“Üreten köylerimizdir, köylerimiz üretmezse şehirler aç kalır. Köyü ve köylümüzü sevmemin en büyük nedenlerinden birisi de budur. Bir gün köylerimizdeki üretim çok daha fazla ön plana çıkacak, şehirlere göç olmayacak” Bu sözler Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’a ait.

Isparta Belediyesi’nin “Köy Buluşmaları” programlarında sık sık tarımsal üretime değinen Başkan Günaydın’ın bu tespitlerinin ne denli önemli olduğunu dün TÜİK tarafından açıklanan nüfus verileri bir kez daha gözler önüne serdi.

Önce TÜİK verilerine bir göz atalım; Isparta 2017 yılında 433 bin 830 nüfus ile il sıralamasında 45. sırada yer aldı. Isparta'da ikamet eden nüfus 2017 yılında, bir önceki yıla göre 6 bin 506 kişi arttı. 2016 yılına göre 2017 yılında Isparta'da ikamet eden nüfus %1,50 oranında artış göstererek il sıralamasında Isparta 21. sırada yer aldı. Buraya kadar her şey normal görünüyor.

Gelelim belde ve köy nüfusuna; 2016 yılında 120 bin 162 olan belde ve köy nüfusu 2017 yılında 2 bin’e yakın azalarak 118 bin 297 olarak kaydedildi. Bu demek oluyor ki köyden kente doğru bir göç hareketi söz konusu.

“SEN ZAHMET ETME YERİNDEN
GÜRÜLTÜ YAPMAM DERİNDEN”
Birileri bizim üreten köylümüze ‘sen zahmet biz senin üreteceğin ürünleri sessiz sedasız gürültü yapmadan sana ithal ederiz. Hem de ürettiğinden daha ekonomik fiyata’ derse, üretim bizi yönetenler tarafından teşvik edilmezse milletin efendisi köylü de toprağını, damını bırakıp şehre gelir. Köyde kalan 70 yaş üstü nüfusta sadece nostalji olarak kalır. Üretim durur. Tarımsal ithalat artar.

Isparta bu anlamda başarılı örneklere de sahip; Deregümü’de bizlerin de sık sık gazete sayfalarına taşıdığımız örtü altı sebze yetiştiriciliği, kesme çiçekçilik, üretince istihdamın artacağını, çarşı pazarın şenleneceğini gözler önüne seriyor. Gelendost’un Çaltı köyünde başlayan sarımsak üretimi, Eğirdir’in Sarıidris beldesinde mantar üretimi de yine başarılı örnekler arasında yer alıyor.

ÜRETİMDEN KOPMAK SEVGİDEN DE KOPARIYOR
TÜİK’in açıkladığı nüfus verileri üst başlıkta köy nüfusunun azaldığını gösterirken, alt başlıklarda da birçok konuyu gündeme getiriyor.
Köyden kopmak toplumsal olarak yozlaşmanın, yabancılaşmanın kapılarını aralıyor. Üretimden kopan insanlık, aslında kendisinden de kopuyor. Emekten kopan insanlık aslında sevgiden, hoşgörüden de kopuyor. Birbirine tahammülü olmayan, birbirini sevmeyen, sevdiğini söylemeyen insan tipinin altında sevgiyi, emeği tüketen anlayış yatıyor. Hal böyle olunca reçetenin üretim olduğu da aşikar. Hepimizin dikkatini çeken kanser vakalarına başka bir başlık altında değineceğiz. Ama şunu da söylemeden geçmeyelim ki üretmeyen toplum kanser olur.

Başta yöneticiler olmak üzere TÜİK verilerini çok iyi okumalı ve çıkan sonuçlarla ilgili ciddi tedbirler almalı. Bu anlamda Belediye Başkanı Sayın Yusuf Ziya Günaydın’ın Köy Buluşmaları programlarını önemsediğimizi bir kez daha ifade etmiş olalım.