SDÜ Senatosu ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in Başkenti ilan etmesine tepki göstererek bir bildiri yayınladı.
Süleyman Demirel Üniversitesi Senatosu tarafından yayınlanan bildiride; “Çok kısa bir süre önce Donald Trump liderliğindeki Amerikan yönetimi Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve İsrail’deki Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı almıştır. Eğer bugün dünyada "uluslararası hukuk" diye bir norm hala daha geçerliliğini koruyorsa İsrail'in Kudüs'ü başkent yapmaya yönelik tüm kararlarının hükümsüz olduğuna ve İsrail'deki diplomatik misyonların Kudüs'te bulunamayacağına yönelik Birleşmiş Milletler kararının dikkate alınması gerekir. Oysa açıkça görülmektedir ki Amerikan yönetiminin son açıklaması, 1947'den bu yana, yani yetmiş yıldır devam eden Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının ve uluslararası hukukun hiçe sayılması pervasızlığının son ve en vahim halkası olmuştur. Bu yüzden Süleyman Demirel Üniversitesi Senato'su olarak bu kararı şiddetle kınıyoruz.
Öte taraftan sadece 250 yıl gibi bir süredir devletler coğrafyasında yer alan bir ülke siyasetçilerinin, insanlığın tarihi kadar eski ve "farklı dinlerin mensuplarının kendileri gibi kalarak bir arada var olma tecrübelerinin başkenti" olan bir şehre can veren kadim ruhu anlamayıp hukuku çiğnemeleri kabul edilebilir olmasa da en azından anlaşılabilir bir durumdur. Görülmektedir ki kirli siyaset maalesef bir kez daha hiçbir din ayrımı gözetmeksizin insanlığın ortak değerlerine galip gelmiştir. Fakat en azından bizim de bir parçası olduğumuz İslam coğrafyasının çoğu siyasetçi ve liderlerinin, uzun yıllardır uluslararası hukukun hiçe sayılarak illegal yerleşimlerle Kudus'ün zaten fiilen İsrail başkenti yapılmış olmasına ve göz göre göre Mescid-i Aksa'nın kuşatılmasına karşı hala daha etkili ve kararlı bir adım atmamış olmaları ne kabul edilebilir ne de anlaşılabilir bir durumdur. Bu çerçevede, Süleyman Demirel Üniversitesi Senatosu olarak, Amerikan yönetiminin acilen kararını geri almasını, İsrail'in uluslararası hukuka ve BM kararlarına titizlikle uymasını, İslam ülkeleri siyasetçilerinin ise gerekli tüm uluslarası adımları ivedilikle ve etkin bir şekilde atmasını talep ediyoruz” denildi.