Uslu Doğmuş, obeziteye karşı alınması gereken tedbirlerin çocukluk döneminden, büyümenin durmasına kadar devam eden uzun bir süreç olduğunu vurgulayarak, günde 30 dakika egzersizin hayat kurtarıcı rol üstlendiğini anlattı.
Metabolik Sendrom Derneği tarafından Türkiye genelinde yapılan araştırmalara göre her iki kişiden birinin obez olduğu açıklandı.
Konuyla ilgili olarak Ajans32 Muhabirinin sorularını yanıtlayan Devlet Hastanesi Diyet Uzmanı Banu Uslu Doğmuş, obezitenin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olduğuna dikkat çekerken, obeziteye karşı alınacak olan önlemlerin çocuklukta başlaması gerektiğini vurguladı.
Devlet Hastanesi polikliniğinde günde ortalama 25 hastaya hizmet verdiklerini dile getiren Diyet Uzmanı Banu Uslu Doğmuş, beslenmenin anne karnında başlayarak yaşamın sonuna kadar devam eden oldukça uzun ve vazgeçilmez bir süreç olduğunu kaydetti.
İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için dengeli şekilde beslenmesi gerektiğini söyleyen Banu Uslu Doğmuş, tokluk ve açlığı bastırmak için can çeken her şeyi yemenin sağlıksız bir yaşamı tetiklediğini aktardı.
TEKNOLOJİ OBEZİTEYİ TETİKLİYOR…
Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için ve obeziteden korunmak için alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerektiğini ifade eden Dyt. Uslu Doğmuş, günlük alınan enejjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vucutta yağ olarak depolandığını ve obezite oluşumuna etkin rol oynadığını belirtti.
Buna paralel olarak, günümüz teknolojisindeki gelişmelerin, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, günlük hareketleri önemli ölçüde sınırladığını aktaran Uslu Doğmuş, “Bu durum harcanan enerjinin alınan enrjiden fazla olma ihtimalini artırmaktadır. Anlaşılacağı üzere obezite, besinlerle alınan enerjinin, harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesi ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir” ifadelerini kullandı.
“OBEZİTE, ÖLÜME KADAR BİRÇOK RAHATSIZLIĞI TETİKLİYOR”
‘Beden Kitle İndeksi, yetişkinlerde ağırlık-boy ilişkisine göre obeziteyi en iyi gösteren indekstir’ diyen Dyt. Uslu Doğmuş, “Beden Kitle İndeksi; ağırlığın, boyun karesine karesine bölünmesi ile bulunur. BKI 27’nin üzerinde çıktığında obeziteyle ilişkili hastalıklara kalp-damar hastalıkları, diyabet ve safra kesesi ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, eklem ağrıları ve ortopedik kusurlar da oluşabilir. Obezitede ölüm riski kademeli olarak artar” dedi.
İŞTE, ORANLARINA GÖRE BEDEN KİTLE İNDEKSLERİ…
Yaş aralıklarına göre normal beden kitle indekslerini açıklayan Uslu Doğmuş, “19-35 yaş arasında beden kitle indeksi; 20 - 24.9 arası ideal sayılırken, 25-29.9 arası toplu (ağırlığı istenenden fazla, overweight), 30 üzeri şişman,40 üzeri ise aşırı şişman olarak değerlendirilir. 25 – 34 yaş arası bireylerde ise beden kitli indeksi, 20-25 ideal indeks, 55 – 64 yaş arasında 22 – 27 arası indeks de normal oranı gösterir. Diyet tedavisi açısından tıbbi gerekliliği olan hastalar indeksleri 25’in üzerinde olanlardır. Bunun dışın da bedenin yapısal şeklindeki kozmetik kusurlar, diyet tedavisi için yeterli bir neden değildir” şeklinde konuştu.
