Isparta’da bir dönem binlerce ailenin geçim kaynağı olan halı dokumacılığı yerini minyatür halıya bıraktı.
Somut olmayan kültürel miras il ve ulusal envanterine kaydedilen Isparta minyatür halı dokumacılığı, birçok şehre de ilham oldu.
Halı dokumacısı İhsan Akkuş, “Türkiye’nin birçok ilinde Isparta’dan temin edilen malzemelerle minyatür halı dokunuyor” dedi.
Gül ve lavanta ile adını duyuran Isparta, el dokuması halı denilince de akla ilk gelen yer. Isparta’da 12’nci yüzyılda başlayan halı dokumacılığı, zamanla Avrupa, Uzak Doğu ve Arap ülkelerinden oldukça yoğun talep gördü. Kentte bir dönem neredeyse her evde bulunan halı tezgahları, teknolojinin gelişmesiyle birlikte ortadan kalktı. Eski günlerini arayan Isparta halısı, 1970’li yıllarda kentte başlayan minyatür halıcılık ile yoluna devam ediyor. Kaliteli iplerden üretilen minyatür halılar, hediyelik eşya olarak kullanılıyor. Her motifin işlenebildiği minyatür halılar, bir marka haline dönüştü. Minyatür halı dokumacılığı marka değeriyle geliştirilmeyi bekliyor.
Somut olmayan kültürel miras envanterine kaydedildi
Isparta minyatür halı dokumacılığı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucunda somut olmayan kültürel miras il ve ulusal envanterine kaydedildi. Bu gelişme halı dokumacılığında adından söz ettiren Isparta’nın marka değerine yenisini ekledi.
“Isparta dokunabilecek her halının merkezi”
Halı dokumacısı İhsan Akkuş, 12’inci yüzyıldan bu yana Isparta ve çevresinde halı dokumacılığı olduğunu belirtti. Bu dönemde dokunan halıların ‘Batı Anadolu Türkmen Halıları’ olarak adlandırıldığını ifade eden Akkuş, “Ama 1800’li yılların sonunda kumpanya döneminde İzmir limanından ihraç edilmek üzere dokunan halılar Isparta halısını daha ön plana çıkardı. Cumhuriyet döneminde de Sümer halının kurulması, Türkiye’de dokunan tüm halıların burada olması ve buradan yayılması Isparta ahalinin ve halısının önemini arttırdı.
Teknolojinin çıktığı 1980’lere kadar Isparta halısı Türkiye’nin her bir evine neredeyse dokundu ve gönderildi. Isparta’nın bir halıcılık ve dokuma kültürü var. Isparta dokunabilecek her halının merkezi diyebiliriz. Isparta’da ipek halısı kursları açarak, ipek dahi dokuduk” dedi.
“Rekabet etme şansımız yoktu”
Isparta halısının teknolojik halılarla rekabet etme şansı olmadığına değinen Akkuş, ithal halıların da kentteki halıcılığı olumsuz etkilediğini söyledi. Akkuş, “Onlarla rekabet etme şansımız maalesef yoktu. Arz talep dengesi de değişti. Daha modern, daha yorucu olmayan, daha kullanışı kolay halılar isteniyordu. Bu şekilde olması Isparta halısına olan talebi azalttı. Talep olmayınca siz de üretmiyorsunuz. İmalatçılar da talep olan halıları dokudular. Halıcılık kültürünü kullanarak üretim yaptılar. Şu anda çok az köylerde, kenar mahallelerde dokunan halılar var. Ama sipariş odaklı dokunuyor. Sipariş olursa Isparta halısı dokuyoruz” diye konuştu.
“Diğer illerde Isparta’dan temin edilen ürünlerle minyatür halı dokunuyor”
Halıcılık kültüründen yola çıkarak 1970’li yıllarda minyatür halıcılığın ortaya çıktığını ve bunun Isparta ile özdeşleştiğini kaydeden İhsan Akkuş, minyatür halının kentte en çok dokunan halı konumuna geldiğini belirtti. Minyatür halıların hediyelik eşya olarak kullanıldığını söyleyen Akkuş, Biz kültürümüzü kullanarak halı dokuyoruz fakat halı olarak değil minyatür olarak dokuyoruz. Üzerine isim yazılabiliyor, logo yapılabiliyor. Biz bu işi hediyelik emtia haline dönüştürdük. Türkiye’nin birçok ilinde Isparta’dan temin edilen malzemelerle minyatür halı dokunuyor. Biz burada motiflerde Isparta gülü ve lavantasını kullanırken, diğer illerde kendi yörelerine özgü motifleri kullanıyorlar. Isparta halısı artık yaygı olmaktan çıktı hediyelik ürün haline dönüştü. Altımıza serdiğimiz halılardan değil minyatür halılara dönüştü diyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Minyatür halıcılık geliştirilmeli”
Minyatür halıcılığın geliştirilmesi gerektiğine değinen Akkuş, “Yaygı halısını veya minyatür halı gibi katma değer oluşturabilecek halıları yine yapabiliriz. Bunun çok da istihdam sağlayacağı kanısındayım. Çünkü bizim sektörümüz çok düşük maliyetlerle çok fazla istihdam alanı sağlayabilen bir sektör” dedi.
“Minyatür bir halı 7-8 bin düğümden oluşuyor”
El Dokumacılığı Usta Öğreticisi Keziban Bingöl, minyatür halı dokumanın ilk başlayanlara zor geldiğini ancak zamanla alışıldığını belirtti. Halının dokuma aşamalarını anlatan Bingöl, “Halımızı önce ip olarak alıyoruz, çözgü dediğimiz materyalimizi pamuk ipten yapıyoruz. Minyatüre önce çözgü çözerek başlıyoruz. Daha sonra dokuyacağımız desenlerimizi belirliyoruz. Çözgümüzü tezgaha aktarıp dokumaya başlıyoruz. Normal boy minyatür bir halı 101 tel ve 75-80 sıradan oluşabiliyor. Bu da 7 bin 500-8 bin düğümden oluşan minyatür bir halı oluyor. Dokunan halıları çıkarıp küçük tezgahlara monte ediyoruz. İsteyen kişilere bu şekilde paketleyip gönderiyoruz” dedi.Bingöl, standart bir minyatür halının 1-2 gün içerisinde dokunabildiğini sözlerine ekledi.
Somut Olmayan Kültürel Miras Unvanı Aldı
Somut Olmayan Kültürel Miras Unvanı Aldı
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.