Yunus Özler Yazdı: 'Gerçek Lig Şimdi Başlıyor'
ISPARTA Gazetesi Spor Müdürü Yunus Özler Yazdı: 'Gerçek Lig Şimdi Başlıyor'
Isparta’mızın profesyonel liglerdeki tek temsilcimiz Emrespor mücadele ettiği 3. Lig 3. Gruptaki 5. Maçını geride bıraktı.
Geçen 5 haftada takımı izledim ancak bu zamana kadar herhangi bir yorum yapmadım. Çünkü, belki eksik gördüğüm yerler düzelir, eleştirisel durumlar ortadan kalkar diye. Ancak, gördüm ki hiç öyle bir durum yok. Takım bildiğini okuyor.
Dost acı söyler derler ya işte ben o acı gerçekleri yazacağım ve şimdi sizlere bunları tek tek anlatacağım. Bu eleştirilerim takıma zarar vermek değil, aksine takımın yaptığı yanlışları görerek daha iyi duruma gelmesi içindir. Bunu özellikle belirtmek istiyorum. Öncelikle şunu söylemek isterim ki, Emrespor için lig asıl şimdi başlıyor. Kırmızı – Siyahlılar bu zamana kadar çoğunluğunu doğu ekiplerinin oluşturduğu ve lisans bedellerini Federasyona yatıramadıkları için sahaya genç ekiple çıkan takımlardan oluşuyordu. Kısacası, 2008’de Ispartaspor’da yaşadığımız olaylar şimdi o takımlarda yaşanıyordu.
Evet, değerlendirmelerime Emrespor’un ilk hafta oynadığı Kocaelispor maçıyla başlamak istiyorum. Emrespor, kur’alar çekilip ilk hafta Kocaelispor ile eşleştiğini öğrendiğimizde belki biraz çekindik. ‘Yılların takımı bu. Bir zamanlar şimdiki Süper Lig olan o dönemdeki 1. Ligde büyük takımlara bile kök söktüren bir takım’ dedik. Ancak, takım Isparta’ya geldiğinde ve Emrespor’un karşısına çıktığında durumun hiç de öyle olmadığını gördük. Yılların takımı büyük bir hezeyan yaşayarak 1. Ligden 2. Lige, 2. Ligden de 3. Lige düşmüş ve adeta eriyip gitmişti. Emrespor karşısında ise hiçbir varlık gösteremediler. Maçın golsüz berabere bitmesinin sebebi de rakip Kocaelispor’un güçlü olduğundan değil, Emrespor’un gol yollarında büyük beceriksizlikler yaşadığından kaynaklandı. Nitekim bu maçta sezona kendi saha ve seyircimizin önünde olma imkanına rağmen 2 altın puan yok olup gitti ve sezona 3 puanla girilemedi.
Emrespor ligin ikinci haftasında Trabzon ekibi Arsinspor’a deplasmanda 72. Dakikada yediği olle 1 – 0 mağlup olarak ligdeki ilk mağlubiyetini aldı. Gelelim 3. Hafta oynanan Diyarbakırspor maçına. Bu maç, Emrespor’da düzelmek yerine Kocaelispor maçındaki sorunların giderek arttığını bariz şekilde ortaya koydu. Ortaya konulan futbol maçı izlemeye gelenlere adeta saç – baş yoldurdu.
Bu noktada kalecisinden Teknik Sorumlusuna kadar herkesin sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Zira bu maçta Diyarbakırspor’un ‘baskı yapalım gol atalım’ diye bir derdi yoktu. Emrespor kalesine gelmemek için uğraşıyordu. Ama, tüm bu imkanlara ve Emrespor’un da kendi saha ve seyircisi önünde oynama imkanına rağmen ‘şu rakibin karşısında üstün oynayalım güzel bir futbol ve skorla sahadan ayrılalım’ düşüncesi yoktu.
