Borçluya İyi Alacaklıya Kötü Haber
17 Aralık’tan bu yana dolar kurunda yaşanan yüzde 14’lik artış iş dünyasının bir numaralı gündem maddesi olmuş durumda.
Benzer sorular dövizle borçlanan geniş bir borçlu kesiminin de gündemde. Ancak uzmanlar borçluları sevindirecek kritik bir ayrıntıya dikkat çekiyor. Buna göre, aşırı ödeme güçlüğüne düşen borçlular sözleşmelerinin yeni kur düzenine göre revize edilmesini isteyebilir.
Ancak, alacaklılar, kurun düşmesi durumunda, zarara uğradıkları gerekçesiyle, sözleşmenin yeniden düzenlenmesine isteyemiyor. Türk Borçlar Kanunu’nun 138 inci maddesinde yer alan ‘aşırı ifa güçlüğü’ (ödeme güçlüğü) ibaresine göre borcun çeşitli nedenlerle aşırı değişimi durumunda sözleşme iki taraf arasında yeniden düzenlenebiliyor.
Avukat Tarkan Erdal söz konusu olan 138. maddenin borçlar kanununa yeni girdiğini belirterek, “ 138. Madde yeni borçlar kanununda düzenlendi. Düzenlemeleri İsviçre’den aldık. Söz konusu maddeye göre borçlular borçlarının kurdaki aşırı artışa bağlı olarak düzenlenmesi için mahkeme kanalıyla sözleşmelerinde düzenleme isteyebiliyor. Fakat kurun düşmesi durumunda alacaklı olan kişilerin böyle bir şey isteme hakkı yok. Burada bir sıkıntı var” diye konuştu.
Anılan sorunu bir örnekle açıklayan Erdal, “Örnek olarak dolar kuru 1.90 seviyesindeyken evini kiraya veren kişi, kur 1.70’e düşerse aldığı kirayla ilgili olarak ‘aşırı ifa güçlüğü’nün tersi bir durumdan dolayı mahkemeye başvuramaz” ifadelerini kullandı.
Sadece kur yükseldiği için borçluların lehine mahkemelerin karar vermeyebileceğini vurgulayan Erdal, “Hakim, sadece kur yüzünden sözleşmelere müdahale etmeyebilir. Özellikle ticari davalarda tarafların iş dünyasında olmaları nedeniyle ‘kur konusundaki riskleri bilmeleri gerekir’ diye düşünebiliyor mahkeme veya Yargıtay” diye konuştu.
BORÇLU LEHİNE KARAR ÇIKABİLİR
Avukat Umut Metin ise ‘aşırı ifa güçlüğü’ konusunda söz konusu anlaşmazlık iki şirket arasındaysa mahkemelerin genel olarak borçlunun lehinde karar almadığını söylüyor. Konuyla ilgili olarak hurriyet.com.tr’ye konuşan Metin, mahkemede borcunu kur yüzünden ödeyemeyen vatandaşın lehine karar çıkabildiğini belirtiyor.
Metin söz konusu durumla ilgili olarak, “ Borçlu olan vatandaş ev kirasına başladığı zaman dolar kuru 1.9’ken kısa bir süre sonra kur 2.3’e çıktığında mahkemeye başvurabilir. Ve iki tarafı da dinleyen mahkeme ortak bir dolar kuru belirler. Örnek olarak kur 2.1’e sabitlenebilir. Burada malın gerçek değerinin tespiti de önemlidir. Alacaklılar da mahkeme tarafından gözetilmek durumundadır” diye konuştu.
DAVA AÇMA HAKKI VAR
Avukat Gülşen Orman Çakar, Yargıtay’ın ödeme güçlüğü çekilen durumlarda borçlu lehine kararlar çıktığına işaret ederek “Borçlar Kanunu'muzda yer alan aşırı ifa güçlüğü maddesi, son zamanlarda dolar kurunun birden bire ve beklenenin de üzerinde artması ile uygulama alanı bulmaktadır.
Aşırı ifa güçlüğü durumunda, yapılması gereken iş; borçlular tarafından sözleşmenin değişen şartlara uyarlaması davası açılmasıdır. Çünkü ilk borçlanılan dolar ile borcun ödenme günündeki dolar arasındaki fahiş fark bize bu davayı açma hakkını vermekte.
Mahkemeler de Medeni Kanunu' muzun 2. maddesi gereği dürüstlük kuralı doğrultusunda ülkemizin de içinde bulunduğu ekonomik durumu dikkate alarak, enflasyon ve devalüasyon doğrultusunda sözleşmeleri uyarlayıp yorumlar ve taraflara sağladığı hak ve yararları da değerlendirir. Kira sözleşmeleri ve borçlar hukuku anlamında diğer tüm borçlandırıcı işlemler için uyarlama mümkündür” şeklinde konuştu