda balonlar oluşmasına neden oluyor.

'BALONU KRİZ İZLER'
Ekonominin sürekli balonlarla devam etmesi mümkün olmadığından bu balonlar bazen patlıyor. Mevcut ekonomik sistemden daha iyi bir sistem bulunamadığı sürece, oluşan balonları krizin izlemesi kaçınılmaz.
Finansal piyasalarda globalleşmenin çok ileri aşamalara gelmiş olması, balon-kriz döngüsünün süresinin daha kısalmasına neden oluyor.

-Kapitalist sistem kaotik ortamdan Fed’le çıkar mı?
Fed deyince, dünyanın en büyük ekonomisinin para politikasından bahsediyoruz. Kapitalizmin ürettiği krizlerden bir ülkenin uygulamaları ile çıkmak mümkün değil. Ülkelerin farklı çıkarları olduğu sürece, tek bir amaç etrafında birleşmeleri mümkün değil. Tüm dünya ülkelerinin, sürdürülebilir kalkınmayı birlikte sağlamasının bir yolunu bulmak gerekir ki, bilim henüz bunu mümkün kılacak yöntemler geliştiremiyor.

TÜKETİCİ SERMAYENİN TERCİHİNE BAKSIN
-Yatırımcılara öneriniz nedir?
Devamlı kötümser veya devamlı iyimser olarak yatırım yapılamıyor. Mümkün olduğu kadar gerçekçi olmaya ve doğru olduğuna inandıkları kaynaklara başvurmalarını öneririm. Vadeleri kısa tutmak yerine, genel trendleri takip ederek balon-kriz döngülerini yakalamaya çalışsınlar. Amatör yatırımcının, özellikle bilginin toplanıp, değerlendirilmesinin kolay olmadığı günümüzde profesyonel yardım almalarını öneririm. Hiçbir şey yapamıyorlarsa, piyasada fiyat oluşturan sermayenin yatırım tercihlerini takip etsinler.

‘ENFLASYON KAMU ZAMMINA BAĞLI’
- MB’nin enflasyon hedeflerini yükseltmesini nasıl yorumluyorsunuz?
Merkez Bankası’nın 2013 yılsonu enflasyon hedefini yükseltmesi, özellikle son aylarda Türk Lirasının değer kaybetmesinden sonra beklenen bir durumdu. Merkez Bankası, yüzde 5.3 olan yılsonu enflasyon tahminini yüzde 0.9 artırarak yüzde 6.2’ye yükseltti.
Yükselişin, tamamına yakını kur artışının enflasyona etkisi diyebiliriz. Revizyon öncesi, Merkez Bankası tahmini ile piyasa tahmini arasında fark vardı. Piyasa oyuncuları ve Merkez Bankası tahminlerini benzer oranlarda yukarıya çekince aradaki fark korundu.
Merkez Bankası, kısa vadeli enflasyon tahminini yükseltmiş olmasına rağmen orta vadeli tahminlerini değiştirmedi. Merkez Bankası enflasyon tahmini büyük ölçüde kamu mallarına yapılacak zamlara bağlı.

NOTU BİLDİ
Ali İhsan Gelberi, Aralık 2012’de ‘Başbakan’ın Obama ile görüştüğü gün Türkiye’nin notu artacak’ şeklindeki bir tweet attı, bu yıl mayıs ayında Başbakan’ın ABD ziyareti sırasında da Moody’sTürkiye’nin notunu artırdı. Öngörünün doğru çıkması üzerine, 2008 krizini öngördüğü için ‘Kriz Kâhini’ lakabı takılan Nouriel Roubini’yle karşılaştırılan Gelberi için ‘Türk kâhini’ benzetmesi yapıldı.

İlk yorum yazan siz olun
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Ekonomi Haberleri