Tarık Söyleyici'den Önemli Açıklamalar
Akdeniz Bölgesi’nin seçkin teknik adamlarından Tarık Söyleyici, adeta ders verici nitelikte açıklamalarda bulundu
Başta Antalyaspor olmak üzere bölgenin profesyonel ekiplerini tek tek değerlendiren Söyleyici, “Savaşlar askerlerle kazanılır, Albaylar’la değil” diyerek yerli genç futbolculara sahip çıkılmasını istedi.
Ispartaspor’da futbolculuğunda 1, teknik adamlığında 2 kez şampiyonluk yaşayan şehri bütünleştirmesiyle ve başarılarıyla “İmparator” diye tribünde anılan Tarık Söyleyici ile Akdeniz futbolunu değerlendirdik.
Türkiye’deki en iyi 40-50 teknik adam içerisinde yer alan ve Akdeniz Bölgesi’nin PURO lisanslı tek teknik direktörü olan Söyleyici, önemli konulara değindi. Isparta’mızın evladı Tarık Hoca, başta Antalyaspor olmak üzere bölgenin profesyonel ekiplerini tek tek Muhabirimiz Necati Üretme'ye değerlendirdi.
Söyleyici, “Savaşlar askerlerle kazanılır, Albaylar’la değil” diyerek yerli genç futbolculara sahip çıkılmasını istedi. Söyleyici, yabancı futbolcu sayısının 3’ü geçmemesi gerektiğini savundu. Galatasaray örneğini veren deneyimli teknik adam, “UEFA kazanılırken Galatasaray 3 yabancıyla şampiyon oldu. Yabancı sayısı o zaman 3’tü” dedi.
"BÖLGE FUTBOLUNDAKİ DURUM VAHİM”
İşte PURO lisans sahibi Deneyimli Teknik Adam Tarık Söyleyici’nin açıklamaları:
“Aslında genel anlamda bakıldığı zaman Türk futbolu düşüş içerisinde. Tabii ki bunun bir çok nedenleri var. 3 Temmuz’dan beri yaşananlar bu işin tuzu biberi oldu. İnsanlarımız adeta futboldan soğudular. Yerel, bölgesel ve Türk futbolu anlamında samimi futbol heyecanının insanlarımız büyük ölçüde kaybettiler. Bölge futboluna bakıldığı zaman durum her anlamda daha vahim. Kamuoyunda neredeyse konuşulmayan futbol ve takımlarımız bölgedeki süper lig takımlarından Medical Park Antalyaspor başta olmak kaideyle Denizli, Konya, Afyonkarahisar, Fethiye, Alanya neredeyse boş tribüne oynanan maçlar içimizi sızlatıyor. Tabii ki bunların bir çok nedeni var. Bunları şöyle sıralayacak olursak.
-Sık sık yapılan olağan ve olağanüstü kongreler,
-Sürekli değişen başkan ve yönetimler,
- Hayali yapılan bütçeler,
- Fiziki ve teknik altyapının ve kurumlaşmanın oturtulamaması,
- Plan ve projelerin uzun vadede ve devamlının sağlanamaması,
- Ve de en önemlisi iyi araştırılmadan hatır gönülle, siyasi torpille veya menajerlerin şişirmesiyle gelen teknik adamlar ve futbolcular, futbolumuza ve kulüplerimize büyük zararlar vermişlerdir.
“BU SONUÇLAR TESADÜF DEĞİLDİR”
Maalesef bundan da gerekli dersler alınamamış ki yaprak dökümleri devam etmektedir. Kütahyaspor, Uşakspor, Burdurspor, Ispartaspor profesyonel ligleri şimdilerde tarih olurken bunlara Afyonkarahisarspor’un da eklenmesi bir tesadüf değildir. Bu yaprak dökümleri yukarıdaki sıraladığım acı gerçeklerin bir sonucudur. Tedbirler alınmazsa, hatalardan dönülmezse bölgedeki çınarlar birer birer devrilmeye devam edecektir.