Bu maçta Diyarbakırspor adeta Emrespor’a ‘gel at’ diye golü ikram etti ama Emrespor bunu yapmadı veya yapamadı. Rakip, baktı ki Emrespor’un gol atacak hali yok ‘bari kendimize atalım’ der gibi golü kendi kalelerine attılar. Zaten, maç sonuna kadar Emrespor rakibin kendi kalesine attığı golün dışında başka gol atma becerisini de gösteremedi ve maç Diyarbakırspor’un kendi kalesine attığı golle sona erdi. Bu maçta futbolcular hiçbir sorumluluk almadılar. Ben Teknik Sorumlu’dan şunu talep ediyorum. Lütfen bu takıma ‘Şut’ çekmesini öğret. Çünkü, bırakın ceza sahasını Altıpas içinde bile futbolcu önündeki topu ağlara göndermek yerine rakip futbolcunun tuttuğu rakibine pas olarak veriyor. Bu kadar da olmaz ya. Emrespor, Diyarbakırspor karşısında ne yaptığını bilmeyen, organize oynayamayan, atakların cılız olduğu hatta kaleye şut atılmadığı bir maç oldu. Kısacası Emrespor, Diyarbakır maçındaki futbolu ile ilerisi için ümit vermedi. Emrespor’un Teknik Sorumlusu Hakan Şimşek 1990’lı yıllardanberi arkadaşımdır, dostumdur. Kendisini de çok severim.
Ancak, ben takımın böyle bir futbol ortaya koymasını şöyle değerlendiriyorum. Futbolcular ya Teknik Sorumlu Hakan Şimşek’in verdiği galibiyeti hatta farklı galibiyeti getirecek takdikleri iyi uygulamıyor veya uygulayamıyor. Ya da, Hakan Şimşek takıma iyi taktik veremiyor. Eğer birincisi ise bu takım Kulübün Sportif Direktörü tarafından 3. Ligi kaldıracak kaliteli bir takım oluşturulmamış demektir. Eğer ikincisi ise Hakan Şimşek bu ligi kaldıracak bir Teknik Sorumlu değil demektir.
Öte yandan Emrespor’un deplasmanda aldığı skorlar bize iki sonucu ortaya koyuyor. Birincisi Emrespor, deplasmanda kendi saha ve seyircisi önünde oynadığı futboldan daha iyi futbol oynuyor. İkincisi ise, zayıf rakiplerle oynadığı için böyle oluyor. Bunda ikinci şık daha ağır basıyor. Çünkü, Emrespor önceki hafta deplasmanda oynadığı Elazığ Belediyespor maçında 3 – 0 öne geçme başarısını gösterdi. Bir şeyi başarmak, ancak onu aynı şekilde sonuçlandırmakla mümkün olur. Bir maçta 3 – 0 gibi ciddi bir skor üstünlüğü yakalayıp bunu maç sonuna kadar koruyamamak da takımda büyük sıkıntılar olduğunu ortaya koyar. Önemli olan maçı yakalanan en yüksek skorla tamamlayabilmektir. Tüm bunlara rağmen 3 – 3’lük beraberliğin ‘Hiç yoktan iyi’ olduğunu düşünüyorum.
Gelelim geçtiğimiz Pazar günü Emrespor’un kendi saha ve seyircisi önünde oynadığı Mardinspor maçına. Sporseverler skora bakıp da sakın Emrespor’un çok güzel futbol oynadığını ve rakibini sahasına hapsedip bu farklı skoru elde ettiğini düşünmesin. Hatta, ben bu farklı skora fark da demiyorum ve Emrespor’un rakibine 6, hatta 7 gol atması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, bu zamana kadar oynadığı maçlarda rakiplerinin 6 – 0, 7 – 0 mağlup ettiği bir takımı Emrespor zor da olsa 3 – 0 ancak yenebilmiştir. Rakibin daha 1 – 0 mağlup olduğu bir maç yok. Hepsi de farklı mağlubiyetler ve 5 maçta 24 gol yemiş. Böylesine zayıf bir rakipti yani.
