Gereksiz antibiyotik kullanmayın!
Vücutta hastalık yapan mikrop ortadan tamamen kaldırılmaz ise, mikrop arka plana, cephe gerisine çekilir ve silahlanır
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Semra Çalangu, gereksiz antibiyotik kullanımının, bakteri ve virüslerde direnç göstermeye sebep olduğunu belirterek, "Vücutta hastalık yapan mikrop ortadan tamamen kaldırılmaz ise, mikrop arka plana, cephe gerisine çekilir ve silahlanır" diye konuştu.
Antalya'nın Manavgat ilçesinde Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği tarafından düzenlenen 12. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Side bölgesindeki Starlight Otel'de devam ediyor. Kongreye katılan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı üyesi Prof. Dr. Semra Çalangu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Doktorların hastalarına az zaman ayırdığını savunan Prof. Dr. Semra Çalangu, "Sağlık sistemimizdeki son gelişmeler, doktorların hastalara daha da az zaman ayırması şeklinde bir sistem uyguluyor. En fazla hastalara zaman ayırabildiğimiz muayenehanelerde sanırım önümüzdeki aylar itibari ile kapatılacak. Artık hastalara hiç zaman ayrılamayacak. Bir doktor, bir hastaya reçeteye antibiyotik yazıyorsa eğer, hasta hakkını aramalı ve bu antibiyotiği bana niçin yazıyorsun diye sormalı. Dolayısıyla bu konuda dasağlıklı insanların, sadece hasta insanların değil, sağlığını korumak isteyen insanların da hakkını araması gerek. Bu hakkı sadece bizler, tabip odaları, dernekler aramamalı, sağlıklı insanlar hakkını aramalı. Hastalar 'bana daha az zaman öngören sisteme karşıyım' diyebilmeliler. Antibiyotik kullanımının şöyle bir önemi var Antihipertansif ilaçlardan, antidiyabetik ilaçlardan, onkolojik ilaçlardan biraz farklı bir özelliği var. Antibios Latince yaşama karşı demektir, yaşam karşıtı. Burada yaşamına karşı olduğumuz canlı türü aslında bakteriler" diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı üyesi Prof. Dr. Semra Çalangu şöyle devam etti.
"Doktorlar bir hastaya ilaç verirken düşünülmesi gereken hasta yaşlı bir insan mıdır, böbrek hastası mıdır, karaciğer hastası mıdır, Verdiğim antibiyotik, tansiyonuna etki eder mi, böbreğine, karaciğerine dokunur mu diye bir hastayı düşünmem lazım. Bunun için bir insan gereksiz yere eczaneye gidip antibiyotik alıyorsa, kendi karaciğeri, kendi böbreği, kendi bedeni hakkında bilgi sahibi olmadığından bilmeden ve istemeden kendisine zarar verebilecektir. Unutmamalı ki antibiyotik sadece mikroba değil, onu alan insana da etki yapar, gereksiz kullanılması zararlı. Antibiyotiklerden etkilenmeyen virüsler var, grip virüsü, hepatit virüsü gibi. Hiç antibiyotiğin etkisi yok ve özellikle üç günden daha kısa süren ateşlerde, ses kısıklığında, kuru öksürüklerde, hani 'bir antibiyotik alalım, boğaz ağrımız, geçsin' deriz ya.
Bunların çoğu antibiyotiklerin etkisiz olduğu virüslerden meydana gelir ve bu türden hastalıklarda hiç olmazsa üç günden önceki belirtilerde doktor tavsiyesi olmadıkça hastanın antibiyotik almaması gerekir. Gereksiz antibiyotik kullanımının ikinci canlıya olan etkisi, bakteriler üzerinde etkili ama o kadar çok mikrop var ki, bunlardan bir kısmına etkili olan antibiyotik önemli bir bölümüne etkili değildir. Buna karşı bir antibiyotik, bir canlıya bir mikroba etkili ise eğer yeterli süre yeterli dozda vermez isek, vücutta hastalık yapan mikrobu tamamen ortadan kaldıramaz isek, o mikrop arka plana çekilir, cephe gerisine çekilir ve silahlanır, bir direnç kazanır. Dirençli mikrop sadece o insana değil bir çeşit çevre, doğa kirliliği yaratarak başka insanlara da geçip yeni hastalıklar, tedavi edilmesi güç hastalıklar yaratılmasına sebep olabilir" dedi.
NDM- 1 VİRÜSÜ
NDM-1 adı verilen virüsün tüm antibiyotiklere dirençli olduğunu belirten Çalangu, "NDM-1, ilk kez Hindistan'da ameliyat olan bir hastada ortaya çıktı. Ama daha sonra yine Hindistan'da bulunmuş olan, orada ameliyat olmuş yada sağlık hizmeti almış olan Kanada, Hollanda gibi ülkelerin vatandaşlarında da görüldü. Büyük bir panik ve tedirginlik yarattı. Umudumuz daha fazla yayılmayacağı şeklindedir. Diğer ülkedekiler hiç olmazsa bildiğimiz bir veya iki antibiyotiğe dirençliydiler ama genel olarak biz enfeksiyonla uğraşan hekimlerin şöyle bir umudu var. Direnç gösteriyorsa bir bakteri, içeri hiçbir antibiyotiği almıyorsa, bütün pencerelerini, bütün kapılarını kapattıysa gıda maddesini alacak penceresi kalmamıştır. Daha fazla antibiyotikle müdahale etmeye kalkmazsak doğadan yok olur gider kendi kendini yok eder gider. Bu bakteriyi oluşturan enzimler hakkında ki iyimser görüşümüz böyle. Fakat kuşkusuz ki böyle bir canlı, bakın bu bakteriler yoktu doğada. Bu bakterileri bitkisel ilaçlarla değil gereksiz, yersiz Antibiyotik kullanarak" dedi.