Bölgemizdeki Süper Lig takımı Medical Park Antalyaspor’dan başlayacak olursak: Yatıp kalkıp bu yıl ki Play-Off sistemine dua etmelidirler. Eğer tanrının bir lütfüdür Süper Lig bu yıl bu statüde oynanmasaydı Antalyaspor küme düşmüştü. Sivasspor kendi başarısı için Samsun’u Samsun’da yendi ve böylece Antalyaspor Süper Lig’de kalmış oldu. Türkiye’nin en fazla çim sahalarına sahip olan Antalya’nın çok büyük amatör ve genç futbolcu potansiyeline sahip olmasına rağmen oynatılabildiği bir tane yerli futbolcusu yok. Peki Antalya’nın mahallesi, beldelisi, kazalısı takımlarında hiç değilse birkaç öz çocuğunun oynamazsa Antalyaspor’u nasıl benimseyecekler? Asla benimsemezler.
“BURAK YILMAZ BUGÜN TÜRK FUTBOLUN STARI, ALTYAPI İÇİN İYİ BİR ÖRNEK”
Kaleci Ömer, Ali Tandoğan, Deniz Barış, Uğur İnceman, Sinan Kaloğlu, Jaja, Sedat, Ali Turan, İbrahim Dağaşan ve Mehmet Yılmaz bunlar başarıya doymuş futbolcu tipleri. Mutlaka geçmişte başarılılardı. Ama artık Antalyaspor’a onların vereceği çok şeyler yoktu. Bunların hepsinin bir arada bulunmasının yanlış bir tercih olduğunu görüyoruz. Bunlar paralarını kazanırlar. Dünya cenneti Antalya’da tatillerini yaparlar ve Antalyaspor’a da çok şeyler veremeden giderler. Sonuç ortada. Sivasspor, kendi başarısı için Samsunspor’u yenmeseydi maalesef bugün Antalyaspor Süper Lig’de kalamayacaktı. Mutlaka tecrübeli futbolculara da ihtiyaç var. Yararlı olanlara saygımız sonsuz. Ama unutulmamalı ki savaşlar hiçbir zaman Albaylarla kazanılmaz. Takımlarımızın çoğunluğu askerlerden oluşmalıdır. Günümüzün futbolunda koşmayana asla ekmek yok.
Son Fenerbahçe-Galatasaray maçında Semih Şentürk’ün durumunu tüm Türkiye gördü. Söze Antalyaspor’dan bahsetmişken elinde bir tane Türk futboluna kazandıracağı ve para kazanacağı futbolcusu yok. Önümüzdeki sezona iskeletini oluşturabilecek yeterli gençleri de yok. O zaman Antalyaspor’un karnesi ortada. İyi ki Sivas vardı Antalyaspor bugün ligde kaldı. Biz orada 2003-2004 Futbol Sezonu’nda görev yaparken takım Bank Asya Ligi’nde küme düşüyordu. Bizi göreve getirdiklerinde sondan 2. sırada idilerdi. Gittik o takımı hem kurtardığımız gibi derece yaptırdık hem de daha da önemlisi Burak Yılmaz, Tuğçin, Eren ve Mustafa gibi yerli gençleri takımda direkt oynattık. Burak Yılmaz bugün Türk futbolunun starı. Bunu şunun için anlatıyorum. Bizim herhangi bir reklama ihtiyacımız yok. Ama başarıdaki sürekliliğin kriterlerinin en önemlisi mutlaka o şehrin, o bölgenin, o kazanın çocuklarından takıma monte edilmesidir.
“İYİ YÖNETİM VAR, KARŞILIĞINDA SPORTİF BAŞARI YOK”
Diğer taraftan Alanyaspor’u ele aldığımızda tarihinin en iyi yönetimlerinden birine sahip. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun kardeşi Hasan Çavuşoğlu önderliğinde güçlü bir yönetimleri var. Kulübün ekonomisi iyi. Siyasi güç arkalarında. Ama bahsettiğim gibi Ankara’dan siyasi hatır gönülle gönderilen menajerler, teknik heyetler, futbolcular durum ortada. Ligde zor ayakta kalabildiler. Orada oynatılabilen bir tane öz kaynaklardan gelen futbolcu yok.