“OBEZİTEYE, ÇOCUKLUKTAN İTİBAREN ÖNLEM ALINMALI”
Obezite oluşmadan korunmanın büyük önem taşıdığını aktaran Dyt. Uslu Doğmuş, “Obeziteden korunma, çocukluk çağında başlamalıdır. Çocuk ve adolesan döneminde (Büyümenin durmasına kadar olan dönemde) oluşan obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile, okul ve çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidir. Obezite tedavisi, bireyin kararlılığı ve etkin olarak katılımını gerektiren, tedavisi zorunlu, uzun ve süreklilik arz eden bir süreçtir” diye konuştu.
HASTALIK TEŞHİSİ, YAPILAN TAHLİLLER SONUCUNDA KONULABİLİYOR…
Obezite tedavisinde Isparta Devlet Hastanesi Diyet kliniği olarak öncelikle başvuran hastalarımızın kan tahlilleri yapılıp, obeziteye bağlı veya obezite oluşturabilecek hastalıkları olup olmadığının araştırıldığını belirten Dyt. Uslu Doğmuş, daha sonra en ileri teknolojik cihazlarla vücut yağ, kas, kemik ve sıvı analizi yapıldığını kaydetti.
Elde edilen veriler ışığında obezite tespit edilirse, Hastaların tedavisinde 2 yöntem bir arada kullanılmaktadır.
Obezitenin tedavisinde tıbbi beslenme (diyet) ve egzersiz tedavisi olmak üzere, genel olarak 2 yöntem uygulandığını aktaran Uslu Doğmuş, tıbbi beslenme tedavisinin anahtar rol oynadığını ifade etti.
“AMAÇ: HEM DOĞRU BESLENME HEM DE BU ALIŞKANLIĞIN AŞILANMASI”
Obezite tedavisinde uygulanan iki yöntemden biri olan tıbbi beslenme (diyet) uygulamasının, hastalığın tedavisinde anahtar rol oynadığını açıklayan Uslu Doğmuş, “Tıbbi beslenme tedavisinde uygulanan beslenme programında, vücut ağırlığının, boya göre olması gereken düzeye indirilmesi hedeflenmelidir. Tıbbi beslenme tedavisinin bireye özgü olduğu unutulmamalıdır. Başlangıçta belirlenen hedefler, bireyin olması gereken ideal ağırlığı olabildiği gibi, ideal ağırlığının biraz üzerinde de olabilir.
Uygulanacak zayıflama diyetleri yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri ile uyumlu olmalıdır. Amaç, bireye doğru beslenme alışkanlığı kazandırılması ve bu alışkanlığını sürdürmesidir.
Vücut ağırlığı boya göre olması gereken düzeye geldiğinde tekrar ağırlık kazanımı önlenmeli ve kaybedilen ağırlık korunmalıdır” şeklinde yorumladı.
Öte yandan, obezitede uygulanan diğer yöntem olan egzersiz tedavisinin önemine dikkat çeken Uslu Doğmuş, “Egzersiz tedavisinin ağırlık kaybını sağlamadaki etkisi halen tartışmalı olsa da fiziksel aktivitenin yağ dokusu ve karın bölgesindeki yağlanmayı azalttığı, diyet yapıldığında görülebilen kas kütle kayıplarını önlediği kesin olarak kabul edilmektedir. Egzersiz tedavisi ile tıbbi beslenme tedavisini (diyet) destekleyici nitelikte bireylerin ağırlık kazanımları engellenebilmekte, zayıflama ve tekrar ağırlık kazanmanın önlenmesi sağlanmaktadır” ifadelerine yer verdi.
SAĞLIKLI YAŞAMIN SIRRI: YARIM SAAT EGZERSİZ
Yetişkinlerin her gün ortalama 30 dakika, orta şiddette egzersiz yapmasını öneren Uslu Doğmuş, “Bu düzey bir aktivite, günlük 840kj yani 200 kalori enerji tüketimini sağlar. Obez kişilerde, her gün fiziksel olarak aktif olmak amaçlanmaktadır. Enerji harcaması kişinin vücut ağırlığı ve aktivite şiddetine göre değişir. Bunun uzmanlarca ayarlanması uygundur” dedi.