Rakip Mardinspor Federasyona lisans ücretini ödeyemediği için sahaya gençlerle yani paf takımıyla çıkan bir ekip. Emrespor bu maçta daha birinci dakikadan itibaren vasat, hatta vasatın da altında futbol oynadı. Bunda gücünün ancak bu kadar olduğunu gösterme durumu da olabilir. Rakibini küçümsediği için de olabilir. Bu takımın kendi bileceği bir iştir. Kırmızı – Siyahlılar sanki maça galipmiş gibi başladılar. İkinci yarı rakip Mardinspor tamamen kendi sahasına çekildi ve takımda gol atma adına forvet diye bir şey kalmadı. Bir defa bile Emrespor kalesine gelmediler.
Ben, Emrespor’u kadro kalitesi vasat, futbol kalitesi vasat bir takım olarak gördüm. Takım bu anlayıştan bir an önce kurtulmalı veya kurtarılmalıdır. Zira, her maç bu zamana kadar oynadığımız maçlar gibi kolay olmaz, olmayacaktır da. Daha güzel futbol oynayan, takım kalitesi yüksek ekiplerle karşılaşacağımız maçlar gelecek. Bu gerçek asla göz ardı edilmemelidir. Bence, Emrespor’un maçını yöneten hakemler kariyerlerinin en rahat maçlarını yönetiyorlardır. Bu futbolla Emrespor’u gerçekten zor günler bekliyor.
Evet, değerli sporseverler Emrespor’un bu zamana kadar oynadığı maçlar çoğunluğunu doğu ekiplerinin oluşturduğu son derece zayıf takımlardan oluşuyordu. oynadı. Dolayısıyla sahadan bırakın galip ayrılmayı farklı skorlarla ayrılıp averajını yükseltmesi gerekiyordu. Ancak, bu başarılamadı. Bana göre Emrespor için lig başında kendisine sunulan bonuslar artık bitti. Şimdi, ciddi ekiplerle oynayacak. Keşke olmasın diyorum ama bu futbol kalitesi ile bu takım güçlü rakiplerinden fark yer diye düşünüyorum. İşte biraz önce bahsettiğim ‘fark atmalıydı, averajını yükseltmeliydi’ dediğim konu burada lazım olacak. Çünkü, fark yediğin zaman averajın dağılır ve fark atamadığın maçları mumla ararsın. Ama fark atılabilmiş olunsaydı o artı averaj farklı mağlubiyetlerden gelebilecek eksi averajı karşılar ve olumsuzluk yaşanmaz. Bu da takımı ayakta tutar.
Son olarak şunu söyleyeyim ki, Emrespor, ligde olağanüstü bir durum olmazsa ve bu şekilde sürerse ligde kalır. Bu çok iyi futbol oynadığından değildir. Kendisinden çok kötü veya güçsüz takımların grupta olmasından dolayıdır. Yani, Emrespor şuanda grupta kötünün iyisi durumundadır. Eğer takımın futbol kalitesini yükseltirse şampiyonluğa bile oynayabilir. Çünkü, şuanda lider ile arasındaki puan farkı 8. Bu 3 puanlık sistemde kapatılmayacak bir fark değildir. Yeterki takım kaliteli futbol oynasın ve şu önümüzdeki zorlu maçları kazanmasını bilsin.
Yıllardır sporun ve spor camiasının içinde olan birisi olarak şunu çok iyi biliyorum ki, Ispartalı sporseverler, skora büyük önem verirler. Emrespor maçları kazanmaya devam ettikçe Atatürk Stadyumundaki tribünler de her geçen gün daha da dolacaktır. Ama, düşünmek bile istemiyorum kötü sonuçlar da alınırsa stadyumdaki izleyici sayısı 200’lere, hatta 100’lere kadar düşecektir. Bu da zaten takımın bittiğinin göstergesi olur.
Ben, Isparta Atatürk Stadyumunda 10 bin kişinin de maça geldiğini tribünleri tıklım tıklım doldurduğunu da gördüm. Emniyet mensuplarının seyircilerden daha fazla olduğu günleri de gördüm. İnşaallah Emrespor için ikincisi olmaz. Emrespor’un grupta şampiyonluğa oynadığı günleri görmek dileğiyle...
Saygılarımla…