“SAATÇİ’YLE NEREYE KADAR?”
Geçiyorum Fethiyespor’a: Belediye Başkanı Behçet Saatçi, yıllardır onun gayretleriyle ayakta duran bir Fethiyespor var. Fethiye Stadı ışıklandırıldı, tesislerine kavuşturuldu. Her yıl şampiyonluğa oynayan bütçeleri hazırlıyorlar. Ama sonuç hep aynı. Fethiyespor imkanlarına göre çoktan bir üst lige çıkmalıydı. Orada da ne bir yerli teknik adam ne bir yerli oyuncu kazandırılmadı. Belediye Başkanı Behçet Saatçi nereye kadar varsa Fethiyespor’da oraya kadar şimdilik var görünüyor. Aslında Akdeniz Bölgesi ırk olarak atletik yapılı, sporu müsait bir özelliğe sahip gençlerimizden oluşuyor. Türkiye’de spora en müsait insanlar sahilde yetişen gençlerdir.
“TAKIM YAŞAMASINDA ŞEHİRLERİN SANAYİSİ BAŞROL OYNUYOR”
Bölgemizdeki Denizlispor. Denizli kentinin sanayideki büyük hamlesiyle iyi çıkışlar yaptı. Ne zaman tekstil sektörü krize girdi, Denizlispor’da asansör misali geriye düştü. Ama gene de kulüp yapılanması itibariyle bu işi iyi ve doğru yapmaya çalışan kulüplerimizden. Tesisi, gelir kaynakları, altyapısı, izleme heyetleriyle çevre kulüplere göre daha doğru yolda. Tek sorunu Süper Lig’den gelen büyük borçlarının olması Denizlispor’un büyük handikabı. Herşeye rağmen bölge çocuklarına şans veren kulüplerimizden.
“POTANSİYEL BÜYÜK, BORÇLAR BÜYÜK BİR HANDİKAP"
Konyaspor’a gelince merkez nüfusunun 1 milyonu geçmesi, sanayi kenti olması, büyük şehir belediye olması, Konyaspor için büyük bir şans. Ama kurumlaşamaması, altyapısının tam anlamıyla oturtulamaması büyük bir handikap. Herşeye rağmen Ali Dere isimli yerli bir çocuğu direkt oynatmaları, arkadan gelecek Konyalı gençler için iyi bir hedef. Onların da en büyük kamburu Süper Lig’den gelen çok büyük borçlarının olması.
“HATALARDAN DERS ALINMALI”
Uşakspor’a, Kütahyaspor’a, Burdurspor’a ve Ispartaspor’umuzun durumları belli. Şu an amatör ligdeler. Birde bunlara Afyonkarahisar eklendi. Tabii ki yazımın başlangıcında da söylediğim gibi geçmişteki yapılan hatalara dur denilmezse Türk futbolu zaten düşüş içinde bölge futbolumuz buna ilaveten büyük bir çöküş içerisinde. Hatalardan ders alınmazsa bölgedeki diğer illerin de akıbetini futbolda iyi görmüyorum.
“EMRESPOR İYİ BİR İŞ BAŞARDI”
Gelelim bizim geçen seneki Bölgesel Lig’deki temsilcilerimize: Emrespor’u tebrik ediyorum. İyi bir işi başardılar. Başkanından, yönetimine, teknik heyetine ve futbolcularını kutluyorum. Bu arada diğer iki takımımız Ispartaspor, Özel İdarespor centilmenlik ve güzel bir dayanışma içerisinde geçtiğimiz sezon BAL’a renk kattılar. Ispartaspor ve Özel İdarespor, Emrespor’a rakip olacak takımları mağlup ederek onun önünü açmış oldular. Ama burada aşağı yukarı 3 takıma 60-70 tane dışarıdan oyuncu transferleri yapıldı. 1.5 trilyon 3 takım para harcandı. Bence bu rakam çok düşündürücü.
