Akıl Tutulması
Bugün son zamanlardaki sosyal medya üzerinden yapılan siyasi paylaşımlara şöyle bir bakma şansım oldu,okuyabildiklerim şaşkınlığımı kat be kat artırdı.İnanın insanın kendi egosuyla bu kadar yoğun boğuşabildiği bir mecra oluşturulduğunu bilmiyordum.Neler neler yazıyor,aslı var-yok neler paylaşıyor insanımız..
Bunlardan birinin peşine de ben düştüm.MHP Genel Sekreter Yardımcısı Hidayet VAHAPOĞLU twitter hesabından şu mesajı paylaşmış ‘’ 900, 543.ten büyüktür’’ Bu ne demek ki diye düşünüp-MHP’nin son genel kurul sonuçlarına baktım,yönetimin oluştuğu kongrede aldıkları delege oyunu kasdettiğini gördüm.543 ise olağanüstü kongre yapılması için toplanan delege imza sayısı.O paylaşımın altına şöyle bir not düştüm. ‘’EĞER BU MANTIKLA BAKARSANIZ BUGÜN DOĞAN BİR ÇOCUK HEPİMİZDEN DAHA YAŞLI OLUR.İYİ MİSİNİZ SİZ?’’ Nasıl bir cevap umarsınız bilmem ama ‘’DÜŞÜNDÜĞÜNDEN DAHA İYİYİM.ASIL SEN BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN,ONU DÜŞÜN,SONRA KONUŞALIM’’ ..........
Tabii ki yazdıklarıma ek yazışmalar da oldu,isteyen ilgilinin twitter hesabına girerek okuyabilir.Benim anlatmak-aktarmak-sonuç çıkarmak istediğim şey bu değil.Sayın Hidayet VAHAPOĞLU Üniversiteden okul arkadaşımdır yani kendisini iyi tanırım,demek ki hiçbir şey değişmemiş.
Benim ona vermek istediğim mesajı anlayamadığını çok bariz bir şekilde anlamış oldum.Ben diyorum ki: SİZ 900 DELEGE OYU İLE GENEL MERKEZ YÖNETİMİNİ OLUŞTURMUŞ OLABİLİRSİNİZ AMA ŞİMDİ 543 DELEGE ‘’size verdiğimiz yetkiyi doğru kullandığınızı düşünmüyoruz,gelin olağanüstü kongreye gidelim ve kendinizi savunun!’’ Bunu anlamak bu kadar mı zor?
Eğer 543 sayısı olağanüstü genel kurul çağrısı için yeterli bir sayı ise ‘’900 daha büyük’’ gibi bir savunma olamaz!. Bu davranış,bu tutum aynı partinin Genel Başkan Yardımcısı Sefa Şevkat ÇETİN’in muhalif grup olarak adlandırdığı 543 imza sahibine ithafen sarf ettiği yakışıksız cümlelerle biraraya gelince Türk Milliyetçiliği ülküsü ile gençliğini heba eden,hayatını feda eden pek çok kardeşimize de saygısızlık edildiğini düşünüyorum.
Böyle konuşan inmsanları da hemen AKP yanlısı ilan etmeyi de hoş bulmuyorum.Ötekileştirme politikalarının büyük güçler tarafından yönetildiğini en iyi bilen siyasi kesimin mensupları kendi içindeki ötekileştirdiklerine de bakmalıdırlar. Genel Başkan adaylığı söz konusu olan şimdiki Genel BaşkanYardımcısı biri için ‘’PARTİ TEŞKİLATLARINDAN İÇERİ BİLE GİREMEZ’’ ‘’ÖNCE ÜYE OLMASI LAZIM’’ diye yüksek perdeden nutuk atanlar,şimdi o kişinin Genel Başkan Yardımcısı oluşunu neyle izah edebilirler ki?
Devletimizin bir Cumhurbaşkanı var ve halkın %50’sinden fazlasının oyunu almış,bulunduğu makam itibariyle zaten devletin başında.Yönetsel anlamda zaafiyet gördüğünü beyan edip tek sesli bir yönetimin oluşmasını,Başkanlık sisteminin tartışılmasını istiyor.Ama onun söylediği şeyler kişiselleştirilip-onun üzerinden toplumda feveran oluşturuluyor.Bence sayın Cumhurbaşkanının şahsında Başkanlık Sisteminin tartışılması hiçte şık ve etik değil.Yapın muhalefetinizi,kişiyi ve makamı rencide etmeden söndürün tartışmaları!Örneği çok ülkemizde.Rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman DEMİREL beyefendi de yine Rahmetli Turgut ÖZAL’ın Cumhurbaşkanlığı için ‘’...... RAKIMLI TEPEDE OTURAN ZAT’’ demiyor muydu?Sonra ne mi oldu?İKİSİ DE RAHMETLİ.Allah mekanlarını cennet etsin. İkisi de cumhurbaşkanlıklarında kendi kurdukları ve içinden geldikleri parti ile sorun yaşadılar,hepimiz biliyoruz.Ama şimdi?Yok böyle bir durum,aralarındaki tesanüt bence alkışa bile değer.Lidere sahip
çıkma davranışlarından vazgeçmeyen AKP’li Bakan ve Milletvekilerinin davranışlarını gıpta ile izliyorum.Toplantıları terk sebeplerine baktığımda özeniyorum.
Biz dünya konjonktüründe büyük ülke olacaksak ve bunu gerçekten istiyorsak daha çok şeyleri gerçekleştirmemiz lazım.Demokrasi hazmetme sanatı ise sonuçlardan ders almayı da gerektirir. Kimse kusura bakmasın %51 oy alıp tek başına iktidar olabilmiş bir siyasi partinin ‘’KALAN %49 OYU NİYE ALAMIYORUZ’’ konu başlıklı toplantılar ve araştırmalar yaptığı bir ortamda, ‘’NASIL PARTİ YÖNETİMİNDE KALIRIZ’’ anlayışı ile kırıp-döken yapıyı yanyana getiremiyorum.
Sanırım bu; Bakanlık merkez teşkilatında görev alan ve orada yükselerek makam sahibi olan bürokratların, taşrada UYGULANMA İHTİMALİ OLMAYAN GENELGE ve YÖNETMELİKLER YAYINLAMASI ile eşdeğer.
Allah yar ve yardımcımız olsun,akıl tutulması yaşayan herkese de salim düşünce nasip etsin.
Selam ve sevgilerimle..