Sungur’la birlikte Endokrinoloji Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Cumali Gökçe ve Yrd. Doç. Dr. İhsan Üstün ve Yrd. Doç. Dr. Nigar Yılmaz’ın yaptığı araştırma da plastik ambalajlardan sıvı gıdalara geçen fitalatlarla obezite arasındaki ilişki incelendi. Sungur, fitalatın plastiğe nüfuz ettiğini ve insanlara da plastik ürünlerden çok rahat bir şekilde geçtiğini kaydediyor.
Plastik ambalajlarda bulunan fitalatlar yiyecek ve içeceklerle sürekli temas halinde bulunduğu için rahatlıkla gıdalara geçiyor. Gıdayla plastik ambalajın temas süresi uzadıkça fitalatın etkisi de artıyor. 17-62 yaş arası 250 kişide inceleme yaptıklarını söyleyen Sungur, “Çalışmalar kapsamında, plastik şişelerden maden suyu, limonata, gazoz, kola, zeytinyağı gibi sıvı gıdalara göç eden fitalatın miktarlarının belirlenmesi, belirlenen miktarların sıvı gıdalarda bulunmasına izin verilen sınır değerlerle karşılaştırılması için farklı yaş ve farklı cinsiyetteki kişilerin kan ve idrarlarındaki fitalat oranlarını ölçtük. Ölçüm sonunda fitalatın yüksek olduğu kişilerde obezite olduğunu gördük.” diyor.
Bazı ürünlerdeyse sınırları geçen miktarda fitalat tespit edildiğini belirten Sungur, incelenen tüm içeceklerde bulunan fitalat miktarının, Türk Gıda Kodeksi’nin verdiği limitlerin altında fitalat barındırdığını ancak zeytinyağında sorun olduğunu vurguluyor. Plastik ambalajlı ürünler yerine cam ambalajlı ürünler kullanılması konusunda uyaran Sungur, “İncelemede plastik şişelere konulan zeytinyağında bulunan fitalat oranının belirlenen sınırların çok üzerinde olduğunu gördük. Fitalatın yüksek çıktığı bir diğer durum ise son kullanma tarihi yaklaşan ürünler.” diye konuşuyor.