Neden Böyle Olduk ki?
Gittiğim-oturduğum her ortamda nasıl oluyorsa konu hep tv dizilerine geliveriyor. Aman Allah’ım, sanki yanıbaşımdaki herkes dizide yaşıyor!
Sadece seyretmiyorlar, müthiş yorumluyorlar. Senaristleri bile bunu başaramaz inanın. Halbuki son zamanlarda yayında olan dizilerin ağırlıklı çoğunluğu ne Türk Kültürüne uygun, nede İslamî esaslara. Sorarsanız ülkenin %98’i Müslüman.
Peki nasıl oluyor da bu dizilerin sayısı ve seyircisi artıyor? İnsanlar bu kadar mı evde zaman geçiriyor? Evdeki zamanı tv izleyerek mi geçiriyor? Hiç mi başka işleri yok? Çoluğu-çocuğu da mı yok? Tabii ki de televizyon kanalları reyting almayan dizileri yayında tutmaz. Öyleyse nedir bu tutkunluk? Ne aile yapısı kaldı, ne iş hayatı! Nereden baksanız fecaat..
Doğrusu mutlu bir zengin ailesi görmez, dürüst çalışan bir iş adamı seyretmez durumdayız. İnsanların dengesi bozuldu neredeyse.. Herkes herşeyi bilir hale geldi. Herkes her sorunu çözebilir halde hissediyor kendini. Herkes dedektif, herkes psikolog oluverdi. Daha ilkokulda bizlere hikaye okumakla başlatılan alışkanlık lise bittiğinde batı klasiklerini bile bitirtmişti.
Şimdi o kitaplardan konu açtığımızda ‘’diziden sahnelerle’’ aktarımlar yapılıyor. Sanki roman özeti okumuş çocuklar gibi. Kimsenin eserin kendisinden haberi yok. Sanırım en kötü tarafları da ÖZENDİRMEK.
Gençlerimiz herşeyi kolay elde etme isteklerinin artık önüne geçemiyor. Zaten gergin yaşayan bir toplumuz. Herkes fiziksel gücün üstünlüğüne güveniyor. Akıl dediğiniz ne ki? Hatta neye yarıyor ki? Ben tv’lerde yayınlanan dizilerin RTÜK tarafından ‘’toplumun genel ahlâk yapısına uygun olmayan yada bozucu-rencide edici özellikler taşıması sebebiyle’’ yayından kaldırmasını veya yenilerine de izin vermemesini bekliyorum. Kendimize dönmenin öncelikli yönü burası. Z
ira istatistiklere göre insanımız günde ortalama 5,5 saat tv izliyormuş. Neden bunu değerlendiremiyoruz ki?