“BAŞARIDAKİ DEVAMLILIĞIN ANAHTARI: ÖZ KAYNAKLAR”
Bana göre bu işi burada götürebilecek kendi futbolcularımız fazlasıyla vardı. Ben buradan şunu açık yüreklilikle itiraf etmek istiyorum ki: Geçmişte bir çok teknik adam Ispartaspor’un 2. Lig’de iken 3. Lig’de şampiyon olurken bu neden dolayı eleştirildi. Bunda da en fazla eleştiriye uğrayan bendim. Eleştirilere de her zaman saygıyla yaklaştım. Ama görüyorum ki 3. Lig’de şampiyon yaptığım sezonlarda da 2. Lig’de de zirveye oynattığım ve hep üst sıralarda oynattığım yıllarda da Allah’a şükür ki Ispartasporumuzda bir kısım yerli çocuklarımıza cesaretlerle görevler vermişim. Bazı isimleri hatırlayacak olursak Ercan, Hakan, Derya, Nasuh, Hüseyin Ayköse, Hüseyin Usku, Kaleci Yıldırım, Kaleci Kamil, Yılmaz Öztek, Ali Özdoğan, Fatih Bozbaş, Kamil, Mehmet Dinçer, İbrahim, Murat, Kaleci Hamza, Hasan Kırmızıgül, Bülent, Hasan Apaydın ve daha ismini hatırlayamadığım bir çok gencimizi 3. Lig’de şampiyon olurken ve 2. Lig’de hedefe koşarken kıyasıya mücadeleler içerisinde bu kendi çocuklarımıza görev verme yürekliliğini göstermiş olmaktan dolayı bugün çok büyük mutluluk duyuyorum. Gözümden kaçıp değerlendiremediklerimde olmuş olabilir.
“GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ, TARAFTARLAR GERÇEĞİ GÖRDÜ”
Geçtiğimiz sezon BAL’da (Bölgesel Amatör Lig’de) oynayan Emrespor, Özel İdarespor ve Ispartaspor’da birkaç kişinin dışında doğru, dürüst yerli bir futbolcu oynatamayan takımlarımızı izleyen taraftarlar yıl boyunca Tarık Hocam, ‘Geçmişte sizi haksız yere zaman zaman eleştirdik. Halbuki siz Ispartasporumuz profesyonel ligde, sizin dönemlerinizde çok başarılı olmanızla birlikte kendi yerli çocuklarımızı da oynattın. Bunları hep biliyoruz. Bugün BAL’da oynatılamayan yerli oyuncuları görünce size ne kadar haksızlık yaptığımızı şimdi çok iyi anlıyoruz. Hocam hakkınızı helal edin’ demişlerdir.
“EKİBİMDE HEP YERLİLİLERİ TERCİH ETTİ"
Bunun yanında teknik adamlığa başladığımdan bugüne kadar sadece kendi genç futbolcularımıza eğilmekte kalmadım. Yardımcılarımızı da hep Isparta’mızdan tercih ettim. Onları da teknik adamlığı kazandırmış oldum. Sedat Hoca, Nasuh Hoca, Derya Hoca, Öncel Hoca, Ercan Hoca, Hakan Hoca ile birlikte şampiyonluklar ve başarılar yakaladığımız mesai arkadaşlarım oldular. Kendileriyle birlikte çok önemli Isparta ve Isparta dışı kulüplerde memleketimizi en iyi şekilde temsil ettik. Ben özellikle şunu vurgulamadan geçemeyeceğim: Isparta’mızın dışında tüm Türkiye’de Türk futbolunda hep tanıtım aracı oldum. Isparta’mızın adını gururla her tarafta taşıyarak ilimizin tanıtım elçisi oldum. Unutamayacağım anekdotlardan bir tanesi gerek futbolcu, gerekse teknik adam olarak gittiğim tüm illerde ve müsabakalarda taraftarlar, futbolcu ve Tarık hoca demezler, ‘Isparta’nın gülü’ diye bağırırlardı. Şu an teknik adamlıkta en olgun, en verimli çağımdayım. Daha önümde teknik adam olarak görev yapacak uzun yıllar var. Puro lisans kursundan sonra da aldığım yepyeni bilgilerle kişiliğime ve kariyerime uygun görevleri Türk futbolunda Allah’ın izniyle yerine getireceğim.”
Necati ÜRETME