Sağlık Bakanı Recep Akdağ sağlıkta dönüşüm reformunun başarıyla sonuçlandığını belirterek "Sağlıkta orta çağı kapattık, yeni çağa geçtik" dedi.
Mardin'de bulunan Bakan Akdağ, sağlık değerlendirme toplantısında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Türkiye'de çok büyük değişiklikler gerçekleştirdiklerini anlatan Akdağ şöyle konuştu:
"Yaptığımız birçok hizmeti, yeni nesil geçmişteki durum ile kıyaslamayı bilmiyor. 8 yıl önce insanların neler çektiğini bilmezler. İzmir'de hayatını kaybeden bir kişinin böbreği bağışlandı. Böbrek nakline ihtiyaç olan çocuğun evine telefon açılıyor. Helikopter ambulans ile alınıyor, götürülüyor ve böbrek nakli oluyor. Ailenin bir masrafı yok. AK Parti işte bu... Bunu insanlarımıza, gençlerimize iyi anlatmalıyız."
Yay Grant Otelinde düzenlenen ''Mardin İli Sağlık Değerlendirmesi Toplantısına'' katılan Bakan Akdağ burada da "Sağlıkta Dönüşüm Programı" ile yaşananları anlattı. Akdağ şunları söyledi: "Sağlıkta orta çağı kapattık, yeni çağa geçtik. Bunu sağlık çalışanları ile birlikte yaptık. Ayrıca bu konu ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yaptıkları kanunların çok önemli bir değeri var. Türkiye'de sağlık personeli sayısı, nüfusumuza göre yetersiz. Hemşire, doktor sayısından bahsediyorum. Yıllarca meslek örgütleri, hatta bazı sendikalar bu sayıların artmasına karşı koydular. Bunu üniversitelerimiz, YÖK, hatta yerine DPT bu ihtiyacı fark edemedi. Neden bir Avrupa ülkesinde nüfusuna kıyasla Türkiye'dekinin 5 misli olsun? Avrupa ortalamasında her 100 bin kişiye 700 hemşire düşerken, Türkiye'de her 100 bin kişiye 180 hemşire düşüyor. Doktorda da böyleyiz. Avrupa ortalamasının yarısından daha az doktor sayımız. Avrupa'da her 100 bin kişiye 350 doktor düşerken, Türkiye de her 100 bin kişiye 150 doktor düşüyor. Bunun anlamı nedir? Doktor, ebe ve hemşirelerimizin üzerindeki iş yükü fazla. Çözüm, sayıyı artırmaktır. Biz her yıl çok sayıda eleman almaya devam ediyoruz. Ama bu sefer Üniversite ve özel sektör şikayetçi. 'Ebe ve hemşire bulamıyoruz' diyorlar. Bakın Türkiye'de bir mesleği olan ve diploma alan meslekler arasında işsizliğin hemen hemen hiç yaşanmayan alan 2010 yılında sağlık alanıdır. Sağlık diploması olanlar asla Türkiye de işsizlik çekmezler. Aile hekimliğini günde 40 kişiye bakacak şekilde kurduk. Eskiden bir SSK hastanesinde doktor 150 kişi ile karşılaşırdı. Bir doktorun karşısına günde 40 kişi çıksa fazla değildir. Ne yapalım Türkiye'deki hastaları Yemen'e, Afrika'ya da gönderemeyeceğiz. Burada bakacağız. O zaman bu sayıların mutlaka artması lazım" dedi.
Mardin'de bulunan Bakan Akdağ, sağlık değerlendirme toplantısında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Türkiye'de çok büyük değişiklikler gerçekleştirdiklerini anlatan Akdağ şöyle konuştu:
"Yaptığımız birçok hizmeti, yeni nesil geçmişteki durum ile kıyaslamayı bilmiyor. 8 yıl önce insanların neler çektiğini bilmezler. İzmir'de hayatını kaybeden bir kişinin böbreği bağışlandı. Böbrek nakline ihtiyaç olan çocuğun evine telefon açılıyor. Helikopter ambulans ile alınıyor, götürülüyor ve böbrek nakli oluyor. Ailenin bir masrafı yok. AK Parti işte bu... Bunu insanlarımıza, gençlerimize iyi anlatmalıyız."
Yay Grant Otelinde düzenlenen ''Mardin İli Sağlık Değerlendirmesi Toplantısına'' katılan Bakan Akdağ burada da "Sağlıkta Dönüşüm Programı" ile yaşananları anlattı. Akdağ şunları söyledi: "Sağlıkta orta çağı kapattık, yeni çağa geçtik. Bunu sağlık çalışanları ile birlikte yaptık. Ayrıca bu konu ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yaptıkları kanunların çok önemli bir değeri var. Türkiye'de sağlık personeli sayısı, nüfusumuza göre yetersiz. Hemşire, doktor sayısından bahsediyorum. Yıllarca meslek örgütleri, hatta bazı sendikalar bu sayıların artmasına karşı koydular. Bunu üniversitelerimiz, YÖK, hatta yerine DPT bu ihtiyacı fark edemedi. Neden bir Avrupa ülkesinde nüfusuna kıyasla Türkiye'dekinin 5 misli olsun? Avrupa ortalamasında her 100 bin kişiye 700 hemşire düşerken, Türkiye'de her 100 bin kişiye 180 hemşire düşüyor. Doktorda da böyleyiz. Avrupa ortalamasının yarısından daha az doktor sayımız. Avrupa'da her 100 bin kişiye 350 doktor düşerken, Türkiye de her 100 bin kişiye 150 doktor düşüyor. Bunun anlamı nedir? Doktor, ebe ve hemşirelerimizin üzerindeki iş yükü fazla. Çözüm, sayıyı artırmaktır. Biz her yıl çok sayıda eleman almaya devam ediyoruz. Ama bu sefer Üniversite ve özel sektör şikayetçi. 'Ebe ve hemşire bulamıyoruz' diyorlar. Bakın Türkiye'de bir mesleği olan ve diploma alan meslekler arasında işsizliğin hemen hemen hiç yaşanmayan alan 2010 yılında sağlık alanıdır. Sağlık diploması olanlar asla Türkiye de işsizlik çekmezler. Aile hekimliğini günde 40 kişiye bakacak şekilde kurduk. Eskiden bir SSK hastanesinde doktor 150 kişi ile karşılaşırdı. Bir doktorun karşısına günde 40 kişi çıksa fazla değildir. Ne yapalım Türkiye'deki hastaları Yemen'e, Afrika'ya da gönderemeyeceğiz. Burada bakacağız. O zaman bu sayıların mutlaka artması lazım" dedi.