Rezillik ve Hadsizlik

Rezillik ve Hadsizlik

Sivil Toplum Hareketi Derneği Isparta Başkanı Mustafa Sağlam, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Cuma Hutbesi üzerine Ankara Barosu tarafından hedef tahtasına konularak eleştirilmesine tepki gösterdi.

Sağlam yaptığı yazılı açıklamada; "Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Ankara Hacı Bayram-ı Veli Camiinde, 'Ramazan: Sabır ve İrade Eğitimi' konulu Cuma hutbesinde, Yüce Dinimiz İslam’ın insan fıtratına mugayir habis ilişkilerle ilgili; "Ey insanlar! İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği; eşcinselliği lanetliyor.’’ emrini biz Müslamanlara iletmesinden rahatsızlık duyarak adeta sapık azgın azınlığın sözcülüğüne soyunan İHD ve Ankara Barosunun Diyanet İşleri Başkanımız hakkında yayınlanan birdiriyi kesin ve kati bir dille lanetlediğimizi ve kınadığımızı bildirmek isteriz.

İnsanlığın daha önce belki de hiç bu kadar çaresiz kalmadığı; içinden geçtiğimiz şu zor günlerde, küresel salgın karşısında aldığı önlemler sayesinde kendine yetebildiği gibi diğer ülkelerinde ihtiyaçlarına yetişebilme kabiliyetiyle dünyada adeta parlayan bir yıldız olan ülkemizin büyük millet ve devlet olmasının ardında yatan nomosu; İslam-Türk-ehli Sünnet-Gaza omurgasıdır.

Ülke ve dünya gündemi neredeyse daha önce benzeri görülmemiş virüs belasıyla mücadeleye odaklanmışken, Diyanet İşleri Başkanlığına kanunla tevdi edilmiş;

● İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili şeyleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak

● Aile, kadın, gençlik ve toplumun diğer kesimlerine yönelik dini konularda aydınlatma ve rehberlik yapmak

● Cami ve mescitler ile diğer mekanlarda her türlü vasıtadan yararlanarak toplumu dini konularda bilgilendirmek, Başkanlığın hizmet alanlarında irşat, rehberlik yapmak (2/7 1965 Sayı: 12038)
görevleri görmezden gelinerek veya hiçe sayılarak, yaşadığı ülkenin toplumunun dini değerleriyle asla örtüşmeyen ve kabul edilemez nefret diliyle yazılan bildirinin zamanlamasının manidar ve bir o kadar da tehlikeli olduğunu görüyoruz.

Şüphesiz bu mihrakların asıl amacı ne azgın bir azınlığın yaşam hürriyeti ne de düşünce özgürlüğüdür. Zira bu meyanda ülkemiz, başka hiçbir ülkenin koşulsuz kabul etmediği ‘’İstanbul Sözleşmesini’’ ve ‘’CEDAW Protokolünü’’ hayata geçirerek aileyi ve toplumu ifsat eden bu azgın azınlığa sahip olmaması gereken hakları da tanımış bir ülkedir.

Hal böyleyken milletimizin en önemli birleştirici gücü İslam’ın hedef alındığı aleni ortadadır. Diyanet İşleri Başkanımızın görevini yapmasından ötürü eleştirmeleri ve hedef göstermeleri TCK’nın 122, 125, 216 ve 131’inci maddeleri uyarınca, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ederek veya aşağılayarak toplumda nefret ve ayırımcılığa yol açarak kamu çalışanına görevinden dolayı alenen hakaret suçudur.

Sonuç olarak bu rezilliğe ve hadsizliğe bahis ilgili baro ve dernekleri cesaretlendiren, açıklamalarına meşru zemin teşkil eden uluslararası sözleşme ve protokollerin derhal iptalini, toplumun temel dinamiğini oluşturan aile yapımıza uygun; ülkenin milli ve temel değerleriyle örtüşen kanunları bir an önce hayata geçirerek neslin koruma altına alınmasını ve yasalarla sabit işlenen suç karşısında bağımsız Türk Yargısının harekete geçmesini bekliyor, yapılan bu saldırı karşısında sessiz kalmayan aziz milletimize şükranlarımızı sunuyoruz.

Yorum Yap
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Isparta Haberleri